Translate.vc / Espanhol → Turco / Sídney
Sídney tradutor Turco
115 parallel translation
Una chica encantadora, la conocí de Sídney a Southampton.
Hoş bir kız. Sydney'den Southampton'a giderken gemide tanıştım onunla.
- Un boleto, ida sólo a Sídney, Australia- - un hombre y un perro.
Sidney, Avustralya'ya tek gidiş bilet istiyorum. - Bir adam ve bir köpek.
La duración de nuestro vuelo Nueva York Sídney con escala en Los Ángeles será de aproximadamente 13 horas y 47 minutos.
New York-Sydney uçuşumuzun Los Angeles ayağının uçuş süresi 13 saat 47 dakikadır.
La temperatura en Sídney debe ser la misma de acá...
Sydney'deki sıcaklık buradakiyle aynı yani 20 derecedir.
Salí de Los Ángeles 14.000 Km a Sídney el viernes de regreso a Nueva York el fin de semana y de vuelta a Los Ángeles el martes.
Los Angeles'dan Sydney'de bir işim var diye cuma günü 13.500 kilometrelik yola çıktım. Hafta sonu New York'a döndüm.
¿ Cuánto tiempo vas a estar en Sídney?
- Sydney'de ne kadar kalacaksın?
Adiós Sídney para mí.
Gitti benim Sydney.
Me gustaría hacer una llamada a Sídney.
Sydney'i aramak istiyorum.
Es lo que estoy haciendo en Sídney.
Sydney'deki işim bu. Bir yelkenliyi dekore edeceğim.
Luego su apartamento en Sídney.
Bir de Sydney'deki dairesinin dekorasyonunu yaptım.
Puedes tomar una avioneta a Tahití esta noche, y luego a Sídney.
Seni Taiti'ye götürür. Oradan da jetle Sydney'e geçersin.
Achicaré las opciones. ¿ Canberra, Melbourne, Sídney?
SınırIayacağım, Canberra, MeIbourne, Sydney.
¿ Qué haces en Sídney?
Sydney'de ne yapıyorsun?
- En Sídney hay buenos programas...
- Sydney'de iyi programlar var.
Llevaban dos años viviendo en Sídney.
Son bir kaç senedir Sydney'de yaşıyorlardı.
Le pagaremos un vuelo a Sídney. Es lo único que puedo hacer.
Sizi Sydney'e giden bir uçağa bindireceğim.
No, no quiero volver a Sídney.
Hayır, Sydney'e dönmek istemiyorum.
Dices que ibais de Sídney a Los Ángeles...
Sydney'den Los Angeles'a mı gidiyordunuz?
Luego ella le llamó a su hermana en Sídney.
O da Sydney'deki kız kardeşini aradı.
- A Sídney.
- Sydney.
¿ Por qué iba a ir a Sídney contigo?
Seninle neden Sydney'e gideyim ki?
Vayámonos de Sídney.
Şu Sydney'den gidelim.
Estoy en Sídney.
Sydney'deyim.
Conoció a unos chinos de los bajos fondos y llevó unos paquetes para ellos de Pekín a Sídney.
Birkaç serseri Çinliyle tanışmış ve para karşılığında Pekin'den Sidney'e onlar için kuryelik yapar.
Vagando por el sudeste de Asia con trabajos ocasionales de Beijing a Sídney.
Pekin'den Sidney'e giderek yaptığı günlük işlerle güneydoğu Asya'da başıboş bir hayat sürüyordu.
Bien, la situación está totalmente bajo control. Si, el Primer Ministro está en Sídney. Le gustaría estar aquí.
Durum şu an tümüyle kontrolümüz dışında ama evet, Başbakanımız şu anda Sydney'de ve buraya dönmek için çabalıyordur.
Zoe tuvo relaciones en Melbourne y Sídney.
Zoe'nin Melbourne ve Sidney'de tanıdıkları vardı.
- SÍDNEY ¿ Por qué se van todos?
Neden herkes ayrılıyor?
El auto que intentó pasar sobre tu amigo fue rentado por el Doctor Sídney Hayward, un obstetra.
Adamını ezmeye çalışan araba Dr. Sidney Hayward tarafından kiralanmış bir doğum uzmanı.
Sídney Hayward, conductor errático... y bebe doctor.
Sidney Hayward... dengesiz bir sürücü ve bebek doktoru.
Supongo que no sabe quién es el Dr. Sídney Hayward.
Sanırım Dr. Sidney Hayward'ın kim olduğunu bilmiyorsunuz?
Ciudad del Cabo, Singapur, Sídney...
Cape Town, Singapur, Sidney...
Cuando fui a recoger su cuerpo en Sídney, mi papá no tenía unos zapatos buenos.
Sydney'e cenazesini almaya gittiğimde babamın ayakkabıları güzel değildi.
DÍA 10 18280 kilómetros ¡ Grita, Sídney!
Benim için bağırın, Sydney!
¡ Sídney!
Sydney!
¿ Cómo está Sídney?
Nasılsınız? Pekala, Sydney?
Estuviste entrando y saliendo durante meses mientras te tirabas a Sídney.
Doğru ya, sen Sydney'yle yatarken de buraya gizlice giriyordun.
- Hola. ¿ Qué tal Sídney?
- Hey, selam! Sydney nasıldı?
- Sí, trabajé un año en Sídney.
- Evet, bir yıl Sydney'de çalıştım.
Londres, Tokio, Sídney, Río de Janeiro, Lagos, El Cairo.
Londra, Tokyo, Sidney, Rio, Lagos, Kahire.
-... desde Sídney hace una semana?
-... 815 nolu Oceanic uçağında mıydın?
Estábamos en el mismo vuelo que vino desde Sídney.
Sydney'den aynı uçakla dönmüştük.
Lo encontraron en un callejón afuera de un bar en Sídney.
Sydney'de bir barın önünde sokakta bulunmuş.
Yo acabo de llegar de Sídney hace unos días.
Ben de Sydney'den birkaç gün önce geldim.
Desde Sídney.
Sydney'den.
- ¿ En Sídney?
- Sydney'de mi?
- Está en tránsito en Sídney con mi hermana desde que Gerard se enteró del complot.
Peki, ya Kraliçe? Gerard'ın suikastı öğrendiği sıralarda ; Kraliçe, kız kardeşim ile birlikte Sydney'den buraya geliyordu.
Veníamos en el mismo avión desde Sídney.
Sydney'den gelen aynı uçaktaydık.
Sídney, tenemos tres sujetos portando explosivos.
Sidney, elinde patlayıcılar bulunan üç adet firarimiz mevcut.
Ella es Sídney, trabajamos juntas.
Bu da Sydney, beraber çalışıyoruz.
- Un placer conocerte, Sídney.
- Tanıştığımıza memnun oldum, Sydney.