Translate.vc / Espanhol → Turco / Reo
Reo tradutor Turco
198 parallel translation
En respuesta a la pregunta del Sr. Holmes... el Director de la prisión de Dartmoor informa que... las tres cajas las hizo el mismo reo, John Davidson... que cumple una condena de siete años.
Dartmoor hapishanesinin müdürü, Bay Holmes'un sorusuna yanıt olarak üç müzik kutusunun da yedi yıla hükümlü aynı tutuklu, John Davidson tarafından yapıldığını bildirdi, efendim.
Y se sobresaltó cual reo ante temible sentencia.
Ve ürperdi sanki, bir suçlu gibi korktuğu bir çağrıyı duymuş gibi.
Pero trabajabas como un reo en una cantera de granito.
Ama bir mahkum gibi granit ocağında çalışıyordun.
Miembros del jurado, el reo es acusado de haber cometido el homicidio de Emily Jane French el 14 de octubre.
Jürinin saygıdeğer üyeleri, önünüzdeki mahkuma 14 Ekim günü adı geçen Emily Jane French'i öldürmekle suçlandığı bildirildi.
Que sería como decir "Reo y puta hoy se casan"
Şöyle diyecekler : "Mahpustaki adam, fahişeyle evleniyor."
Suponga que firmo un recibo por el reo.
Mahkum için belgeyi imzaladım diyelim.
A foja 105, que agregó parte de la prisión de Chillán, con que se puso a disposición del tribunal al reo Valenzuela, conjuntamente con las especies encontradas en su poder, que eran...
Sayfa 105'de, Chillán hapishanesi raporuna göre, sanık Valenzuela'nın yakalandığında üzerinde bulunan şeyler :
A foja 35, la defensa del reo, Jorge del Carmen Valenzuela, expone que la ausencia de un motivo en los delitos de homicidio y lesiones graves, debe indagarse sobre la personalidad del reo y sus antecedentes.
Sayfa 235'de, sanığın savunmasında, Jorge del Carmen Valenzuela, işlenen cinayetlerin ve verilen zararların bir nedeninin bulunmaması, sanığın kişiliğini ve geçmişini araştırma gerekliliğini doğurmaktadır.
Que escrita a foja 45, con declaración de que el reo, Jorge del Carmen Valenzuela Torres... que se hace llamar también José del Carmen Valenzuela, José Sandoval Espinosa, o Jorge Castillo Torres, queda condenado a la pena de muerte.
Sayfa 45'te yazılı olan sanığın, Jorge del Carmen Valenzuela Torres'in... aynı şekilde bilinen diğer adları José del Carmen Valenzuela, José Sandoval Espinosa, Jorge Castillo Torres'in... ifadesinin ardından sanık ölüm cezasına çarptırılmıştır.
- Llevense al reo.
- Mahkumu götürün.
Guardias, llevense al reo.
Muhafızlar! Mahkumu götürün!
EL REO QUEDARÁ BAJO CUSTODIA EN PRISIÓN 1138, prefijo THX ha sido clasificado como incurable y permanecerá bajo custodia en prisión.
GÖZETİM ALTINDA ŞARTLANACAK 1138, kod THX'in tedavi edilemez olduğu ve gözlenmesi gerektiği karara bağlandı.
Que el reo se levante para oír la sentencia.
Hükümlü, cezasını öğrenmek için ayağa kalksın.
La partición del pan, la última comida del reo y ahora, esta comida.
Ekmeğin unufak oluşu, dışlanan adamın son yemeği ve şimdi de bu yemek.
¿ Tenemos el registro carcelario del reo?
Sanığın hapishane kayıtları burada mı?
El reo es arrojado.
Keratanın cesareti varmış.
El reo pide que le quiten las esposas.
- Şakayı bir kenara bırakırsak... - İyi niyetinin göstergesi olarak.
El reo es sentenciado... a cadena perpetua.
Karar... Ömür boyu hapis.
Condenamos al reo y fue a prisión.
Adamı mahkum ettirdik ve hapse yolladık.
Un empleo que un reo pueda obtener... como lavando platos en un café o limpiando excusados.
Bir cafeteryada döküntüleri temizleyeceksin ; veya tuvaletleri temizleyeceksin.
Y si no trabajas, I no puede tomar $ 1 0 a la semana fuera de su salario......a pagar lo està © reo y el maletero.
Ve eğer çalışmayı bırakırsanız şu ses sistemi ve şapka askısı için, aylığınızın her haftasından geri almam gereken on doları alamam.
Si, ahora, mira, reo que está rota.
Bak, sanırım o kırılmış.
¿ Sabes quién ha llegado a la ciudad? Oscar Reo.
