Translate.vc / Espanhol → Turco / Salim
Salim tradutor Turco
3,020 parallel translation
No pensabas que iba a devolvértela viva, ¿ verdad?
Onu gerçekten sana sağ salim geri vereceğimi düşünmüyorsun, değil mi?
Si tenías que dejarlo solo, debía ser en la oficina de correos sano y salvo.
Eğer onu rahat bıraksaydın sağ salim posta ofisinde olurdu.
- Lo hemos hecho bien.
- Sağ salim kurtulduk.
Bueno, has sobrevivido a tu primera clase con Cassie, así que debes de ser buena.
- Merhaba. Cassie'nin ilk dersini sağ salim atlatmışsın. İyi olmalısın.
Quédate fuera de las olas y vuelve aquí, ¿ me escuchas?
Gizli saklı işlerden uzak dur ve sağ salim geri dön.
Nosotros más que nadie, queremos que la señorita Sherman regrese a salvo.
Bayan Sherman'ın sağ salim bir şekilde geri dönmesini herkesten çok biz istiyoruz.
Me gustaría que nos devolvieran a nuestros hombres a Joseon sanos y a salvo.
Umarım askerlerimizi Joseon'a sağ salim geri yollarsınız.
Congeniaron y salimos bastante ilesos.
Tanıştılar ve bizi sağ salim bıraktılar.
Se asegurará que llegues a casa a salvo.
Eve sağ salim varmanı sağlayacak.
Danos los detonadores, deja que nos vayamos, y permitiré que tengas tu reunión familiar.
Sen tetikleyicileri ver. Buradan sağ salim ayrılalım, ben de ailenizi buluşturayım.
Me llamo Salim.
Benim adım Salim.
Kahlid Salim.
Kahlid Salim.
Para ampliar, vamos a El Cairo, en vivo donde nuestro reportero, Kahlid Salim está esperando.
Fazlası için, muhabirimiz Kahlid Salim ile Kahire'den canlı yayındayız.
Solo quiero alcanzarla, y a mis otros amigos también... Y salir de aquí vivos.
Sadece onu ve diğer arkadaşlarımı alıp buradan sağ salim gitmek istiyorum.
Si alguna vez salimos vivos de los Estados Unidos, te la contaré.
Amerika'dan sağ salim çıkmayı başarırsak söylerim.
Y nuestro equipo está sano y salvo en su vuelo de vuelta a casa.
Ve bizim ekibimiz sağa salim dönüş yapmış olmalılar.
Vas a salir bien de esta operación.
O ameliyattan sağ salim çıkacaksın.
Quédese donde está y cállese, si quiere volver a la ciudad vivo.
Olduğun yerde kal ve çeneni kapat. Tabii şehre sağ salim dönmek istiyorsan.
Vuelve a casa a salvo y sin ser vista.
Eve sağ salim ve görünmeden dön.
- Llega bien a casa.
Sağ salim eve gir.
Siempre salí bien, sin embargo.
Hep sağ salim kurtuldum.
¿ Estarás bien?
Sağ salim dönecek misin?
Sabes, Chestnut, la única cosa que me ayudó durante el robo fuiste tú.
Chestnut, senin için bu soygundan sağ salim çıktım.
Bien, te llevaré allí yo mismo para asegurarnos de que llegues bien.
Peki, sağ salim vardığından emin olmak için seni oraya kendim götüreceğim.
no me digas que... se ha terminado.
Dur biraz. Yoksa sen... Değerli misafirler, hepiniz savaşı sağ salim atlatıp kurtulanlardansınız!
- Llega bien a casa.
- Sağ salim git.
Caminaré con vosotras para asegurarme que vosotras dos delicadas flores vuelven sanas y salvas.
Pekala siz iki narin bayanın sağ salim vardığınıza emin olmak için sizinle yürürüm.
Y finalmente a mí, el único que pasó el día ileso.
Ve nihayet ben, günü sağ salim atlatan tek kişi.
¿ Y sana?
- Peki salim?
Si, Papá, y sana.
- Evet baba, sağ salim geldim.
Oh, bien. Lo "sana" es lo que me preocupa.
- Oh be. "Salim" i merak ediyordum asıl.
Debes traerla de vuelta sin el menor daño.
Gidip onun buraya sağ salim döndüğünden emin ol.
Desde que supo que Su Alteza ha regresado a salvo, Su Majestad estuvo...
Sağ salim geri döndüğünüzü duyana kadar dinlenmeden...
- ¿ Anna llegó bien?
- Anna sağ salim döndü mü?
Tráelas a casa sanas y salvas.
Hepsini eve sağ salim getir.
- ¿ Tu papá llegó bien anoche a casa?
Dün akşam baban sağ salim eve gelebildi mi?
Y si esos niños aparecen sanos y salvos, no solo serías forzado a liberar a Héctor, sino que podrías estar sujeto a un juicio civil.
- Ve eğer bu çocuklar sağlıklı ve sağ salim dönerlerse, yanlızca Hector'u serbest bırakmana zorlamayacağız, ama sivil hayata dönmeni sağlıyacağız.
Una decisión, por cierto, que parece aún mejor a la luz del día.
Salim kafayla düşününce daha iyi bir karar gibi geldi.
Solo tráelos de vuelta sanos y salvos.
Onları sağ salim geri getir yeter.
Voy a sacarte a salvo de aquí.
Seni sağ salim çıkaracağım buradan.
Si nos das sus nombres, los traemos aquí ilesos, nadie más sale herido.
Bize isimleri ver, onları sağ salim getirelim. Başka hiç kimsenin canı yanmasın.
Me dijo que había llegado bien a casa y que me llamaría después de ducharse.
Eve sağ salim vardığını ve duş aldıktan sonra arayacağını söyledi.
Ahí estaba, sana y salva, justo donde estaba desde el día en que la compré.
İşte burada, aldığım günden beri sağ salim olduğu yerde duruyor.
Han llegado a salvo.
Hepiniz sağ salim gelmişsiniz.
Park Ha... he llegado a salvo.
Park Ha... Sağ salim vardım.
Diré que estoy seguro que la policía y el SIS traerán a la niña a salvo.
- Polisin ve Özel Birimin kızı sağ salim geri getireceğinden hiç şüphem yok.
Todavía hay una joven mujer orando y esperando que estés sano y salvo.
Hala dua edip sağ salim dönmeni bekleyen genç bir kız var.
Confío en que la policía y el SIS traerán a la niña a salvo.
Şunu diyebilirim ki Polisin ve Özel Birimin kızı sağ salim geri getireceğinden hiç şüphem yok.
Trate de volver sano y salvo.
Sağ salim dönmeye çalışın.
Quiero que se sobreentienda que hacemos todo lo que podemos para recuperar viva a Emilie Zeuthen.
- Bir yorum yapamam. Ama Emilie Zeuthen'ın sağ salim bulunması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.
Solo debemos conseguir que Emilie Zeuthen regrese viva.
Yapmamız gereken Emilie'yı sağ salim bulmak.