Translate.vc / Espanhol → Turco / Silenció
Silenció tradutor Turco
36 parallel translation
Se silenció, pero mató a su hermano a sangre fría, a Dermot.
Kardeşini soğuk kanlılıkla, gözünü kırpmadan öldürmüş.
Cuando nuevamente levantamos la voz para mostrarle al pueblo alemán el único camino hacia la libertad y la paz en medio del desastre, la misma gente que silenció la verdad y a nosotros mismos, ha comenzado otra vez su vieja campaña de mentiras y difamaciones.
Alman halkına göstermek için ne zaman sesimizi yükselteceğiz, Özgürlük ve barış tek yolumuzdur. Gerçeği bastırlmış insanlara ve bize, bir kez daha yalan ve iftira kampanyaları başladı.
Silenció, a todos!
Hepiniz sessiz olun!
El doctor jefe silenció el caso. Por el bien de los familiares...
Yakın akrabası olduğu için başhekim olayı örtbas etmiş.
Pero a medida que pasaron los años, se silenció para todos ellos.
Ancak yıllar geçtikçe hiçbiri duymaz oldu.
El sonido de las armas se silenció con las tormentas de arena Y se rompió al disparar conchas de amor perforado
Silah sesleri çöl fırtınaları tarafından susturuldu ve sert topçu mermisi ateşlediklerinde, çatladılar.
Legadema silenció al mandril antes de que la enorme tropa se diera cuenta.
Legadema babunu alarm vermeden etkisiz hale getirmeyi başardı.
Este silenció está bien para sorprender al enemigo.
Düşmana sıvışırken böyle sessiz olacaksınız.
La alarma simplemente se silenció.
Alarm sadece sustu.
¡ Silenció efectivamente a Omar, golpeándolo en el rostro!
Vay, Ömer'in suratına vurarak onu tamamıyla susturdu.
Mi pluma se silenció no porque estuvieras ausente de mis pensamientos sino porque estabas demasiada presente en ellos.
Sessizliğim, senin düşüncelerimden uzak olduğundan değil, aksine çok fazla onların içinde oluşundandı.
¡ Él nos silenció con un barril de arroz!
Herif, bir fıçı pirinçle ağzımızı kapattı.
Silenció toda la investigación
Soruşturmanın üzeri örtüldü.
Homicidios silenció el caso durante 24 horas por la familia que es.
Cinayet masası aileden dolayı olayı 24 saat gizli tuttu.
Usted silenció mis talentos, yo sólo estoy protestando.
Yeteneğimi susturdunuz. Yalnızca protesto ediyorum.
Anna cree que silenció a la Quinta Columna con la muerte de Eli Cohn.
Anna Eli Cohn'un ölümüyle Beşinci Kol'u susturmuş olduğuna inanıyor.
Pero jamás dejé de creer, incluso cuando usted me silenció.
Beni salıverdiğinizde bile inanmaya devam ettim.
¿ El rayo del Buen Señor todavía no silenció a este Papa Borgia?
Tanrının yıldırımı hâlâ daha Borgia Papa'sını susturamadı mı?
Pero Harjavti censuró a la prensa, silenció todas las protestas légitimas e invitó a los militares de Bialyan a su país, para imponer la Ley Marcial.
Ama Harjavti basını sessiz kalmaya zorladı Ve Bialyan askerlerini ülkeye, Sıkıyönetim uygulaması için çağırdı.
Eve silenció a su amante para proteger su imagen comercial.
Eve, piyasadaki imajını korumak için sevgilisini susturmuştu.
Su boca es tan fuerte, y se silenció.
Ağzın çok sıkı ve sesin de kısık.
- Así lo silenció.
Ve susturuldu.
Roach silenció a la mujer.
Roach kadını susturdu.
Obviamente, la policía lo silenció y luego me sacaron.
Ondan sonra, Los Angeles Polisi göreve son verip beni oradan aldı.
Norrell los silenció, pero son magos sin embargo.
Norrell onları susturdu ama ne olursa olsun onlar büyücü.
Debería haver ido a la cárcel, debería haber perdido mi licencia, pero mi familia lo silenció y fui enviada aquí en cambio.
Hapse girmeliydim, Lisansımı kaybetmeliydim ama ailem bunu örtbas etti ve buraya geldim.
Sabemos que le siguió, y cuando se enfrentó a usted, la silenció.
Sizin peşinize düştüğünü biliyoruz, sizinle yüzleşince de onu susturdunuz.
Y ahora el mismo traidor desgraciado que silenció a mis compañeros busca una vez más eliminar el secreto antes de que pueda ser sacado a la luz.
Ve fısıldayan şeytan arkadaşlarıma yaptığı gibi bugün de sırları olanların peşine düştü.
Entonces Keller siguió a Scott hasta casa y lo silenció.
Keller, Scott'ı evine kadar takip etti ve öldürdü.
Así que mama la silenció para siempre.
O zaman "anne" de Robyn susturdu.
Alguien más lo silenció antes de que la verdad pudiera emerger.
Gerçekler ortaya çıkmadan önce birileri onu susturdu.
Y si Pickman traficaba con drogas, tal vez Jana y Raj lo descubrieron, le amenazaron con delatarle, así que los silenció permanentemente.
Ya Pickman uyuşturucu kaçırıyorsa ve belki Janna ve Raj bunu öğrenip onu ele vermekle tehdit ettiler ve o da sonsuza dek onların çenesini kapadı.
Hasta que Supergirl la silenció.
Ta ki Supergirl onu susturana kadar.
Se silenció cuidadosamente.
Gerçeği saklamayı iyi biliyorlar.
El sonido de las armas se silenció con las tormentas de arena.
Silah sesleri çöl fırtınaları tarafından...
Así que, silenció a quien le molestó.
Dalgacısını susturdu.