Translate.vc / Espanhol → Turco / Riviera
Riviera tradutor Turco
361 parallel translation
Estuve ahí durante ocho años, en la Riviera, con mi experiencia y esperé que ese artista emergiera y que dijera algo de gran importancia.
Sekiz yıl Riviera'da içimdeki yazarın çıkmasını ve derin bir şey söylemesini bekleyerek sırt üstü yattım.
Este desagradable asunto, la llegada del invierno, las ganas de volver al sur... todo me aconsejaba dejar París e instalarme en Mónaco donde me esperaba un puesto de ascensorista... en el "Hotel de París".
Bu durum, kışın gelişi ve Riviera'ya gitme şansının doğması tüm bunlar Paris'ten ayrılıp Monako'da Hotel de Paris'de asansörcü olarak çalışma fırsatını doğurmuştu.
El doctor se ha ido un mes a la Costa Azul.
Çok üzgünüm bayım, bir aylığına Riviera'ya tatile gitti.
¿ La Costa Azul? ¡ Perfecto!
Bu zamanda Riviera demek!
Aquellas noches de junio en la Riviera, cuando nos sentábamos bajo el brillante cielo, nadando bajo la luna del Mediterráneo.
Riviera'daki haziran gecelerinde... pırıl pırıl gökyüzüne bakarak oturur... Akdeniz mehtabını seyrederdik. Genç ve tasasızdık.
El encanto de la Riviera
Nesi komik? Riviera harikadır.
Coge la Riviera, por ejemplo...
Riviera'dan mı bahsediyor,..
LAS HERMANAS DOLLY SON LA SENSACIÓN DE LA TEMPORADA
RIVIERA DEDİKODULARI Dolly Kardeşler sezonun büyük başarısı.
Iremos de luna de miel a la Riviera y después a Italia.
Balayımızı Riviera'da geçirip oradan da İtalya'ya geçeceğiz.
Como el cielo en Italia y la Riviera.
Tıpkı İtalya'da, Riviera'daki gökyüzü gibi.
Como lo ve? Vendría a la Riviera conmigo María d'Amata?
- Nedersiniz, Maria Riviera'ya gelirmi?
Una vez al año, en la Riviera francesa una de las zonas costeras mas hermosas de este mundo la alta sociedad internacional coge la forma de un hongo cosechado en un bello árbol
Uluslararası sosyete yılda birkez kelebeklerin güzel bir agaç üzerinde toplanması gibi, tanrının yarattığı en güzel sahillerden biri olan Fransız Rivieara'sında toplanır.
Pero juntos gobernaban la Riviera con el permiso de la titular del copyright, Lulu McGee
Ama birlikte sosyete yazarı Lulu McGee'nin marifetiyle Riviera'yi idare ediyorlardı.
Me detuvieron en mayo y en junio veraneabas con un gigoló.
Mayıs'ta yakayı ele verdim. Haziran'da yanında bir jigoloyla Riviera'daydın
Al día siguiente, era la mujer más famosa de la Costa Azul.
Ertesi sabah, Fransız Riviera'sındaki en ünlü kadındım.
HA VUELTO A ACTUAR EN LA RIVIERA
LÜKS TATİL YÖRELERİ SOYULMAKTA
Esto de volar de Palm Springs a St. Moritz y luego a la Riviera le parecía una tontería.
Palm Sprigs'ten buraya St Morizt'e ve Riviera'ya gelmeyi aptallık olarak görüyordu.
¿ Qué le ha atraído hasta la Riviera?
Neden Riviera'ya geldiniz?
Antes vas a ver una de las vistas más fascinantes de la Riviera.
Riviera'nın nefes kesen manzaralarından birini göreceksin.
Encontré esto : Las personas de la Riviera con joyas dignas de ser robadas.
Bir de bunu, Riviera'da çalınacak mücevheri olan herkesin listesini buldum.
¿ La Riviera?
Riviera?
Creo que este verano no iré a la Riviera y me quedaré por aquí un poco más.
En iyisi bu yazı Riviera'da geçirmek. Buradan uzak kalmak.
Me voy a la Riviera.
Riviera'ya gidiyorum.
Y después de la Riviera, creo que iré a Atenas.
Riviera'dan sonra, Atina'ya gitmeyi düşünüyorum.
¿ Volveré a ser feliz como lo era al principio de aquel fantástico verano en la Costa Azul hace justamente un año?
Eskisi gibi mutlu olmayacak Riviera'daki o muhteşem yaz başlangıcında olduğumuz gibi sadece bir yıl önce?
Pero esta vez, en la Riviera italiana.
Bu sefer İtalyan Rivierasına.
En la Costa Azul.
Riviera'da.
Tendré que ir a la Costa Azul.
Riviera'ya gideceğim.
Nunca he ido más allá de la Costa Azul.
Riviera'dan öteye gidemedim.
¿ Conoces la Riviera francesa?
Fransız Riviyerası'nı biliyor musun?
Nadie que haya estado allí olvidará jamás cómo era la Riviera en esa época.
O sezon orada olanların hiçbiri Fransız Riviyerasını unutamayacaktı.
Entendí lo que era la Riviera francesa.
Fransız Riviyerası'yla ne kast edildiğini bizzat yaşadım.
Monique tenía 13 años cuando los últimos americanos abandonaron la Riviera.
Son Amerikalı Riviyera'dan ayrıldığında Monique 13 yaşındaydı.
Él quiere ir a la Riviera, pero yo prefiero las cataratas del Niágara.
O, Riviera'ya, ben de Niagara Şelaleleri'ne gitmek istiyoruz.
Sahara, Riviera, Desert Inn, Sands y Flamingo.
Sahara, Riviera, Desert Inn, Sands ve Flamingo.
- Riviera.
- Riviera.
Sahara, Riviera, Desert Inn Sands y Flamingo.
Sahara, Riviera, Desert Inn Sands ve Flamingo.
RIVIERA ENTRADA
GİRİŞ
Sands, Sahara, Flamingo, Desert Inn, Riviera.
Sands, Sahara, Flamingo, Desert Inn, Riviera.
Estamos en el Hotel Riviera.
Riviera Oteli'ndeyiz.
- Está en el Riviera.
- Riviera'da.
Estaré en el Riviera con el Sr. Santos.
Ben Riviera'da Bay Santos'layım.
Soy Duke Santos.
Ben Duke Santos. Riviera'dayım.
¿ Creías que estaba en la Costa Azul?
Nereye dönecektim? Riviera'ya mı?
Bueno, conduzco un coche lujoso por toda la Riviera...
Pahall arabalar siiriip Riviera'da ya § amamln tek yolu bu.
Además, odio la Costa Azul.
Zaten Riviera'dan nefret ederim.
No tenemos Riviera en nuestras vacaciones.
Riviera'da geçmez bizim tatillerimiz.
- A la Riviera para deportes acuáticos.
- Su sporları için Riviera'ya.
Ve a la Costa Azul.
- Riviera git. - Neden?
¡ En la Costa Azul!
- Riviera'da!
Hoy podría haber dicho :
Ama bugün dedim ki : " Piere, Riviera'dayım.