Translate.vc / Espanhol → Turco / Sammi
Sammi tradutor Turco
129 parallel translation
Le compré comida a Sammy.
- Sammi'ye mama aldım.
"La Salsa Sabrosa" de Sammi y Sandra.
Evet. Sammi ve Sandra'nın Tatlı Sos Dükkânı.
- ¿ Qué pasó?
- Sammi!
Para eso, Sammi, te necesitamos a ti, ¿ sí?
Bunun için, Sammi, sana ihtiyacımız var. Tamam mı?
Tienes que unir las alas.
Sammi, kanatları birleştirmek zorundasın.
- ¡ Cuidado, Sammi!
Dikkat et, Sammi!
Estamos orgullosos de ti.
- Bizi gururlandırdın, Sammi.
"El guardia tiene árboles" fue lo que dije yo, Sammi.
"Bahçede ağaçlar var" demiştim, Sammi.
- Hola, Sammi.
- Merhaba, Sammi.
No, vamos, Sammi, ¿ qué haces?
Hayır, hadi ama Sammi. Ne yapıyorsun?
Sammi, Sammi, vamos.
Sammi, Sammi, yapma!
Dame el tenis.
Ayakkabımı ver. Sammi!
Sammi.
Sammi! Sammi!
- Sammi, ¿ dónde está mi- -
- Sammi, nerede benim...
No, me quedaré en casa con Sammi.
Hayır, Sammi ile evde oturacağız.
Espera, Sammi.
Bekle, Sammi.
¡ Vamos! Andando, Sammi.
Hadi Sammi.
¡ Sammi!
Sammi
Adiós, Sammi.
Bay bay, Sammi.
Hazme un favor, vigila a Sammi porque se meterá al agua.
- Bana bir iyilik yap ve Sammi'ye göz kulak ol. - Denize girecek.
¡ Dios mío, Sammi!
- Aman Tanrım, Sammi!
¿ Estás bien?
Sammi, iyi misin? İyi misin?
No íbamos a regalarle una tostadora o una licuadora. Nuestra talentosa hija Sammi les va a cantar una canción especial.
Size ekmek kızartma makinesi ya da blender almadık o yüzden yetenekli kızımız Sammy bizden size bir hediye olarak, özel bir şarkı söyleyecek.
- Sammi, estuviste genial.
- Sammy, bu harikaydı.
¡ Heriste otra vez a Sammi!
Eğer Sammy'yi bir kez daha incitirsen, Larry!
Si Sami ya no quiere tomar lecciones de clarinete es su decisión, no voy a presionarla.
Eğer Sammi artık klarnet almak istemiyorsa istemiyordur. - Onu zorlamak istemiyorum.
Mi amiga Sammi supo por su novio Ronni que lo oyó de su primo Pauly sobre la presentación del Señor Mandalay.
Arkadaşım Sammi, erkek arkadaşı Ronnie'den duymuş Ronnie'de Bay Mendeley'in tanıtımına katılan kuzeni Pauly'den duymuş.
¿ Sammi?
- Peki. - Sammi?
Está Sammi aquí.
- Sammi burada, tamam mı?
Son como Sammi y Ronnie en "The Jersey Shore".
"Jersey Shore" dizisindeki Sammi ile Ronnie gibiler.
Solo que Sammi no le pidió a Ronnie firmar un acuerdo prematrimonial.
Ama Sammi, Ronnie'den evlilik öncesi anlaşma istemedi.
¿ Sammi?
Sammi?
La azafata más antigua, Sammi Tyler, fue una de mis primeras contrataciones.
Sammi Tyler, kıdemli uçuş görevlisi, işe ilk aldığım kişiydi.
Sammi, Jamel...
Sami, Jamel...
Tu hermana mayor Sammi.
- Ablan Sammi'den.
Tu hermana mayor Sammi.
Nerede? - Ablan Sammi.
Espera, Sammi. Escucha.
Sammi, dinle.
Árbol Que Corre, esta es la hija de Frank, Sammi, y su hijo, Chuck.
Koşan Ağaç, bu Frank'in kızı Sammi ve oğlu Chuck. Geciktim Sheila, kusura bakma.
- Lo sé. Mira, ¿ qué tal si mando a Sammi al Alibi a por refuerzos?
Dinle, ben Sammi'yi takviye için Alibi'a götüreyim.
¡ Sammi lo hizo genial!
Sammi harikaydı!
Papá, cuando Sammi era pequeña, ¿ pensaste alguna vez en ella?
- Baba, Sammi küçükken onu hiç düşündün mü?
Sammi es mi última oportunidad de hacerlo bien.
- Sammi bunu doğru yapmam için son şans.
¡ Está bien, Sammi, espera! ¡ Oye...!
Sammi, tamam, bekle!
¡ Sammi!
Sammi!
- Dios mío.
- Aman Tanrım. - Aman Tanrım, Sammi!
- ¡ Dios mío, Sammi!
- İyi.
¿ Fiona?
- Gitmen gerek Sammi.
Tienes que irte, Sammi. ¿ Papi?
Babacik?
Ahora... haz sitio para Sammi.
Sammi'ye yer aç. Tutun bakalim.
Esta es Sammi, tu hermana mayor.
- Bu Sammi, ablan.
Ni siquiera pueden conducir.
Sammi, dinle.