Hey, kim şehre gelmiş biliyor musun, Francis?
- ¿ El que cantaba en la radio?
Oscar Reo. Eskiden radyoda şarkı söyleyen Oscar Reo mu?
Se acusa al reo de tentativa de robo de gran cuantía.
Sanık, hırsızlığa teşebbüsten yargılanıyor.
¿ Renuncia el reo a la lectura de los derechos y cargos?
Sanık, hakkındaki suçlamaları ve haklarını biliyor mu?
Se acusa al reo de homicidio en primer grado.
Sanık, birinci derecede cinayetle suçlanıyor.
Te das cuenta que le dijiste cara de culo a ese reo? Lo hice?
Az önce, evrimin kayıp halkasına g.t suratlı dedin, farkında mısın?
Por lo general, es el impacto del castigo no sobre el reo, sino sobre otros para desalentarlos.
Genellikle cezanın etkisi suçlu üzerinde değil de, başkalarını vazgeçirme üzerinedir.
Es el impacto a través del reo.
Mahkumun üzerindeki etkisi.
O aún puede ser el reo quien es el impacto.
Ya da etkileyen mahkumiyettir.
Un reo solo renuncia a su privacidad en presencia de un agente de la condicional. Usted.
Suçluyu aramak ve el koymak için şartlı tahliyeden birinin olması şart.
Tu hermano es un reo condenado.
Abin bir hükümlü Mitch.
Había huellas del reo en la pistola.
Silahta ve mermilerde sanığın parmak izleri var.
Que otro reo va a ir a la silla por matar a una niñita.
Hücre komşusunun küçük bir kızı öldürme suçuyla idam edileceğini.
Como reo capital tienes derecho a verlas.
Sadece ve sadece sen ölüm nedeniyle dosyalarını açtırmak için başvurabilirsin.
Ayer, en Broadway con Marcy sonaron tiros que mataron a un niño de 6 años y a Tino Zapatti de 2 1 reo bajo fianza y al detective Ed Santos, de 22.
Dün, Broadway ve Marcy cad. köşesinde patlayan silahlar 6 yaşındaki James Bone'un, şartlı tahliye cezası almış olan 21 yaşındaki Tino Zapatti'nin ve 32 yaşındaki dedektif polis Eddie Santos'un ölümüne neden oldu.
Eran mis últimas horas de reo en el reformatorio.
Wilkinson Islahevi'nde tutuklu olarak geçirdiğim son saatlerdi.
Mi padre es un reo aquí. Le cortaron la lengua.
Babam da burada mahkûm, dili kesildi.
Todo reo quiere salir de prisión, por las buenas o por las malas.
Tüm mahkûmlar hapishaneden çıkmak ister, öyle ya da böyle.
Ningún empleado es AB negativo pero encontré un reo con el mismo tipo de sangre.
Çalışanlardan hiç AB Negatif olan yok, ben de mahkûmları incelemeye başladım. Aynı kan grubuna sahip bir mahkûm var.
vi cómo se desarrolló un malestar a medida de que cada reo deseaba ser el elegido.
Anlaşmazlıkların doğduğunu gördüm tüm mahkumlar seçilmek istiyorlardı.
De Justicia de EUA reporta que el reo típico en EUA es de la minoría de varones jóvenes sin educación.
Adalet Bakanlığının raporuna göre tipik Amerikalı mahkûm, yetersiz eğitim almış, azınlık genci.
Hace dos años le robó pasta de dientes a otro reo, el otro reo lo sorprendió y Giles lo mató.
- Raporu okudum. İki yıl evvel başka bir mahkûmdan diş macunu çalmış. Mahkûm onu yakalamış, Giles'da onu öldürmüş.
Said, eres un reo en una cárcel de máxima seguridad.
- Evet. Said, maksimum güvenlikli cezaevinde bir mahkûmsun.
Así que significa que el reo nos causará un gasto.
Öyleyse bütün bu fatura hapishaneye patlayacak?
No con esos precios, no siendo un reo.
Hayır, bu fiyatla olmaz, eğer bir mahkûmsa olmaz.
Amigos, cuando yo era un joven abogado hice un discurso y al reo lo condenaron a 10 años.
Geliyorlar mı? Geliyorlar.
¡ Es reo de muerte!
Cezası ölümdür!
Cuando estos dos factores hacenconjunción el reo sabe que va a morir.
İkisi de doğru bir hizaya geldiğinde, hükümlü ölümüm geldiğini anlar.
Nueve meses despues de tomar la Presidencia el ex-presidente y reo Ted Matthews.
Hizmetinize atandığım için gurur duyuyorum efendim.