Translate.vc / Espanhol → Turco / Smithy
Smithy tradutor Turco
118 parallel translation
Hubo uno delgaducho, Smitie, los muchachos a sus pies.
Ne diyordum? Smithy diye ufak bir işçi var. Zenciye çok bozulur.
Oye, Smithy. ¿ No le importa que le llame así y le hable de tú?
Bak, Smithy. Sana Smithy Dersem kızmazsın, di mi?
Pero, Smithy, no hay guerra ahora.
Ama Smithy, savaş bitti.
Bueno, no importa.
Aldırma, Smithy.
Nos hemos encontrado, ¿ verdad, Smithy?
Biz tanıştık ya, değil mi?
Smithy, mi pobre maquillaje.
Smithy, makyajımı mahvediyorsun.
Smithy, mira... toma tu silla afuera.
Bak Smithy,... Sandalyeni dışarı çıkarim. Gel.
Descansa, Smithy.
Dinlen şimdi, Smithy.
Sí, Smithy. Muy bien.
Evet, Smithy, iyisin.
No volverás, Smithy.
Dönmeyeceksin, Smithy.
No hables.
Dinlen, Smithy.
- ¿ Qué hay, Smithy?
- Evet, Smithy?
- Smithy.
- Smithy.
Smithy, tengo que hablarte.
Smithy, senle konuşmalıyız.
Es lo mejor, Smithy.
En iyisi, Smithy.
Tú lo comprendes, ¿ verdad?
Bunu biliyorsun, değil mi, Smithy?
Háblame, Smithy.
Konuş benle Smithy.
Smithy, espérame.
Burada bekle, Smithy.
Smithy, nos marchamos, ponte el abrigo.
Hadi gel, Smithy. Paltonu giy.
Y no te preocupes.
Merak etme, Smithy.
Esos querían devolverlo al asilo.
Smithy'i timarhaneye kapatmak istiyorlar.
Smithy, ¿ qué has hecho?
Smithy, ne yaptın?
Smithy, siéntate aquí.
Smithy, gel otur.
Voy a decírselo a Smithy y va a estar muy bien.
Hemen gidip Smithy'e söylesem kızmazsın di mi? Buna çok sevinecek de.
Smithy, está todo arreglado.
Smithy, her şey yolunda.
Smithy, ¿ no es maravilloso?
Smithy, ne hoş değil mi?
Vamos, Smithy.
Gelsene, Smithy.
Dios mío, Smithy, me engañabas.
Smithy, cinssin yani.
- Por el amor de Dios, Smithy, ábrela.
- Allah aşkına, Smithy, aç şunu.
Es maravilloso.
Smithy, ne kadar müthiş.
- Estoy orgullosa de ti.
- Smithy, gurur duydum.
Smithy, ¿ no serías escritor antes de...
Smithy, acaba daha önce de yazar mıydın? Şey olmadan...
A lo mejor estás casado, ¿ quién sabe?
Belki de evlisindir, Smithy. Kim bilir?
No me pidas eso, Smithy.
Smithy, benden bunu isteme, lüfen.
Smithy, ¿ Ves que hablas?
Smithy, gerçekten mi?
¿ Es que siempre he de tomar yo la iniciativa?
Smithy, hep ben mi ilk adımı atacağım?
Pero, Smithy, ¿ por qué no me lo dices ya? Anda.
Ne yazdığını bana söylemiyecek misin?
Smithy, es maravilloso.
Smithy, mucize gibi bu.
Que tengas suerte.
İyi şanslar, Smithy.
- Sí, Smithy... con todos sus sentimientos vivos e intactos... como el día en que usted lo perdió.
- Smithy olarak... Seni terk ettiği gündeki kadar sıcak ve değişmemiş hisleriyle... döner.
¡ Smithy!
Smithy!
Smithy.
Smithy.
¿ Smithy?
Smithy?
¡ Oh, Smithy!
Ah, Smithy!
- Hicks, Smithy y tú buscad por allí.
- Hicks, sen ve Smithy, şu tarafa bakın.
Así que serás nuestro campeón.
Yeni şampiyonumuz sen olacaksın gibi, Smithy.
Smithy, ¿ ha visto por aquí a algún elemento sospechoso - que pudiera ser un espía alemán?
Smithy, etrafta Alman casus olabilecek, şüpheli tipler görmedin, değil mi?
Gracias de nuevo Smithy. Por todo.
- Tekrar teşekkürler Smitty, herşey için...
A mi tampoco Smithy. A mi tampoco.
- Bende, Smitty...
Adiós Smithy.
- Hoşçakal, Smitty.
- Si Smithy siempre ha sido mi ancla de salvación.
- Evet, Smitty herzaman yanımda olmuştur.