Translate.vc / Espanhol → Turco / Sandwich
Sandwich tradutor Turco
4,581 parallel translation
Nadie morirá si no estoy aquí para entregar un sandwich de atún.
Ton balıklı sandviç servis etmezsem hiç kimse ölmez ya.
¡ Vamos! Te has dormido haciendo mi sandwich.
Hadi ama!
Haciendo algo de trabajo voluntario en el observatorio de aves en Sandwich Bay.
Sandwich Bay'de kuş gözlemciliği işinde gönüllüyüm.
¿ Le puedo ofrecer un sandwich? De mi parte.
Sandviç ısmarlayayım mı?
Hey. Podría comerme un sandwich.
- Bir Coney alsam iyi olurdu.
Entonces, ¿ cuál era mi sandwich favorito? - Pavo y aguacate.
Peki benim en sevdiğim sandviç hangisi?
- Un gran sandwich.
- Hindi ve avokadolu.
Supongo que es un oloroso judío ortodoxo comiendo un sandwich pastrami :
Geleneksel şişko bir Yahudi olsa gerek. Sandviç yer... " Sethy...
"Dispara la bengala, cómete el sandwich, espera la ayuda".
"Fişeği at, sandviçi ye, yardımı bekle."
Los años no han sido benévolos con este sandwich de ensalada de pavo.
Anam, yıllar bu hindili sandviçe hiç nazik davranmamış!
Y no me gusta el sándwich de jamón.
- Ve ben de olgunlaşmamış salatadan hoşlanmam
Mouch, deja el sándwich.
Mouch, sandviçini bırak.
Lechuga, tomate, lechuga, carne, carne, carne, carne, carne, carne, carne, carne, carne, - queso, lechuga. - Eres un genio del sándwich.
Marul, domates, marul et, et, et, et, et peynir, marul.
Simplemente, le doy a Crowley una dosis de sangre cada hora por ocho horas y cierro el trato con un sándwich de sangre en mi puño.
Crowley'e bundan her 8 saatte bir doz vereceğin ve sonra kanlı elimle dokunuşu yapacağım.
Pediré un sándwich.
Size sandviç göndertirim.
¡ Un sándwich de mama!
Anne sandviçi!
¡ Sándwich de mamá!
Anne sandviçi!
Sándwich de pollo para todos.
Herkese benden sandviç.
11 sándwich de pollo.
Çok malzeme koyma.
¿ Tomaste el sándwich equivocado?
- Yanlış sandviçi mi almışsın?
¿ Crees que debería haberme quedado allí a terminarme el sándwich?
Sence orada sandiviçimi bitirmek için bekler miydim?
Por un sándwich.
- Bir sandviç üzerine. - Bir sandviç üzerine.
Sobre un sándwich.
Bir sandviçin üzerinde.
Un sándwich.
Sandviç.
¿ No te dio un poco de dinero extra para que pueda, comer un sándwich o algo?
Biraz fazladan verdi mi peki? Sandviç falan alabileyim diye.
¿ Les apetecería a alguna un sándwich de jamón?
Jambonlu sandviç ister misiniz hanımlar?
Es un sándwich.
Sadece küçük bir börek diyorum.
Ahora, dame mi sándwich o te llevaras un cruzado de derecha en esa preciosa mandíbula.
Hemen sandviçimi geri ver ya da o güzel çenene küçük bir sağ kroşe alacaksın.
Siéntate. ¿ Quieres un sándwich?
Otur. Sandviç ister misin?
Oye, ese sándwich se ve un poco seco.
Sandviç bana kuru gibi geldi.
Comeré un sándwich y una cerveza.
Jambonlu bir sandviç ve bira alayım.
¿ Qué estaba haciendo con ese sándwich de rosbif que se sentó junto a ella?
Yanındaki sığırla ne işi varsa...
Voy a comerme el sándwich que está en mi escritorio.
Şu sandviçi masamda yiyeceğim.
Y si te apetece un sándwich de jamón y aguacate a las cuatro de la mañana, tienes tu servicio de habitación allí, con un botón.
Ve eğer sabahın dördünde canın jambon veya avokadolu sandviç çekerse oda servisin hizmetinde, hınzır seni.
Tu papa pone nafta en la moto mientras mama prepara un sándwich...
Anneniz size sandviç yaparken babanız motora benzin koyuyor.
Un sándwich o algo así.
Bir tane sandviç falan alabilirim.
Métete ahí. ¿ por qué no se juntan todos y hacen un sándwich de Ken?
Geç bakalım oraya. Biraz daha sıkışıp Ken'i sandviç gibi yapın.
Justo, me hice un sándwich que disfruta...
Aslında sandviç yapmıştım da...
- Un sándwich.
- Sandviç.
Elimina la historia que estaba antes y tráeme un sándwich de jamón ".
Bundan önceki lideri öldür ve bana jambonlu bir sandviç getir. "
Sándwich de ensalada de huevo.
Yumurtalı sandviç.
- Sándwich de pavo.
Öğle yemeği ne? - Hindili sandviç.
- Sándwich de pavo.
- Hindili sandviç.
Sino come carne, también tenemos sándwich de puerco Cinturón de Orión.
Bayım, sığır eti yemiyorsanız sosisli sandviçimiz var.
Le pusieron mi nombre a un sándwich en la pequeña cafetería de la planta baja de mi oficina.
Ofisimin altındaki ufak kafeteryada bir sandviçe benim adımı verdiler.
Quiere saber dónde puede comprar un sándwich aquí.
Fransız usulü sandviç bulabileceğimiz bir yer var mı diye soruyor.
Un sándwich.
Fransız usulü sandviç.
¿ Seguro que no quieres ese sándwich?
Şu sandviçi istemediğinden emin misin?
Jamás te acerques a un viejo espía mientras se prepara un sándwich.
Bir casus kendine sandviç hazırlarken ona asla gizlice yanaşma.
Estoy segura de que a Martin le encantaría tu sándwich de queso.
- Eminim, Martin ızgara peynirine bayılırdı.
El camarero ha confirmado que Carlin estaba allí comiendo un sándwich de pavo, mirando por la ventana
Barmen, Carlin'in orada olduğunu onayladı. Silah seslerini duyduğunda... -... hindi sandviçi yiyip dışarı bakınıyormuş.