English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Roca

Roca tradutor Turco

5,748 parallel translation
Hay una ola que viene. Somos la roca para romper esa ola.
Buraya doğru gelen bir dalga var, biz de dalgayı kıracak kayayız.
Cualquier cosa que me permita sacar la roca extraída es un amigo mío.
- Kaya kırarken düşüp ölmeme engel olan her şey dostumdur.
más lejos, sin embargo, de hielo es un pegamento que puede contener roca juntos.
Ancak, daha uzak olursa buz bir yapıştırıcı görevi görerek kayaları bir arada tutar.
éstas eran mismos impactos a gran escala y que realmente hacen crear derretir piscinas - roca líquida en los pisos de estos cráteres de impacto.
Bunlar büyük ölçüde darbelerdi. Ve onlar gerçek eriyik havuzları yarattılar. Bu çarpışma kraterlerinin yüzeylerinde erimiş kayalar meydana geldi.
júpiter domina su vecindad para millones de millas, se avecina durante al menos 67 lunas, de Ganímedes, que es más grande que el mercurio planeta, a una roca apenas una milla de ancho.
Jüpiter komşularına hükmeder. Milyonlarca mil mesafeden yapar bunu. Çevresinde dolanan 67 tane uydusu vardır.
Los anillos de Saturno están compuestos De partículas mayoría muy pequeños, de hielo y roca.
Satürn'ün halkalarının büyük bir kısmı küçük buz ve kaya parçalarından meydana geliyor.
Hecho de roca y hielo de agua.
Buz ve kayadan oluşuyorlar.
Pero aquí, el hielo de agua toma el lugar de la roca madre,
Ancak burada, su buzu taş yatağının altında yer alıyor.
Así que es roca que ha sido formado a partir de los productos químicos Contenido en dos fluidos.
Yani, kimyasallardan oluşan bu kaya iki tür sıvı içeriyor.
Y todos los productos químicos que se disuelven Combine con otros y crear esta roca.
Tüm kimyasallar burada çözünerek diğeriyle birleşerek bu kayayı meydana getiriyorlar.
Así que cuando los manantiales de metano entran, Ellos interactúan con los lagos y una roca precipita.
Böylece, metan kaynakları yüzeye çıktıkça göllerle etkileşime giriyorlar ve bir kaya çökeltisi meydana getiriyorlar.
Soy firme como una roca. La única razón por la que ignoramos la orden de Cabe es porque teníamos que perseguir a Daniels.
Cabe'in emirlerine karşı geldik çünkü Daniel'i yakalamak zorundaydık.
Tengo que empujar una roca a la cima y luego debo soltarla para que me aplaste una y otra vez sin dar importancia a mi bienestar.
Hayrıma olmasa da bir kayayı tepeye kadar itip tekrar tekrar üzerimden yuvarlamam gerekiyor.
Te lo propongo porque eres mi roca, ¿ de acuerdo?
Benim her şeyim olduğun için teklif ediyorum tamam mı?
Me senté en una roca y comencé a llorar.
Bir kayanın üstüne oturup ağlamaya başladım.
Escogiste esa roca en vez de a ella.
Onun yerine şu taş parçasını seçmiştin.
Los trolls de roca me dijeron que te habías estado escondiendo, que mi madre y tú teníais otra hermana.
Kaya trolleri gizlediğin şeyi bana anlattılar. Annemle senin bir kız kardeşiniz daha varmış.
Los trolls roca no deberían hablar sobre cosas que no entienden.
Kaya trolleri anlamadıkları şeyler hakkında konuşmamalılar.
La 27 horizontal es una roca que estoy empujando para que suba una montaña sin fin.
Sağdan sola 27 sonu olmayan bir dağa doğru ittiğim bir kaya gibi bir şey.
El agua hierve, el combustible explota y pollos recalentados se ponen como roca.
Suyun kaynaması, gazın patlaması... Tüyleri yolunmamış tavuk taş gibi pişmişti.
Siempre quise una roca lunar.
Her zaman bir ay taşı istemişimdir.
Se pelearon y entonces Clyde cayó sobre una roca, y se golpeó la cabeza.
Kavga ettiler kavga sırasında Clyde yer düşüp kafasını taşa çarptı.
Estos chicos habian escondido bajo una roca durante dos años hasta que un correo electrónico fue enviado a toda la lista de contactos del cabecilla.
Bu adamlar çete liderinin telefon rehberindekilere mail atılana kadar 2 senedir saklanıyormuş.
¿ Puedes ver a través de la roca?
Toprağın altından görüntüsünü alabiliyor musun?
