Translate.vc / Espanhol → Turco / Talon
Talon tradutor Turco
281 parallel translation
- Era guardián en la prisión de Thelon.
Talon Hapishanesinde gardiyandı.
¿ Fue usted guardián en la cárcel de Thelon?
Talon Hapishanesinde gardiyandınız değil mi?
Es raro ver tan asustado al hombre que odiaba en la cárcel de Thelon.
Senin korktuğunu görmek tuhaf. Talon Hapishanesinde nefret ettiğim adamın.
Cuando se tiene sólo una planta de talon para un secton dos de esas plantas serían suficiente milagro.
Elinde bir dilim ekmek kaldıysa iki dilim yeterince büyük mucize olur.
¿ Me entiendes, Talon?
Anlıyor musun Talon?
Talon. Talon.
Talon.
Talon se había desvanecido en la niebla.
Talon sırra kadem basmıştı.
¡ Talon!
Talon!
Más de una vez Talon nos ha salvado el pellejo, ¿ lo has olvidado?
Talon kaç defa kıçımızı kurtardı yoksa unuttunuz mu?
Capitán Morgan, un viejo camarada de Talon.
Kaptan Morgan, Talon'un eski bir askeri.
Corre la voz sobre la situación de Talon.
Talon'a verdiğin bağlılık sözünü hatırla.
¿ Es ese el jefe Talon?
Bu şef Talon değil mi?
Talon, hijo de Richard.
Talon Richard'ın oğlu.
- ¡ Talon!
- Talon!
Funda de latón. Entonces supongo que es una Golden Talon.
Sanırım bir Golden Talon.
Talon le corto una arteria justo aqui.
Buradan atardamarını kesti.
Su talon esta muy delicado.
Topuğu oldukça hassas.
Es una garra negra.
Bu kurşun bir Kara Talon.
marca de salida bajo el talon derecho... debe ser un adicto a los narcoticos.
Sağ aşık kemiğinin üstünde iğne izleri var... Bir uyuşturucu bağımlısı olmalı.
- Es una bala de fragmentación.
Black Talon. Kurşunun parçası.
Ese es mi talon de Aquiles mi exceso de orgullo ciVico.
Bu benim kahramanlığım..... onurum benim.
al contado o talon?
Nakit mi ödeyeceksiniz, yoksa hesaba mı göndereceksiniz?
¡ Talon, chico, talón!
Otur, oğlum! Otur!
Estuve con Lana haciendo un trabajo sobre historia.
Tüm hafta Talon'da Lana'ya tarih ödevinde yardım ediyordum.
Mi coche se averió en el Talon y me llevaste a casa.
Arabam Talon'un dışında bozuldu ve beni eve götürdün.
Ojalá pudiera pero tengo que cambiarme y atender el Talon.
İsterdim ama üzerimi değişip Talon'daki mesaime başlamalıyım.
La viste con Ian en el Talon anoche.
Dün gece Ian'la onu Talon'da gördün.
Me preguntaba si sabes lo del Talon.
Aslında, Talon'da olanları biliyor musun diye soracaktım.
- Si quiebra...
- Eğer Talon iflas ederse...
- Clark no subsidiaré una operación que dé pérdidas.
- Clark para kaybeden bir operasyona katkıda bulunmam. Talon kendini desteklemeli.
Haré mi campaña en el Talon. Así llevaré gente.
Seçim toplantımı Talon'da yapabilirim, sana müşteri getiririm.
No pudimos hablar.
Talon'da fazla konuşamadığımız için üzgünüm.
Después de sorprenderlos bailando en la sala decidí quedarme en el Talon.
Onları romantik bir şekilde dans ederken yakaladıktan sonra Talon'da kaldım.
Ve al Talon más tarde.
Neden daha sonra Talon'a gelmiyorsun?
Pasó de nuevo en el Talon.
Talon'da tekrar oldu.
El Talon ya no da buenos frutos.
Talon artık iyi bir seçim değil.
No es justo, el Talon siempre ha llevado su propio peso.
Bu haksızlık. Talon her zaman kâr yapmıştır.
- Acaban de desalojarme del Talon.
- Talon'dan kovuldum.
Lana, le diste vida al Talon de la nada, es todo para ti.
Lana, Talon'u sen tekrar ayağa kaldırdın. Senin için anlamı büyük.
Sí. Mencionó que Lex cerró el Talon y de alguna forma creo que no fue totalmente su decisión.
Evet, Lex'in Talon'u kapattığını söyledi, ve bir şekilde bence bu sadece onun fikri değil.
Si hice que Lex cerrara el Talon, imagina lo que pasaría si lo vuelvo contra este pueblo, tus amigos...
Lex'e Talon'u kapattırdım. Onu bu kasabaya ve dostlarına karşı kışkırtsam tahmin et ne olur?
No sé qué podemos hacer sobre el Talon, no es contra la ley hacer que tu marido tome una mala decisión de negocios.
Talon hakkında ne yapabiliriz bilmiyorum. Kocana kötü bir iş kararı aldırmak yasaya aykırı değil.
A Ramson le dispararon 3 años después al escaparse de la prisión.
Ramson üç yıl sonra Talon Hapishanesinden kaçmaya çalışırken vuruldu.
Era guardián en la prisión de Thelon cuando Ramson estaba allí.
Journet, Alistair Ramson'un hapsedildiği Talon Hapishanesinde gardiyandı.
Intentó escapar de la prisión de Thelon.
Ben orada muhafızken Talon Hapishanesinden kaçmaya teşebbüs etmişti.
¡ No, Talon!
- Hayır Talon!
- ¡ Por Talon! - ¡ Talon!
Tanrılar adına iyi bir savaş verelim.
Golden Talon... igual que la que sacamos de Abby Sandoval.
Abby Sandoval'ın üzerinden çıkan Golden Talon'un aynısı bu.
- Una Black Talon.
- Kara Pençe.
Clark fue a verme al Talon.
Clark Talon'a uğradı.
Lana me contó.
- Lana bana Talon'dan bahsetti.