Translate.vc / Espanhol → Turco / Room
Room tradutor Turco
514 parallel translation
De HENRI BARBUSSE Puesta en escena VALENTIN TURKIN Director ABRAM ROOM
HENRİ BARBUSSE'nin eserindenden senaryo VALENTİN TURKİN yönetmen ABRAM ROOM
- A las 19 : 30 en el Grill Room.
- 7.30'da barda. - 7.30'da.
Va a estar en un cabaret llamado The Peacock Room... en la calle principal, cerca de la calle 14.
Peacock Room adlı kokteyl barın yanında olacak... 14. cadde yakınında, ana bulvarda.
Margo y Bill quieren que vayamos esta noche al Cub Room con ellos después del teatro.
Margo ve Bill bu gece oyundan sonra Cub Room'da buluşmamızı istiyor.
Margo Channing en el Cub Room.
Margo Channing Cub Room'da.
El Cub Room.
Cub Room.
Hubiese preferido ir al'Pump Room', allí nos conocen.
Ne diye buraya geldik? Neden insanların bizi tanıdığı Pump Room'a gitmedik ki?
Hizo una llamada en el Twilight Room y luego ha vuelto aquí.
Twilight Room Bar'dan telefon etti ve hemen buraya döndü.
- No, usted estaba en Twilight Room.
Evet, siz Twilight Room Bar'daydınız.
Una mesa para dos en el Colony antes de la función, mesa para dos en el Salón Persa para después, en un rincón oscuro.
Tiyatro'dan önce The Colony'de iki kişilik rezervasyon..... sonra da The Persian Room'da, masa karanlık bir köşede olsun.
Vimos Desazón a los 20 años y fuimos al Salón Persa.
Tiyatroya, sonra da The Persian Room'a.
Bienvenido al Golden Pheasant Room.
Gallagher'ın Altın Sülün Odası'na hoş geldiniz.
El billar de Gillis en Chicago.
Gilly's Green Room, Şikago.
Iremos al Boom Boom Room.
Dinle, istersen yemeğe gidelim.
El dueño es amigo mío.
Boom-Boom Room'a gideriz.
Un club como el Copacabana. Y para eso necesitas un vestuario fabuloso, accesorios especiales, un profesor de canto, un representante, y para eso se necesita dinero.
- Copa ya da..... Persian Room gibi bir gösteri..... göz alıcı bir gardırop, özel malzemeler..... ses hocası ve halkla ilişkiler görevlisi.
- ¿ En ti? - Eso es lo que costaría si quiero cantar en el Copacabana.
- Persian Room'u hazırlayacaksam..... bu kadar paraya ihtiyacım var demektir.
Lo primero que haré será cancelar mi reserva en el Copacabana.
Yapacağım ilk şey Persian Room'daki rezervasyonumu iptal ettirmek olacak.
- Claro, ahí está "El Palmar".
- Elbette var, bak orada, Palm Room!
Ba ¡ Ie a med ¡ anoche en eI salón Imper ¡ al, veloz despIazam ¡ ento en ascensor hasta eI dorm ¡ tor ¡ o perfumado con uno de Ios mejores amantes que pueda encontrar una mujer. ¿ Más?
Ardından da Empire Room'da gece yarısı dansı. Ardından, parfüm kokulu yatak odamıza hızlı asansörle ulaşma, ardından da, bir kadının karşılaşabileceği en müthiş aşık. Daha?
Guardatelo, usa la cabeza, y nos reuniremos en el "Ready Room" a las 1500.
eşyalarınızı üstüste koyun, kafanızı kullanın, ve 1500 deki hazırlanma odasında toplanın.
Camarera en el Harem Room Casino.
Harem Room Kumarhanesinde garsonluk yapıyordu.
Y Phil, para ti, todo un buen caballero,... cena y baile para dos en el famoso African Room de Manhattan.
Ve Phil, senin için, senin gibi şaka kaldırabilen birine Manhattan'daki ünlü African Room'da iki kişilik akşam yemeği.
Mejor comida que he tenido desde el Rainbow Room en el Astra.
Astra'daki Gökkuşağı Odasında yediğim yemekten sonraki en iyi yemek.
Volveremos con los Magic Tones en el Armada Room's... dos horas de swing disco después de este pequeño receso.
Donanma'nin 2 saatlik disko swing partisine kisa bir aradan... sonra Magic Tones ile devam edecegiz.
¿ Volver a salón Armada?
Armada Room'dasindakimi?
Averigüé que Kitty Collins trabajaba en el Brentwood Room.
Kitty Collins'i Brentwood Room'da çalışırken buldum
Let's move them to that room.
Haydi onları o odaya götürelim.
El control y el comandante no lo permitirán.
The control room and Commander won't.
- Todavía puedes encontrar una habitación.
? YOU STILL CAN FIND SOME ROOM?
Aqui estara el porche, y aqui estara el livin'room con una chimenea.
Veranda burası oturma odası ve şömine tam burada olacak.
¿ No es Romper Room hoy?
Yoksa bugün Susam Sokağı yok mu?
Alec durmió conmigo en el Cuarto Russet cuando tú y Anne estaban fuera.
Kristin _ Kreuk eunalp Sen ve Anne dışarıdayken, Russet Room'da Alec ile birlikte olduk.
Retransmitimos en directo desde King Cole Room donde ha venido todo el mundo para dar la bienvenida a 1944.
Herkesin 1944'ü karşılamak için toplandığı Manhattan'ın merkezindeki King Cole Salonu'ndan naklen yayın yapıyoruz.
Han dicho que irían al King Cole Room esta noche. Y dijeron que todos sus amigos estarán allí.
Onlar da bu gece King Cole Salonu'na gideceklerini söylediler.
Damas y caballeros, el salón de cristal está orgulloso de presentar... El debut en un club de las nuevas estrellas de las grabaciones de America :
Hanımlar ve beyler, Crystal Room... ilk kez sahneye çıkan Amerika'nın yeni müzik yıldızlarını gururla sunar.
Apúrate, o te perderás "Good Night, Little People".
Harbi mi? Eğer acele edersen Romper Room'a ( bir çocuk dizisi ) yetişebilirsin.
Sí, el salón de té ruso.
Yani Russian Tea Room'a.
Transporter Room Six.
Işınlanma Odası 6.
Sid y yo nos vamos al Great Northern a enganchar la caravana y a cenar en Timber Room.
Sid ve ben Great Northern'a kaçıp karavanı bağlayıp, ağaç odada akşam yemeği yiyeceğiz.
Fuimos al Rainbow Room.
Rainbow Room'a gittik.
Pasamos nuestras últimas horas en el Rainbow Room bailando lento.
Son saatlerimizi birlikte Rainbow Room'da yavaş dans ederek geçirdik.
El director de Lonely Room está tratando mal a Lily.
Lonely Room'un yönetmeni Lily'ye zor anlar yaşatıyormuş.
Y ya que estás... quiero copias de la nueva versión de The Lonely Room... en páginas blancas, sin color.
Ve oradayken... The Lonely Room senaryosundaki... düzeltmelerin beyaz sayfalarda bir kopyasını istiyorum, renksiz.
No, estamos haciendo una película llamada "Cuarto Solitario".
Hayır, ama Lonely Room adında bir film yapıyoruz.
Con el "Oak Room".
Oak Room lokantasını bağlayın.
¿ Vamos al Oak Room?
Oak Room'a mı gidiyoruz?
Aquí estamos, en el Oak Room.
Oak Room'a geldik.
El Oak Room!
Oak Room!
Auntie in her room cry
O zaman dönerken acele et.
El Brentwood Room.
Brentwood Room.