Esta roca nosotros.
Maden yatağı. Biz.
En ese momento, en esa roca, con el diablo en los talones eramos Dioses.
O an o kayanın üzerinde topuklarımız üzerinde şeytanla tanrıydık.
Solo dime algo. Cuando lo echemos a la suerte, ¿ me apoyarás y me sacarás de esta roca?
Şimdi bana söyle ben arkamı dönmüş çörekleri çizerken, beni kayadan al.
De todas formas, uno de nosotros no saldrá de esta roca.
Ve zaten en az biri bu taşa iniyor.
De todas formas, uno de nosotros no saldrá de esta roca.
En azından içimizden biri burada tıkılı kalmayacak.
No sabía que te gusta hacer, así que traje juguetes de mi infancia... un bloque de madera y una roca.
Ne yapmayı sevdiğini bilmediğimden bazı çocukluk oyuncaklarımı getirdim. Bir tahta ve taş.
Y lo mejor de todo, cuando encuentras una roca linda en la cantera, siempre me la llevas a casa.
Ve en iyisi, taş ocağında güzel bir taş bulduğunda her zaman benim için eve getirdin.
Acabo de ver a un niño vestido de roca.
Ben sadece bir kaya gibi giyinmiş bir çocuk gördüm.
El papel gana a la roca.
Kağıt en kayanın daha güçlü.
Porque esa gran "roca" es Ego.
Çünkü o kaya, Ego.
Esto debe llevar directo al pequeño cerebro de la gran roca.
İğrenç! Burası bizi doğrudan gezegenin beynine götürecektir.
Sabemos eso. Hay unos 60 metros de roca volcánica sobre ella.
Üzerinde bir çift 30 metrelik volkanik taş var.
Entraba para encontrar una roca en el piso y vidrios por todos lados.
- İçeri girer ve yerde yatan bir taş bulurdum ve her yerde... - Bill.
Bueno... a veces se necesitan una roca y una pluma para que haya equilibrio.
Şey bazen denge için hem taş, hem tüy gerekir.
Se llama "Rockfish", un ganster retirado. [NT : Pez roca]
Lakabı kaya balığı, emekli gangster.
También conseguí esta roca.
Ayrıca bu kayayı aldım.
¿ quieres aprender algunos hechos de roca?
Hey, Wirt, bir kaç kaya gerçeği öğrenmek ister misin?
No, hablo de mi roca de los hechos sólidos.
- Hayır, kaya gerçeklerim - aslında kayaydı.
Entonces en algún punto las temperaturas se elevarían a 38 grados centígrados o más, toda el agua se evaporaría o herviría hacia la atmósfera, y, de hecho, si se calienta mucho, entonces las moléculas de agua mismas escaparían al espacio. La Tierra sería una roca seca y estéril.
Bir noktada sıcaklık belki yüz derece veya daha fazla olacak bütün su buharlaşacak veya kaynayıp atmosfere karışacak ve daha da sıcak olsaydı, su molekülleri uzaya kaçacak Dünya kuru ve çorak bir kayalık olacaktı.
80 millones de kilómetros más lejano del sol, su superficie es metro tras metro de reseca roca roja
Güneş'ten seksen milyon kilometrelik uzaklığıyla yüzeyi, kilometrelerce uzanan kurumuş kızıl kayadan oluşur.
Lo que se me permite hacer es romper un trozo Parece roca.
Yapacağım şey, taşa benzeyen bu şeyden bir parça koparmak olacak.
Pero verán, no es roca realmente, está cubierto de un poco de algas y es bastante suave al tacto.
Ama gördüğünüz gibi gerçek bir taş değil. Yosunla kaplı ve dokunmak için fazlasıyla yumuşak.
Piensen en cómo los Polinesios colonizaron las islas del Pacífico navegaron a través del océano, desembarcaron en alguna roca deshabitada como la Isla de Pascua, y usaron los recursos que encontraron ahí para hacer copias de sí mismos.
Polinezyalıların, Pasifik adalarına nasıl koloni kurduğunu düşünün. Okyanusun ötesinden denize açıldılar insansız, kayaya benzer Paskalya Adası'na çıktılar ve orada kendilerini kopyalamak için buldukları gerekli kaynakları kullandılar.
Lo que sentí fue como estar en una bola de roca.
Deyim yerindeyse kaya güllesi çarpmışa döndüm.
Si tomo estas ramas esta roca pequeña y goma de mascar...
.. bu küçük taşı ve sakızımı alırsam...
- Está duro como una roca.
- Taş gibi.
- ¿ Una roca y una pluma?
Taş mı, tüy mü?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]