Translate.vc / Espanhol → Turco / Sucu
Sucu tradutor Turco
10,378 parallel translation
Es su culpa que ella esté muerta.
Annemin ölmesi onun suçu.
John... quieres que ayude a encubrir un crimen. No solo uno, más de los que puedo contar.
John, benden bir suçu örtmemi istiyorsun sadece bir tane de değil, sayamadığım kadarını hem de.
Entonces, ¿ a quién quiere que culpe?
Suçu kime atmamı istersin?
Convenció a Martun de que Colby estaba intentando jugársela.
Martun'u Colby'nin suçu ona attığına ikna etti.
Estoy muy segura de que es un crimen de guerra.
Savaş suçu olduğuna eminim. Ama galiba bir kere Roosevelt'in sesini duymuştum.
Sus mentes han olvidado su crimen.
Suçu akıllara kazındı.
Es de Devon.
Devon'ın suçu.
Bueno, si todo esto es por lo que pasó, yo tomo la responsabilidad.
Tamam, bu biraz önce olanlar içinse suçu tamamen ben üstüme alıyorum.
¿ Además de marcar la carne de mi cara por el crimen imperdonable de amar?
Bağışlanamaz aşk suçu için yüzümün etini dağlamak dışında mı?
Obama...
Obama'nın suçu hep.
Byron aplasta a Wendell, y luego hace una denuncia anónima acusando al delincuente juvenil local.
- Byron Wendell'i ezip suçu yerel bir kabadayıya atmak için ihbar etti.
No es su culpa.
Bu onun suçu değil.
Hay muchas amenazas, ministro de comercio, no menos importantes que los agentes nazis buscando desestabilizarnos y culpar de sus crímenes a los subversivos.
Birçok tehdit mevcut Ticaret Bakanım özellikle Nazi ajanlarının karışıklık çıkartıp suçu bölücülere atabileceği tehditler.
Tomaremos... el homicidio involuntario.
Hafif suçu alıyoruz.
Así que parece como una de esas cosas que simplemente sucede y es, sin duda culpa de nadie, aunque
Ama oluyor böyle şeyler ya, kimsenin suçu yok tabii.
¿ No se es inocente hasta que se prueba lo contrario?
Suçu kanıtlanana kadar birisi masum değil midir?
- Sí, pero en este caso, eso significaría convencer a la reina de retirar la inmunidad, y siendo la madre del príncipe...
- Evet ama dosyada suçlunun suçu konusunda ikna olunmuşsa kraliçe ve diğerlerinin dokunulmazlıkları kaldırılır şeklinde değerlendirebiliriz.
No es su culpa.
Onun suçu değil.
No, no me culpes a mí de eso.
Hayır, suçu bana yıkma.
Pero me despidieron por robar ese dinero...
Ama o parayı çalma suçu ile kovulmak...
Betty no tuvo nada que ver con esto.
Betty'nin hiçbir suçu yoktu.
Oh, claro que lo es.
Maalesef kesinlikle onun suçu.
Una pila de cadáveres y todo el mundo quiere echarte la culpa.
Bir sürü ceset ve herkes suçu sana atmak ister.
¡ ¿ De quién es la culpa?
Kimin suçu peki?
¡ Es culpa de las armas!
Silahın suçu!
El juicio no se hizo esperar, la culpabilidad está clara.
Mahkeme hızlı oldu, suçu aşikârdı.
Insensatez o no, se percibirá como un acto de traición.
Kafasızlık olsun olmasın, ihanet suçu olarak algılanır.
¿ Culpa de qué?
Ne suçu?
¿ Culpabilidad de qué?
Ne suçu?
La vigilancia nos enseña a prestar atención... no solo sobre cómo un sospechoso planea un delito si no a cómo todos tomamos decisiones.
Gözetim bize nasıl dikkat edileceğini öğretir sadece şüphelinin suçu nasıl planladığını değil aynı zamanda hepimizin nasıl karar verdiğini.
¿ A la Agencia, donde alguien intenta tenderme una trampa?
Suçu üstüme atan insanlara mı?
¿ Por qué no le preguntas a la persona que me culpó?
Suçu üstüme atmak isteyen insana neden sormuyorsunuz?
Su fraude, su manipulación...
Suçu, kandırmacası...
Soy un buen soldado.
Suçu ben üstlendim. Ne de olsa iyi bir askerim.
Tiene que usar sus propios recursos para detener este delito.
Bu suçu durdurmak için kendi kaynaklarınızı kullanmalısınız.
¿ Y? ¿ Y de quién fue la culpa de eso?
Peki bu kimin suçu?
Ahora que lo sabe, si es paciente suyo y sigue adelante y le opera alterando su aspecto entonces será culpable de ayudar a un fugitivo.
Şimdi biliyorsunuz ki, o sizin hastanızsa ve cerrahi müdahaleyle görünüşünü değiştirirseniz bir kaçağa yardım ve yataklık suçu işlemiş olacaksınız.
No podía permitir que Colby asumiera la culpa
- Yaptığım bir şey için Colby'nin suçu üzerine almasına izin vermem.
¿ Asique vas a decirle a Rex que tu me prohibiste verlo? ¿ O vas a mentir como usualmente lo haces y echarme la culpa a mi?
Oğluma onu görmemi engellediğini söyleyecek misin yoksa... her zamanki gibi yalan söyleyip suçu benim üzerime mi atacaksın?
¿ De qué delito es culpable?
Suçu nedir?
El prisionero no cometió ese crimen.
Mahkûm bu suçu işlemedi.
No es culpa de Kakashi.
Kakashi'nin suçu değil.
Crímenes de odio.
- Nefret suçu.
Crímenes de odio.
Nefret suçu.
En ese caso un ex. Creo que la persona que cometió esto... se ha retirado y vive fuera de las normas de la sociedad.
Bir önceki cinayette suçu işleyen kişi içine kapanık ve toplum kurallarının dışında yaşayan biri.
Pues es una mierda. ¿ Qué vas a hacer si ese tipo levanta cargos en mi contra, me ofrece un trato y me declare culpable y me dan libertad condicional?
Ya bu adam bana dava açar ben de suçu kabul edip, şartlı tahliye olursam?
¿ Entonces esto es culpa de Liv?
Yani bu Liv'in suçu mu?
Dale, no fue un delito violento.
Dale şiddet suçu işlemedim.
No, no fue violento.
Evet, şiddet suçu değil.
El no denunciar un crimen no es ilegal.
Bir suçu bildirmemek yasadışı değildir.
Pero entonces, si ese era su plan, ¿ por qué confesar a este crimen, para empezar?
Ama diğer taraftan, planı buyduysa, en başta bu suçu neden itiraf etti ki?