Translate.vc / Espanhol → Turco / Schrödinger
Schrödinger tradutor Turco
116 parallel translation
Es como el gato de Schrödinger.
- Schroedinger kedisi mi? - Biliyorum.
pideme que investigue la dualidad onda-particula o la ecuacion de Schrödinger, y soy como una bruja. pero esto?
Benden dalga-parçacık ikiliği yada the Schrödinger denklemlerini araştırmamı iste. Ama bu?
Era el doctor... Schrödinger.
Dr. Schroedinger'dı.
El quid del problema de medición es precisamente que... aunque la ecuación de Schródinger predice que bajo ciertas circunstancias... circunstancias que básicamente sabemos reproducir en el laboratorio... las pelotas deberian entrar en estados de esa manera... estados donde no existe ningún hecho comprensible... ni siquiera ninguna pregunta sensata acerca de dónde están.
Ölçüm probleminin zorluğu şuradadır : Schrödinger denkleminin öngörüsüne karşın laboratuarda oluşturduğumuz bazı şartlarda basket topları, nerede olduklarıyla ilgili anlamlı bir sorunun bile sorulamayacağı bu gibi hallere girebilir.
La ecuación de Schrödinger.
Schrödinger denklemi.
En 1925, Schroedinger con 38 años, se quedó en el resort Alpino de Arosa en Suiza en un romance secreto con una vieja amiga cuya identidad permanece en el misterio hasta ahora.
1925'te 38 yaşındaki Schrödinger kim olduğu hala bir sır olan yasak aşkı için İsviçre'de bir Alp tatil yeri olan Arosa'daydı.
Pero su pasión probó ser el catalizador del genio creativo de Schroedinger.
Ama tutkuları, Schrödinger'in yaratıcı dehası için katalizördü.
Algún físico se refirió a esta semana de física sexualmente inspirada de Schroedinger,
Başka bir fizikçi Schrödinger'in cinsellikten ilham alan fizik haftası için şöyle der :
La ecuación que creó es la que hoy conocemos como la ecuación de onda de Schroedinger.
Ortaya attığı, bizim şimdi Schrödinger dalga denklemi dediğimiz denklemdi.
Y lo que es único acerca de ella es que caracteriza una nueva medida llamada la función de onda la que Schroedinger decía que describía completamente el comportamiento del mundo sub-atómico.
Böylesine eşsiz olmasının nedeni Schrödinger'in atom altı dünyanın davranışlarını tamamen açıkladığını iddia ettiği dalga fonksiyonu denen yeni niceliği karakterize etmesidir.
La ecuación de Schroedinger y la composición del átomo que describía, creada durante su erótica estadía en los Alpes Suizos, una vez más permitió a los científicos visualizar el átomo en términos sencillos.
Schrödinger'in İsviçre Alplerinde cinsellik dolu bir tatilde yarattığı denklemi ve çizdiği atom resmi bilimadamlarının atomu daha basit şartlarda göz önünde canlandırmalarına olanak sağladı.
Es difícil de no sobreestimar el alivio que la idea de Schroedinger trajo a la comunidad física tradicional.
Schrödinger'in fikrinin geleneksel fizik topluluğuna getirdiği ferahlığı abartmak zor.
Pero aun quedaba un problema muy fastidioso, uno que los radicales sentían que Schroedinger no podía reconciliar.
Ama hala derinde rahat vermeyen bir problem vardı, radikaller Schrödinger'in uzlaşıyı sağlayamadığını düşünüyorlardı.
Era muy competitivo y tomó las ideas de Schroedinger como una afrenta personal.
Azılı bir rekabetçiydi ve Schrödinger'in fikirlerini kendine hakaret olarak almıştı.
Se exaltaron con la pureza de las matemáticas y lanzaron viciosos ataques contra Schroedinger y sus ondas vulgares
Matematikteki saflığı yüceltip Schrödinger'in kaba duyusal dalgalarına zalim saldırılara girişmişlerdi.
Heisenberg escribió, " Mientras mas reflexiono acerca de parte física de la ecuación de Schroedinger,
Heisenberg şöyle yazdı : " Schrödinger denkleminin fizik kısmını düşündükçe,
Pero Schroedinger fue igual de caustico con Heisenberg, Diciendo que aborrecía sus métodos y encontraba sus matemáticas monstruosas
Ama Schrödinger, Heisenberg'e yönteminden iğrendiğini, matematiğini rezil bulduğunu söylerken eşit derecede kırıcıydı.
Schroedinger estaba por hacer un discurso de su ecuación.
Schrödinger dalga denklemi hakkında bir konferans verecekti.
El creía que la aproximación simplísima de Schroedinger no solo estaba mal encaminada, sino que completamente incorrecta.
Schrödinger basit yaklaşımının yalnızca yanlış yolda değil tamamen yanlış olduğuna inanıyordu.
Y su intención no era otra que destruir la teoría de Schroedinger.
