English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Sameen

Sameen tradutor Turco

117 parallel translation
Vale, Sameen, aguanta, pequeña.
Tamam Sameen, dayan yavrum.
Dime, Sameen. ¿ Te gusta la TV?
Hey, konuş benimle Sameen. Televizyon izlemeyi sever misin?
Hemos llamado a tu mamá, ¿ vale, Sameen?
Anneni aradık Sameen.
Mira, lo siento mucho, Sameen.
Çok üzgünüm Sameen.
Tienes una mente brillante, Sameen.
Çok parlak bir zekan var, Sameen.
Feliz Año Nuevo, Sameen.
Yeni yılın kutlu olsun Sameen.
Si tú o Sameen o cualquier otra persona intenta intervenir con estos números, tengan por seguro que acabarán muertos.
Sen, Sameen ya da başka birisi bu numaralara müdahale ederseniz büyük ihtimalle kendinizi ölü olarak bulacaksınız.
Sameen y usted podrán comunicarse sin miedo de que nadie más les escuche, incluido Samaritan.
Sen ve Sameen başka birisinin sizi dinliyor olma korkusu olmadan irtibat kurabilirsiniz. Buna Samaritan da dahil.
Me preocupo por ti, Sameen.
- Senin için endişeleniyorum Sameen.
¿ Sameen? Romeo.
Sameen?
REESE, JOHN. GROVES, SAMANTHA. SHAW, SAMEEN
JOHN REESE, SAMANTHA GROVES, SAMEEN SHAW.
Los criminales son ordinarios, Sameen.
Suçlular sıradandır Sameen.
No importa, John. Hasta que logre entender las intenciones de Samaritan con su juego y lo que quiere Claire, no dejaré que arriesgue su vida ni la de Sameen.
Samaritan'ın oyundaki amacını ve Claire'den ne istediğini anlayana kadar kendinin ve Sameen'in hayatını tehlikeye atmana izin veremem.
Sameen. Soy nueva.
- Sameen, yeni başladım.
Hola, Sameen, soy Walter.
- Sameen, ben de Walter.
No, Sameen, John está abajo.
- Hayır Sameen John aşağıda.
Sameen, ¿ puedo confiar en que se encargue de cualquier problema técnico que el nuevo número acarree?
Sameen, yeni numaramızla ilgili doğabilecek teknolojik sorunlarla ilgili sana güvenebilir miyim?
Por fin hemos logrado la inmortalidad, Sameen.
En sonunda ölümsüzlüğe kavuştuk Sameen.
¿ Sameen?
Sameen mi?
Sameen lo arriesgó todo en la Bolsa de Valores.
- Sameen Borsa'da her şeyini riske attı.
Sameen va a matarnos.
- Sameen bizi öldürecek.
Si encontramos el camión, encontramos a Sameen.
Kamyonu bulursak Sameen'i de buluruz.
Mientras más tiempo nos lleve encontrar a Sameen...
Sameen'i bulmamız ne kadar uzun sürerse...
¿ Estaban llevando a Sameen a un hospital?
Sameen'i hastaneye mi götürmüşler?
¿ Por qué los agentes le dispararían a Sameen en la cabeza sólo para tratar de curarla?
Ajanlar madem Sameen'i kurtarmaya çalışacaklardı, neden vurdular ki?
Pero por favor, facilite una muestra de sangre para análisis y verifique que sea de Sameen de antes de ruede cualquier cabeza.
Ama lütfen kan örneği analizini hızlandırın ve başkalarının canı yanmadan Sameen'e ait olduğunu doğrulayın.
- ¿ Dónde está Sameen Shaw?
- Sameen Shaw nerede?
¿ Tu vocecita finalmente te dijo algo sobre Sameen?
Kulağındaki ses sonunda Sameen'le ilgili bir şeyler mi söyledi?
¿ Qué hiciste con Sameen?
Sameen'e ne yaptın? - Kim?
Nuestro amiga ha muerto.
- Sameen'e ben de en az sizin kadar üzülüyorum.
La pérdida de Sameen me duele tanto como a ti, pero no podemos convertirnos en monstruos.
Ama canavara dönüşemeyiz. - Thompson bir şeyler gizliyor.
La sangre del camión... llegaron los resultados... no pertenece a Sameen.
Kamyondaki kanın test sonuçları geldi. Sameen'e ait değil.
Yo necesito una respuesta sobre si Sameen está viva o muerta.
Sameen'in yaşayıp yaşamadığına dair bir cevaba ihtiyacım var.
Sinceramente espero que hayas podido descansar un poco, querida Sameen.
Umarım iyice dinlenebilirsin sevgili Sameen'im.
¿ Seguro que Sameen no va a necesitar ayuda? No en este momento.
- Sameen'in yardıma ihtiyacı yok diyorsun öyle mi?
Mira el lado positivo, Sameen.
- İyi tarafından bak Sameen.
Sameen, nosotras ya tenemos una misión.
- Sameen, zaten bir görevimiz var.
¿ Cómo te va, Sameen?
N'aber Sameen?
( Root ) No hay ningún momento como el presente, Sameen.
Yaşadığın andan daha güzeli yoktur Sameen.
Sí, Sameen.
Evet Sameen.
Sameen, si crees que voy a dejar que...
- Sameen seni bırakacağımı aklının ucundan bile geçiriyorsan...
Sameen arriesgó todo en la Bolsa.
- Sameen Borsa'da her şeyini riske attı.
Mientras más tardemos en encontrar a Sameen...
Sameen'i bulmamız ne kadar uzun sürerse...
¿ Por qué le dispararían a Sameen en la cabeza solo para intentar curarla?
Ajanlar madem Sameen'i kurtarmaya çalışacaklardı, neden vurdular ki?
Pero por favor envíe una muestra de sangre para analizar y asegurarnos de que es Sameen antes de que rueden cabezas.
Ama lütfen kan örneği analizini hızlandırın ve başkalarının canı yanmadan Sameen'e ait olduğunu doğrulayın.
¿ Tu pequeña voz finalmente te dice algo sobre Sameen?
Kulağındaki ses sonunda Sameen'le ilgili bir şeyler mi söyledi?
¿ Qué has hecho con Sameen?
Sameen'e ne yaptın?
Nuestra amiga desapareció.
- Arkadaşımız gitti. - Sameen'e ben de en az sizin kadar üzülüyorum.
Siento la pérdida de Sameen tanto como tú pero no podemos convertirnos en monstruos.
Ama canavara dönüşemeyiz.
Sameen.
Sameen.
¿ Sameen?
Sameen?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]