Translate.vc / Espanhol → Turco / Sinema
Sinema tradutor Turco
2,836 parallel translation
Chicos, no están jugando a "Dígalo con mímica".
Çocuklar, sessiz sinema falan oynamıyorlar.
¿ Cenar, una película?
Akşam yemeği, sinema?
¿ Eso es un no a la película?
Bu hayır sinema için miydi?
Si no se negocia con nuestros compañeros en 24 horas el siguiente objetivo... será un cine.
Yoldaşlarımızla 24 saat içinde bir anlaşmaya varın yoksa sıradaki hedef bir sinema salonu olur.
Algún chico haciendo un documental con él.
Bir sinema öğrencisi onun belgeselini çekiyorlar.
¿ Cuánto cuesta la entrada a una película?
Pochi, bir sinema bileti ne kadar?
Pizza, el cine, lo que quieras.
Pizza, sinema, nereye isterseniz.
¡ A ti te doy ese hecho poco conocido gratis!
Bu paha biçilmez sinema sorusu sana bedava olsun.
Mamá, mira, creo que es genial que tu silla sea estudios de cine, pero, ya sabes, yo también tengo una vida.
Anne, sinema kulübünün başkanı olmana çok sevindim ama benim de bir hayatım var.
¿ Jefa de estudios de cine?
Sinema kulübü başkanlığı, öyle mi?
¿ Al cine?
Sinema?
Escogería dermatología antes que un multicine.
Ben sinema yerine dermatolojiyi seçerdim.
Tío Brian, para serte sincero, ¿ cómo se supone que iba a saber que el club de vídeo estaba grabando una película?
Brian amca, sinema klübünün orada film çektiğini nerden bilebilirim ki?
¿ Dónde está la sala de cine donde se encontraron la primera vez? Aquí.
Onunla ilk buluştuğunuz sinema nerede?
Películas de cine para verlas en casa.
Evde seyretmek için sinema filmleri.
Ya te lo dije, comida china en Congee Village y luego una película.
Sana söylemiştim, Çin yemeği için Congee Village ondan sonra sinema.
Craig estudiaba cinematografía.
Craig ise sinema öğrencisiymiş.
Las fantasmagorías son espectáculos donde se proyectan sombras fantasmales. Inventados en Francia donde el conductor intentaba asustar a la audiencia usando magia científica.
Fantazmagoryalar sinema öncesi Fransa'da bulunan ve projeksiyonla yapılan hayalet gösterileriydi.
Gracias por la película.
Sinema için teşekkürler.
Quiero hacer películas masivas.
Ben ana akım sinema yapmak istiyorum.
¿ Que tal eres en esas preguntas de trivia?
Sinema sorularında nasılsın?
Como sea, mamá, quizás hoy, ¿ comida? ¿ Una peli?
Neyse anne, belki bugün öğle yemeği, sinema, ana-oğul portesi çizdiririz.
¿ Preparado para un poco de historia de cinema esta noche?
Bu gece küçük bir sinema tarihi için hazır mısın?
Era como si mi parabrisas fuera una pantalla de cine.
Sanki arabamın ön camı biraz sinema perdesi gibiydi.
Vamos a hacer historia en la historia del cine
Bugün sinema tarihinde yeni bir sayfa açacağız.
¡ Es noche de cine!
Sinema gecesi!
El sábado. Cena y una película.
Akşam yemeği ve sinema.
Entonces, ¿ quieres que nos encontremos en el cine?
Sinema salonunda buluşmaya ne dersin?
Malvivían en aquella especie de armario, por así decirlo, justo detrás de la pantalla de aquel cine.
Sinema perdesinin hemen arkasında... deyim yerindeyse kutu gibi bir odada yaşıyorlardı.
Hipotecó su casa para poner el dinero para la película porque decía que quería verla.
Sinema bileti için bir kişinin ödediği en büyük rakam. Çok şükür geldin, Reg. Öncelikle şunu aydınlığa kavuşturalım.
Y él tenía algo con todo el mundo.
Müzik yönü vardı. Sinema yönü vardı.
El cine terminaba a medianoche.
Sinema gece yarısında kapandı.
El cine terminaba a medianoche, y debías llegar a las 12 : 30.
Sinema gece yarısında bitti ve iznin 12 : 30'a kadardı.
Intereses : música alternativa, jazz, blues, latina, disco, 80s, electrónica, pop, R B, rock, clásica, teatro, ballet, viajes, yoga, meditación, cine, zapatos, coches, motos, gimnasio,
Hobiler : Alternatif müzik, caz, blues, Latin Amerikan, disko, 80'ler, elektronik, pop, R B, rock, klasik, tiyatro, bale, seyahat, yoga, meditasyon, sinema, ayakkabı, araba, motor, spor, yazma, yemek yapma, internet, su sporları, doğa, politika, hayır işleri, şarap tatma, dağcılık, alış-veriş, tarot, sanat, dövüş sporları, tai chi chuan, I Ching, feng shui, astroloji, New Age.
Todo lo que tienes que hacer es ver algunas películas... y entrevistar a los estudiantes de cine para la beca del festival.
Tek yapman gereken biraz film izlemek ve festival bursu için sinema öğrencileriyle görüşmek.
De los 10 mandamientos, la pasión de Cristo...
"On Emir", "İsa'nın Çilesi" gibi Hristiyan filmleri gösteren bir sinema.
Podemos empezar con una, y luego expandirnos, como una cadena..
Başlangıçta bir sinema ile başlarız, sonra zinciri daha da genişletiriz.
Digamos que una celebridad visite su Cinemaclub, ¿ como yo?
Meşhur biri sinema kulübünüzü ziyaret edebilir. Ben mesela.
No se ofenda, pero sería fantástico para el Cinemaclub.
Yanlış anlama ama sinema kulübümüz için büyük olay olur.
Muy bien, Cinemaclub, empezamos la sesión.
Pekala Sinema Kulübü Toplantı başladı.
Gracias por venir al tercer maratón anual de Puñalada.
Sinema Kulübümüz 3. Bıçak Maratonu'na katıldığınız için teşekkür eder.
Con juegos como "teléfono descompuesto".
Kulaktan kulağa, sessiz sinema ya da ip oyunu örneğin.
Las estrellas de cine cantan canciones de los éxitos de sus películas.
Sinema yıldızları film şarkılarını söylüyorlar. Tamam, aynen böyle ama onun gibi terlemiş ve düğmeleri patlamak üzere olarak değil.
Sí, como las charadas.
Sessiz sinema gibi.
Sí, de hecho, \ Nquem decir?
Sık sık sinema çıkısında yabancılara yaklaşıp onları kahve içmeye davet eder misin?
No. No lo sé.
Karım tuhaf, çekici bir kadınla sinema randevum olmasından hiç hoşlanmayabilir.
- ¿ Cena y una película?
- Sinema ve yemek?
¿ Progresos?
Tarayıcılarımız ev sinema sistemi odasının arkasında bir asansör boşluğu belirledi.
Woong, el cine es muy divertido.
Kırık bir kalple yaşamayı hiç istemiyorum. Woong, sinema çok eğlenceli bir yermiş.
Nuestra proposición.
Bizim sinema teklifimiz.
Se llama "Cinemaclub".
Sinema Kulübü diyoruz.