Translate.vc / Espanhol → Turco / Saco
Saco tradutor Turco
5,977 parallel translation
Porque les saco mucho dinero en el casino.
Çünkü onlardan bok gibi parayı kumarhanenin içinde kazanıyorum.
Quieres decirme que... si te pongo en Unión Carbide en 7 y te saco en 32...
- Pekala, ne diyorsun? - Şunu söyleyeyim şu an Union Carbide'a 7 sentten girerseniz, 32 sent elde edersiniz.
Texas Instruments en 11 y te saco en 47...
Texas Instruments'a 11 sentten girerseniz ve 47 sent elde edersiniz.
Aún estás en 16 y te saco en 41, no me digas que Chester... me aceptó comprar unos miles de acciones de Disney.
Şu an 16 sentten girersen 41 sent elde edersin. Bana şöyle demeniz lazım. "Chester Disney'den birkaç binlik hisse al bana."
Gary Webb es el reportero de Noticias Mercury de San José que saco la historia al descubierto.
Gary Webb, San Jose Mercury News'de muhabir ve hikayeyi ortaya çıkaran odur.
Usted es un saco de boxeo.
Sen bir kum torbasısın.
Desde el momento en que arribó a las puertas de Aguasdulces, un muchacho de ocho, cargando todo lo que poseía en un pequeño saco.
Nehirova kapılarından girdiği andan itibaren sahip olduğu her şeyi küçük çantasında taşıyan 8 yaşında bir çocuk.
Mejor te arrimas a tu saco de pedos y duermes esta noche.
En iyisi osuruk dolu kıçına bir yer bul ve orada uyu bu gece.
Está bien, alguien me saco del camino, pero los doctores me revisaron, y voy a estar bien.
Yolda birisi üzeri sürdü ve kaza yaptım ama doktor kontrol etti ve bir sorunum yokmuş.
Es el saco de papá, así que...
Bu babamın ceketi, yani...
Es por mi pene. Lo saco y toca el piso.
Penisimi çıkarıp yere vurduğumda çıkan sesle ilgili.
Otro, de saco azul.
Diğeri mavi ceketli.
Consigue unas estaciones que la pongan y saco la maldita canción.
Birkaç istasyonda çaldırırsan lanet şarkıyı çıkarırım.
Y si saco el 30 % de ti y el 30 % de él.
Senden de, ondan da yüzde 30 alırım.
Saco y corbata, si es posible.
Ceket ve kravat, eğer mümkünse.
Está a dejarme con un saco de boxeo?
Tek bir opun olurdu. Beni bir kum torbasıyla mı bırakacaksın?
- Que te den por saco.
- Siktir git.
¡ Que te den por saco!
- Siktir git dedim!
¿ Así que cuando me la robaste de mi saco?
Cebimden ne zaman aldın?
Llevaba el mismo saco de laboratorio andrajoso, desde hace 20 años.
20 yıl boyunca aynı laboratuvar önlüğünü giydi.
Hay un saco de dormir y más ropa.
Uyku tulumu ve birkaç kıyafet daha var.
¡ Saco las garras!
Pençelerim dışarıda.
¡ Me la saco y la tiro!
Siktir et. Tek gecelik ilişki yaşayacağım.
De repente, el wolch corrió hacia mí... como yo saco mi rifle.
Ben tüfeğimi çekerken, aniden wolch bana doğru koşmaya başladı.
Ponlo en el saco.
Torbaya koy onu.
¡ Ponlo en el saco!
Torbaya koy onu!
Quítate el saco, Virgil.
Ceketini çıkarsana, Virgil.
Un joven ordinario que usa un saco talla 40, con rasgos normales dentadura decente es el jugador No. 2 de tenis universitario en EE.UU.
Siradan görünüslü bir delikanli. Nesi var? 40 beden bir montu, düzgün hatlari ve inci gibi disleri var,
No estoy hablando de mi saco, hermano.
Beden ölçümden söz etmiyorum birader.
EI bote de gasolina, los limpiaparabrisas, el saco de boxeo.
Teknecilik, ön cam sileceği, kum torbası yumruklama gibi oyunları oynamıştım...
El vestido se ve como un saco de patatas.
Elbiseyse patates çuvalına benziyor.
Oye, ¿ tienes que saco de dinero en efectivo?
Hey, nakit o çuval var?
Lo que necesito es ese saco de dinero en efectivo.
Neye ihtiyacım nakit o çuval olduğunu.
Pasará su vacío, saco-menos sacos de bolas...
Sen boş çuval daha az top çuval geçecek...
Saco más dinero del que en realidad tenía en su cuenta.
Hesabınızdaki miktardan daha fazla para çekmişsiniz.
Pero no llegué a donde llegué por esquivar la verdad, así que... Me puse el saco y tomé la carretera. ¿ En serio?
Ama oturduğum yerden doğru olup olmadığını bilemezdim ve ben de jipe atlayıp yola vurdum kendimi.
Me dices que me calme una vez más y ¡ te saco la mierda!
Bana bir kere daha sakin olmamı söylersen, seni öldürürüm amına koyayım.
Probablemente deberíamos golpear el saco.
Artık uyusak iyi olacak.
Viejo, lo único que necesitarás serán tus puños - y un saco pesado...
Aga, ihtiyacın olacak tek şey yumrukların ve ağır bir torba
Un saco muy lindo, ¿ Armani?
Çok güzel bir ceket. Armani mi?
Yo te saco de un lío, tú me sacas de otro.
Ben seni sıkıntıdan kurtarıyorum, sen de beni birinden kurtaracaksın.
La semana pasada, en un callejón, la primera llamada de la noche saco a un bebé del fondo de un basurero.
Geçen hafta Buck Sokağı geçidinde, gecenin ilk olayında, Bir çöp tenekesinin dibinden bir bebek çıkardım.
Solo un pequeño, diminuto saco muerto en mis manos.
Sadece avuçlarımda küçücük, incecik, ölü bir torba.
Y yo estaba allí con mi actor, y me dijo : " ¿ Te importa si saco algunas fotos? ... contigo y tu actor por si acaso me gusta la película?
Başrol oyuncumla beraber oradaydım, Roger bana, filmi beğenirsem sizinle bir fotoğraf çektirmemde sakınca var mı, diye sordu.
Si alguien se porta mal con los amigos de Caitlin, yo mismo lo saco a patadas.
Eger buradakilerden biri Caitlin'e bakacak olursa bizzat ben günlerini gösteririm.
¿ Sólo saco a relucir su nombre?
Adını mı söyleyeyim?
Sostenga el puto saco.
Tut şu lanet olası çuvalı.
¿ Puedo tomar su saco?
Paltonuzu alabilir miyim?
Me saco algunas risas.
Biraz güldüm.
A ver cómo les explico de dónde saco el dinero.
Parayı nereden aldığımı nasıl açıklayacağım?
Me lo saco de la cabeza.
Yeter ki kafamdan çıkıp gitsin.