English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Saliô

Saliô tradutor Turco

777 parallel translation
- Saliô del platillo. - O cayó.
- Biri onu dışarı çıkartsın - veya çeksin.
Saliô del vivero.
Bu şey seranın dışında.
Tan pronto como salio el sol, debería haberla enviado de vuelta.
Güneş doğduğunda onu hemen geri yollamalıydım.
Salio por aquí en algún sitio
Buradan çıkmışlar.
¿ de donde salio? ¿ No ves? Alguien mas vino y la reemplazo por la mía pensando que se quedaban con la original de Beaugard.
Birisi benim resmimi değiştirmiş ve orijinalini aldığını sanmış.
Y aun asi salio tras un pirata en una caceria sin frutos... dejando la capital a merced del enemigo.
Siz gittiğinizde bazı yabani ördekler başkenti düşmanın insafına bırakarak bir korsanın peşine düştüler.
Salio bien
İyi bir resim oldu sanırım.
- Salio en los periodicos esta tarde.
bu günün gazetelerindeydi.
Salio la mujer y entro Su Señoria.
Kadın çıktı, yargıç girdi.
Iba muy rapido... pegó un bandazo... se salio de la carretera... y cayó en el canal.
Çok hızlı gidiyordu... Arabasının hakimiyetini kaybetti yoldan çıktı ve kanala düştü.
Antes de que pudiese llamar a la policía, salio Paine, no dijo nada y se fue.
Ben polisi arayamadan Paine dışarı çıktı. Bir şey söylemedi, sadece ayrıldı.
Ella qujeria a un hombre, dijo ella, pero salio huyendo.
Bir adama, onu sevdiğini söylemişti ama kaçtı.
En ese momento salio Gig de su casa gritando "¡ Me están robando el coche!"
Derken, Gig evinden çıktı ve... "Arabamı çalan kim?" diye bağırmaya başladı.
Entro a mirar y salio.
İçeri baktı ve çekti gitti.
Salio muy bien.
- İyiydi.
Y de repente, salio esta voz...
Ve birden oradaydı - - es.
Siento mucho. El salio.
Hayır değil.
El salio por la Rúela del Narcótico.
Dope Sokağı'na yöneldi.
Salio corriendo diciendo que tenia una pista que resolveria el caso.
Ofisinden fırlayıp davada bir şey ters diyip çıktı.
Salio antes que yo esta mañana. Y no estaba aqui cuando volvi hace una hora.
Bu sabah benden önce çıktı... ve bir saat önce döndüğümde de burada değildi.
El salio a usted, ustedes son iguales.
Sana çekmiş, aynı birbirinize benziyorsunuz.
¿ El salio o aun esta ahi?
Şu an dışarıda mı yoksa odasında mı?
No hay duda, señor, que nosotros tuvimos la suerte que todo salio como lo esperábamos.
Şüphesiz ki, efendim, böyle olaması bizim için bir şans.
El caballero con el sobretodo azul, que salio con los policías estaba bajo arresto?
Polislerle giden mavi pardösülü bey tutuklu muydu?
Quiere encerrarme por homicidio porque un infeliz salio por una ventana de mi despacho. Adelante hagalo.
Adamın biri penceremden aşağıya düştü diye beni hapse tıkacaksan hiç durma.
¿ Como salio para una portada?
Başlangıç için bu nasıl?
Bueno, creo que salio hace rato.
Sesten anladığım kadarıyla uzaklaştı.
¿ Como salio esta bonita foto Señor Donald Dasher?
Güzellik resmi için nasıl bir pozdu... Bay Donald Dasher?
El dice que salio del edificio para ver a su agente, pero no lo vio hasta las 11 : 00.
Temsilcisini görmeğe gitmek için konuttan ayrıldı, fakat temsilcisini saat 11 : 00'e değin görmedi.
de donde salio esta y esta.
Geldiği yerde daha çok var.
Gipping ya salio?
Gipping kurtuldu mu?
Su último album salio hace poco y lo hizo muy bien... en Australia y Francia.
Son albümü listelerde ayrıca Avustralya ve Fransa'da da iyi iş yapıyor.
Y luego salio una nube de humo.
Sonra baktığımıza orda bir duman bulutu vardı.
Cuando salio el Opti-Agarre, pensé que era un gran invento.
Optik tutacak piyasa çıktığında "harika bir şey olduğunu düşünmüştüm".
Es que se me salio.
Bir anda... ağzımdan çıkıverdi.
La pobre muchacha se asusto tanto salio corriendo.
Zavallı kızı öyle korktu ki, kaçtı
La hebra se te salio del carrete.
Makaran çözülmeye başladı.
Salio ayer.
Dün dışarı çıkmıştı.
De hecho salio a cenar Por primera vez desde... Dijo que volvería Cerca de las 10 : 00 Debe estar cerca
O günden beri ilk kez yemeğe çıktı.... 10 : 00 gibi burada olacaktı.
- Salio con Michael.
- Michael ile buluştu.
La TV salio borrosa.
Görüntü karlı gibi.'
Salio de primera, Cal.
Kesinlikle birinci sınıf, Cal.
Cuando consiguieron romper la ventana... su hijo salio disparado y el salió detrás de él. ¡ Pensábamos que lo iba a matar!
Kapıyı kırdıkları zaman çocuğu bişr sıçan gibi bağırdı, o da peşinden koşmuştu onu öldürecek sandık!
Su Fuego por fin salio
Atesi çikti.
La pequena arana salio.
Küçük örümcek dışarı çıktı.
El lente parece estar fuera de foco... de hecho, empezó a moverse en todas direcciones, se salio de control finalmente tuvieron que apagarla.
Lensin odaklaması bozuldu. Kamera her yöne hareket etmeye başladı ve kontrolden çıktı. Sonunda da kendini kapattı.
Cuando yo encendi la ignicion salio disparado, estan ustedes bien?
Anahtarı çevirdiğin zaman, ileri fırlar.İyi misin?
- ¿ Ella salio anoche?
- Dün gece dışarı çıktı mı?
¿ Salio del apartamento ayer?
Dün evi terketti mi?
Salio de nuevo a eso de las siete, emocionada como..
Yaklaşık yedide dışarı çıktı. küçük bir kız gibi heyecanlanmıştı.
que salio mal.
Kötü giden bir şey mi oldu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]