Translate.vc / Espanhol → Turco / Salir
Salir tradutor Turco
93,313 parallel translation
- Si vas a salir del armario,
- Eşcinselliğini açıklayacaksan
Tengo que salir de aquí.
Buradan çıkıp gitmem lazım.
¿ Es porque tienes algo en contra de salir con compañeros?
Bu, iş arkadaşlarınla çıkmama prensibin yüzünden mi?
Ese comentario nunca debería salir de aquí.
Bu sözler, kesinlikle burada kalmalı.
Mis prendas tienen que salir de una casa libre de humo y mascotas.
Ürünlerim, hayvansız ve sigara kokusunun olmadığı bir yerden gelmeli.
Sé que cuesta comprenderlo, pero yo tenía que salir de ahí.
Anlaması zor biliyorum ama... Oradan gitmek zorundaydım.
- Estos son mis pantalones de salir.
- Bu benim parti pantolonum.
Acabamos de salir del agua.
Şimdi sudan çıktık.
- No, tuvo que salir.
- Hayır daha gelmedi.
¿ Acabas de salir de la habitación?
Sen odadan ayrıldın mı?
¿ Quién le ha dejado salir?
Kim onu dışarı bırakmış?
- Entonces parece que tendrás que encontrar tu propia forma de salir de aquí.
- Ozaman görünüşe göre buradan kendi yönteminle kaçman gerek.
Llegamos a conseguir esos rehenes salir vivo de allí, capitán.
Rehineleri oradan sağ çıkarmak istiyorsun, Komiser
copiar este, Y luego vamos a salir de aquí.
Şunları kopyalayıp gidelim buradan.
Es lo malo de salir en las noticias.
Göz önünde olmanın dezavantajları.
¿ Recuerda la científica que ayudó al hermano de la senadora a salir del capullo?
Senatörün kardeşinin o kabuktan çıkmasına yardım eden bilim insanını hatırladınız mı?
Debería salir más de la ciudad.
Şehirden daha sık çıkmalıyım.
Recordaré eso si conseguimos salir de aquí.
Buradan çıkabilirsek aklımda tutacağım.
Simplemente no pudo salir con él.
Oradan çıkamadı.
¿ Quién podría enviar un francotirador pensando que se podría salir con la suya?
Kim bir tetikçi gönderip bu işten kurtulabileceğini düşünür ki?
Tengo que salir un momento.
Biraz dışarı çıkmam gerekiyor.
Este era el riesgo de salir a la luz. No, este era el riesgo de ir a por Nadeer.
Bu meşru hâle gelmenin riskiydi.
Vamos a salir pitando de aquí.
Hadi gidelim buradan.
Tal vez estoy cansada de salir con civiles.
Belki de sivillerle çıkmaktan sıkılmışımdır.
-... eras quien no quería salir de la base, ¡ diciendo que era un error de calibración!
- Üsten ayrılmak istemeyen ve ve ölçüm hatası olduğunu söyleyen sendin.
Siempre traté de protegerte, buscando soluciones tecnológicas que resolvieran la situación problemática en la que podrías salir herida o asesinada.
Zarar görebileceğin ya da ölebileceğin gerçekleşmemiş senaryoları engelleyecek teknolojileri takip ederek her zaman seni korumaya çalışıyordum.
Ahí es donde programé la puerta trasera para salir.
Çıkmak için arka kapıyı oraya programladım.
Es donde he programado la puerta trasera para salir.
Çıkış için arka kapıyı oraya programladım.
Escucha, sé que no confías en mí, pero puedo ayudarte a salir de aquí.
Dinle, bana güvenmediğini biliyorum. Ama buradan çıkmana yardım edebilirim.
Tenemos que salir de aquí.
Hydra peşinde.
Tenemos que salir de aquí.
Gitmemiz gerek.
Sí, lo que significa que tiene recursos... por no mencionar experiencia en el Framework... que necesitaremos para salir de la bola de nieve de Hydra de Radcliffe.
Evet, bu kaynakları olduğu anlamına geliyor. Framework konusundaki uzmanlığından bahsetmiyorum bile ki Radcliffe'in Hydra küresinden çıkmak için buna ihtiyacımız var.
- Puede ayudarnos a salir.
Ki bu da...
De acuerdo a la información de Ward, el dron debería salir en cinco segundos.
Ward'un söylediğine göre Drone 5 saniye içinde gidecek.
No hay forma de salir.
Kaçamazsın.
Tendréis que salir tal y como entrasteis. Ese es el problema.
- Geldiğiniz yoldan çıkmanız gerekecek.
Y a diferencia de los hombres que acaban de salir, sé la verdad sobre ti, y tu mundo.
Az önce çıkan adamların aksine, ben seninle ilgili gerçeği biliyorum. Dünyanı da öyle.
Solo quiero salir de aquí.
Tek istediğim buradan defolup gitmek.
Lo único que importa es salir, y Daisy y el doctor Radcliffe son las claves para hacerlo.
Önemli olan tek şey buradan çıkmak. Daisy ve Dr. Radcliffe bunu sağlayabilir.
Necesitamos salir del Framework antes de perder a nadie más.
Başka birini daha kaybetmeden Framework'ten çıkmamız lazım.
Tuve una oportunidad de unirme a S.H.I.E.L.D. Un hombre apareció cuando... acababa de salir de la escuela...
SHIELD'a katılma şansım vardı. Yeni mezun olmuşken... -... bir adam geldi ve- -
Sigue respirando... pero vamos a necesitar encontrar otra forma de salir.
Hala nefes alıyor. Ama buradan çıkmak için başka bir yol bulmamız lazım.
Tenemos un túnel secreto para salir de aquí.
Buradan gizli bir çıkış tünelimiz var.
Podemos salir de aquí.
Burada her şey yolunda.
Ya, bueno, si vamos a salir de aquí, esta es nuestra última oportunidad.
Evet, buradan çıkacaksak bu bizim son şansımız.
Tenemos que salir de aquí.
Buradan çıkmalıyız.
Tenéis que salir de la plataforma ahora.
Platformdan hemen çıkmalısınız. Tekrar ediyorum.
Por favor, créeme, todo el mundo va a salir a salvo de esto.
Lütfen inan bana. Bu işin sonunda herkes iyi olacak.
Tenemos que salir de aquí.
- Buradan gitmemiz gerek.
Tenemos que salir de aquí.
Buradan çıkmamız gerek.
- y salir volando!
- Olmaz!