Translate.vc / Espanhol → Turco / Ss
Ss tradutor Turco
51,121 parallel translation
Al menos no estamos atados a un árbol en el medio de la nada rodeados de lobos sedientos de sangre.
En azından ıssız bir yerde, etrafımızı kana susamış kurtlar çevirmişken bir ağaca bağlı değiliz.
Sí, claro. Hace siglos, los piratas escondían tesoros en Islas desiertas.
Evet, tabii, yıllar önce korsanlar hazinelerini ıssız adalara saklarmış.
No todos los días puede uno ver una Isla desierta.
Her gün bir ıssız adaya denk gelmezsin.
Así que, quiero que hagas lo que diga tu mamá y te quedes bajo ese árbol sin que te dé el sol y quiero que pienses qué vas a contarle a Colin sobre tu gran, gran aventura en la Isla del Tesoro, ¿ de acuerdo?
Annenin sözünü dinlemeni ve ağacın altında kalmanı istiyorum güneşten uzak kalmanı ve Colin'e anlatacağın büyük ıssız ada maceranı düşünmeni istiyorum, tamam mı?
¡ Estoy empezando a pensar que no son los Vengadores!
Yakından daha yakışıklıymışsın.
"Soy Shocker. Doy Shocks".
Takmışsın koluna o salak şeyi sıka sıka gidiyorsun.
Por favor.
Adamı şoklarmışsın.
Tenías razón.
Haklıymışsın.
Te equivocaste acerca de Nick.
Nick hakkında yanılmışsın.
Tú me entiendes.
Ne demek istediğimi anlamışsındır.
Tienes razón, genio.
Haklıymışsın, Gözlüklü dostum.
Parece que lo descubriste, amigo.
Görünüşe göre balataları sıyırmışsın dostum.
En verdad se descontroló todo.
- Yine ortalığı batırmışsınız.
Estaba pagando una tasa promocional que expiró en enero.
Kısa süreli düşük faiz oranından yararlanmışsınız ki onun süresi de geçen Ocak'ta dolmuş.
Ha recibido el aviso amarillo.
Sarı ihtar almışsınız.
Entonces estás realmente jodida.
O zaman cidden boka batmışsın.
Vas huyendo para ahora, espero.
Yola çıkmışsındır bile.
Quizás no conociste al hombre correcto.
Belki doğru adamla karşılaşmamışsındır.
Espero que no esté muy sorprendida.
Umarım çok şaşırmamışsındır.
Usted malinterpreta el misterio.
Sen burdaki gizemi yanlış anlamışsın.
Tú, por otra parte, fuiste creado para ser amado.
Sense, diğer yandan, sevilmek için yaratılmışsın.
Aún recoges al gato, ¿ verdad?
Kediyi almamışsın daha.
Y que está divorciado, vive sólo y le gusta mirar Peleas de Vagabundos.
Ayrıca boşanmışsınız, yalnız yaşıyorsunuz ve Berduş Dövüşleri'ni seyretmeyi seviyorsunuz.
Y entonces, decidiste salir. ¡ Y tú nunca sales!
Sonra sen çıkmaya karar verdin, oysa hiç çıkmazmışsın!
- Sí, es una locura.
- Çıldırmışsın.
Te dispararon en la cabeza y ya caminas.
Kafadan vuruldun ve yürümeye başlamışsın bile.
Te equivocaste.
Yanılmışsın
Usaste toda la medicina.
İlacın hepsini almışsın.
Esto es una locura.
Çıldırmışsınız siz.
Creo que tienes mi taza.
Sanırım kupamı almışsın.
Estás mal, ¿ de acuerdo?
Sen kötü yaralanmışsın, tamam mı?
Hey, eres tan linda.
Merhaba küçük adam. Ağırmışsın.
¡ Estas loco!
Sen aklını kaçırmışsın!
Dejaste la ciudad pero no has olvidado a Raees.
Şehri terk ettin fakat Raees'i unutmamışsın.
Pero después de que la orden de restricción se levantó, trató de reanudar el contacto.
Ama uzaklaştırma emri bittikten sonra onunla görüşmeye çalışmışsınız.
- Esta mejor han sido a la venta.
- Umarım indirimden almışsındır. - Öyleydi.
Tal vez lo dejaste en el auto.
Belki arabada bırakmışsındır.
Su anillo de casamiento tiene al menos unos 30 años de antigüedad y lo ha cambiado a otro dedo.
Alyansın neredeyse 30 yıllık ve onu farklı bir parmağa almışsın.
Santo cielos, ¿ Los bajaste?
Kahretsin, anlamışsın.
Estas loco.
Sen çıldırmışsın.
Hola. ¿ Adónde vas cuando no estoy contigo?
Dalmışsın yine, ne düşünüyorsun?
Estás más herido de lo que pensé.
Sandığımdan da çok kafaya takmışsın bunu.
Tenías razón sobre la Duquesa. No fue un accidente.
Düşes konusunda haklıymışsın, kaza değilmiş.
Eres valiente por volver.
Buraya geldiğine göre cesur adammışsın.
Vamos, ¿ puedes ayudarme?
- Ağzın değil ellerin çalışsın.
Has estado ocupada.
Çok çalışmışsın.
Perdió la cabeza.
Aklını kaçırmışsın.
Espero que te acordaras de mi abrigo.
Umarım paltomu hatırlamışsındır.
- Usted la despertó.
- Sanki onu uyandırmışsın gibi.
Y, de pronto, ya no hay espacio para Tim.
Sonra bir bakmışsın, Tim'e uygun yer yok.
¿ Te perdiste toda tu infancia?
Sen hiç yaşayamamışsın.