Translate.vc / Espanhol → Turco / Sas
Sas tradutor Turco
36,643 parallel translation
Noticias asombrosas esta noche sobre el escurridizo asesino en serie... conocido como Asesino de la Campanilla.
"Gümüş Zil Katili" olarak bilinen ve yakalanmayan seri katil davasında şaşırtıcı gelişme.
A veces me sorprende que te preocupes por estas cosas.
Bu şeyleri umursaman bile bazen beni şaşırtıyor.
Aún me sorprendió más de que realmente me invitaras a salir.
Dışarı çağırmana daha da çok şaşırdım.
Me sorprende que sigas soltero.
Hâlâ yalnız olmana şaşırdım.
¿ De verdad te sorprende que ella quisiera ayudarte a protegerlo?
Elinde tutman için sana yardımcı olması seni gerçekten bu kadar şaşırtıyor mu?
Me sorprendí bastante cuando me llamaste.
- Beni aradığına şaşırdım.
Desearía poder decir que estoy sorprendida de que Maze haya explotado tu auto.
Keşke Maze'in arabanı havaya uçurduğuna şaşırdığımı söyleyebilseydim.
Harry, ¿ está sorprendido del veredicto de no culpable?
Perry suçsuz bulunduğuna şaşırdın mı?
No. Nunca me sorprendo de ver que se haga justicia.
Hayır, adaletin yerini bulduğunu gördüğüme asla şaşırmam.
Nos tomaste por sorpresa. Apareciendo.
Ortaya çıkarak bizi şaşırttın.
Pareces sorprendida de verme.
- Beni gördüğüne şaşırmış gibisin.
Me sorprendería si esto fuera otra estafa al seguro.
Yine bir sigorta işi değilse şaşırırım.
No está registrado, no me sorprende.
Kayıtlı değil, şaşırtıcı olmayan şekilde.
Descruzar los ojos, idiota bebé.
Gözlerini şaşı yapma, seni aptal bebek.
No creo que... estoy segura.
Beni gördüğüne şaşırdın herhalde.
Estaba sorprendida.
Şaşırmıştım.
No pareces sorprendido.
Şaşırmışa benzemiyorsun.
Me sorprende que hayas venido.
- Vay canına. Geldiğine şaşırdım.
Joe puede ser... sorprendentemente indulgente.
Joe bazen şaşırtıcı derecede affedici olabiliyor.
No me extraña que te encante next.
Sevmene şaşırmamalı.
- Me sorprende que no te enteraras.
- Duymamış olduğuna şaşırdım.
Me impresiona que lo hayas instalado.
Onu kurduğuna bile şaşırdım.
Inpredecibilidad.
Şaşırtmaca faktörüsün.
Aunque estoy sorprendida.
Yine de şaşırdım.
Debí imaginarlo.
Hiç şaşırmadım.
A mí no me sorprende que sea el primero en la lista.
Listede bir numara olmasına şaşırdığımı söyleyemem.
Fascinante, ¿ verdad?
Şaşırtıcı, değil mi?
Ahora depende de él, así que necesito que le sorprendas porque está demasiado contenido.
Efendim? Sıra onda, onu şaşırtman gerekiyor. Biraz ayılması gerekiyor.
Me sorprendes, Hailai.
Beni şaşırtıyorsun, Hai Lai.
Estoy sorprendido de mí mismo, que solo estoy hablando.
Sadece konuştuğum için kendime de şaşırıyorum.
No lo sé, quizá nos sorprenda.
Bilmiyorum. Belki de bizi şaşırtır.
¿ Acaso te sorprende?
Şaşırdın mı?
Me sorprende, Pablo.
Sana şaşıyorum, Pablo.
Richard y yo estábamos verdaderamente asombrados.
Richard ve ben acayip şaşırdık.
Me asombra cada día... su forma de escribir, su forma de pensar.
Beni her gün şaşırtıyor. Yazması, düşünme şekli.
Las chicas ahora tampoco se afeitan, lo que es fabuloso porque por fin son como yo.
Artık çocuklar da tıraşlamıyor. Bunu şaşırtıcı buluyorum çünkü bana yetiştiler sonunda.
Es muy divertido que le conozcas.
Onu tanımana şaşırdım.
Sí, eso pensé.
Hiç şaşırmadım.
Me sorprende que no tengas puesto el lanzamiento del Venture.
Venture fırlatılışına katılmadığına şaşırdım.
Supongo que no debería sorprenderme que no haya una afluencia más grande.
Fazla katılımın olmayışına şaşırmamam gerek sanırım.
Con todas las veces que me bañaste cuando era niño, ¿ ahora te escandalizas?
Küçükken beni yıkamıştın, şimdiyse şaşırdın mı?
Si te vas a poner así, no te sorprenderá cuando alguien se voltee y te patee el trasero. ¿ Eso...?
Birisi arkasına geçip kıçını tekmelese şaşırmaz, anlıyor musun?
Yo les traigo este letrero asombroso.
Size insanı şaşırtan tabela getiyorum.
- Sorpresa, usted lee mi archivo.
Dosyamı okuduğuna şaşırdım.
Lo que puede sorpender a muchos teniendo en cuenta que hace 36 años mi vida empezó abandonado por ti a las puertas de una estación de bomberos con nada más que una manta andrajosa y un pañal lleno de mierda.
Düşünsene 36 yıl önce altını pislemiş bir halde leş gibi bir battaniye içinde itfaiye önüne terkedilmiş bir çocuğun bu hale gelmesi aslında bir çok kişi için şaşırtıcı olabilir.
CUANDO UN BUEN POLI SE VUELVE MALO
İyi polisler ne zaman yolunu şaşırır.
Ni siquiera sé por qué estoy sorprendida.
- Neden şaşırdığımı bile bilmiyorum.
Yo estoy sorprendido. ¿ Desde cuándo han compartido sus drogas?
Ben şaşırdım açıkçası. Bizimle ne zaman uyuşturucularını paylaştılar ki?
En un sorprendente giro de los acontecimientos, Lee Harris fue absuelta de todos los cargos.
Şaşırtıcı bir şekilde, Lee Harris tüm suçlamalardan beraat etti.
¿ Es una sorpresa que esta pobre niña se inventara una amiga con la que sentirse segura?
Bu zavallı kızın, yanında kendini güvende hissettiği bir arkadaş uydurması şaşırtıcı mı?
- Me has pillado.
- Beni şaşırttın.