Ve amacı Schrödinger'in teorisini yıkmaktan daha azı değildi.
Schroedinger desarrolla su discurso acerca de la nueva mecánica de ondas a una audiencia atiborrada. Solo había público de pie
Schrödinger hınca hınç dolu dinleyicilere yeni dalga mekaniği hakkındaki konuşmasını yapar.
Para Schroedinger, esta describe la composición física real del átomo. Con electrones como ondas alrededor del núcleo atómico.
Schrödinger'e göre bu, atom çekirdeğini saran dalgalar şeklindeki elektronlar ile atomun gerçek fiziksel resmini gösterir.
Al final de la conferencia se para y efectúa un monologo atacando la aproximación de Schroedinger.
Konferansın sonunda ayağa kalkıp Schrödinger'in yaklaşımına saldıran bir konuşma yapar.
La audiencia esta de lado de Schroedinger.
Dinleyiciler Schrödinger'in tarafındadır.
Allí esta Bohr hablando con Schroedinger y Heisenberg está detrás de ellos.
Schrödinger'le konuşan Bohr ve arkalarında Heisenberg.
Pauli mira con aire satisfecho a Schroedinger, algo así como el gato mirando a la leche.
Schrödinger'in ötesindeki Pauli bir hayli kendini beğenmiş gibi görünüyor, süt bulmuş kedi gibi...
Él es como el gato de Schrodinger.
Schrödinger'ın kedisi gibi.
Podríamos considerar el Gato de Schrödinger.
Schrödinger'in kedisini dikkate alabiliriz.
¿ Schrödinger?
Schrödinger mi?
De todos modos, en 1935, Erwin Schrödinger en un intento de explicar a la Interpretación de Física Cuántica de Copenhague propuso un experimento donde un gato es colocado en una caja con un frasco sellado de veneno que se abrirá en un momento aleatorio.
Neyse, 1935'te, Erwin Schrödinger kuantum mekaniğinin Kopenhag yorumunu açıklamaya çalıştı. Bir kedinin herhangi bir zamanda kırılıp açılan, ağzı kapalı bir şişe zehir ile bir kutuya koyulmasını önerdi.
Al igual que el Gato de Schrödinger tu potencial relación con Leonard, ahora mismo puede considerarse buena o mala.
Aynı Schrödinger'in kedisi gibi Leonard'la kuracağın ilişkiyi hem iyi, hem kötü olarak düşünebilirsin.
En 1935, Erwin Schrödinger...
1935'te Erwin Schrödinger...
El Gato de Schrödinger.
Schrödinger'in kedisi.
Pero antes de que digas algo, ¿ has oído sobre el Gato de Schrödinger?
Ama bir şey söylemeden önce, Schrödinger'in kedisini daha önce duydun mu?
De hecho, he oído mucho sobre el Gato de Schrödinger. Bien.
Aslında Schrödinger kedisi hakkında gereğinden fazla şey duydum.
Es el Gato de Schrödinger.
Schrodinger'in kedisi. *
no hay imagen de nuestro lado.
Yalvarıyorum! Memur Schrödinger, burada bir şey göstermiyor.
deje de ser descortés.
Memur Schrödinger, kabalığı bırak.
¿ Qué sucede, Schrödinger?
Arara? Sorun nedir Shuldinger?
26 de septiembre... he estado pensando sobre enviar a "Schrodinger" dentro.
26 Eylül, "Schrodinger" i göndermeyi düşünüyorum.
¡ Te veré pronto, Schrodinger!
Görüşmek üzere Schrodinger!
Soy un fracaso, Schrodinger.
Başaramadım Schrodinger.
Se llama Schrodinger.
Adı Schroedinger.
El gato de Schrodinger.
Adı şey, Schroedinger'in kedisi...
Había un físico en la Tierra que se llamaba Erwin Schrodinger.
Uh, Dünya'da bir fizikçi vardı, adı Erwin Schroedinger.
Me refería a Schrodinger.
Demek istediğim, tabi ki, Schroedinger.
No olvides a Schrodinger.
Schroedinger'i unutma.
La solución de la ecuación de Schrodinger tiene que ir hasta el borde de la plaza, Así que tenemos.
... Schrodinger denkleminin çözeltileri kutunun sınırında kaybolmalı, böylece elimizde...
Pero Erwin Schródinger. Uno de los fundadores de la mecánica cuántica. Dijo... que el enredo.
Ama kuantum mekaniği kurucularından Erwin Schrödinger şöyle demişti :'Dolanıklık, yani bu bağlantılı olma fikri kuantum mekaniğinin, herhangi bir özelliği değil temel özelliğidir'.
Yo me siento como el gato de schrodinger.
Bu Sami dilindeki dırdırcı kelimesinin yunanca karşılığıdır.
Qué podría haber pasado... el experimento teórico de schrodinger... del gato en la caja.
Şişko sersem, panikledin. Mathers'i arayan bir kız geldi. Onu başımdan savmam gerekiyordu.