Tes tradutor Turco

Aquí hay dos tes.

İşte iki adet hap.

¿ Podríamos ir a mi casa para los tes?

Bizim eve gidip çay içmeye ne dersin?

Lee se rin...

Lee tes...

¿ Con dos tes?

İki tane mi T harfi var?

¡ No gr ¡ tes!

Bağırma!

- No gr ¡ tes.

- Bağırma.

- ¿ Por qué rep ¡ tes Io que d ¡ go?

- Neden söylediğimi tekrarlıyorsun?

- ¡ An-tes!

- Befor-e!

- An-tes.

- Befor-e.

¿ Se rendirán ante nosotros?

Tes-Teslim olmayı kabul ederler mi?

De los Trott de Atlanta con tres tes.

Atlanta'lı Trott'lar. Üç T ile yazılıyor.

"Laisse-moir respirir, longtemps longtemps L'odeur de tes cheveux."

"Laisse-moir respirir, longtemps longtemps L'odeur de tes cheveux."

Dos tes, por favor.

- İki çay, lütfen.

4 tes helados, Todd.

Dört buzlu çay.

Comunique a la nave cardassiana que procederemos con- -

Ana gemiye tes...

Entre sus remedios estaban los consejos y los tes medicinales, y a menudo eran igual de amargos.

Tedavileri, bitki çayları kadar tavsiyeler de içerirdi pek çoğu da aynı acılıktaydı.

Nos tendremos que quedar hasta el Lunes. y conoser a este hermoso pueblo y sus inhabitant... tes..

Belli ki Pazartesiye kadar kalmak zorundayız ve bu güzel kasabayı ile burada yaşayanları tanıyacağız...

Ten piedad, hay dos tes en su nombre. Puedes ahorrarte 5 coronas.

İsminde maalesef iki tane T harfi var, yoksa 5 kron kar etmiş olurdunuz.

Yael, de Rockwell-Matthis.

- Matthis'tes Yael. Seninle mülakat yapmıştım.

Odiseo, Perseo,

Odisey, Pers, Tes.

Frau Farbissina. Wie gehe'tes ihnen?

Bayan Farbissina, siz nasılsınız?

TÉS DEL MUNDO MARTES, 12 DE OCTUBRE

Dünyanın Çayları 765 42. Batı Sokağı Salı, 12 Ekim

- No. - En una tienda de tés en Yasakashita.

Hayat denen şey böyleyse eğer beni endişelendiriyor bu.

Dos tés, por favor.

- İki fincan çay, lütfen

- Dos tés, por favor.

- İki çay lütfen.

Tráenos dos tés

Çay getir. Veya kahve?

¿ Sí? Tráiganme tres tés, por favor.

Buraya üç çay gönderebilir misiniz, lütfen?

Anoche tuve que tomarme 15 tés.

Dün gece 15 tane çay ve soda içmek zorunda kaldım.

Bueno, esos tés de la tarde que tú y la Sra. Armstedder se permiten... tampoco ayudan, mamá.

İyi sen ve Mrs.Armstedder bu öğlen çaylarının keyfini çıkarın Yardım etme anne

Dos tés, por favor.

İki çay lütfen.

- Dos tés.

İki çay.

El protocolo- - dijo que tenía... que poner los puntos en las "íes", cruzar las "tes"

Protokol... Bunun gerekli olduğunu söyledi.

- Estupendo.

Harika. Teş...

- Dos tés helados para "Fred Astaire".

- "Fred Astaire" e iki buzlu çay.

¡ Tres tés, para acá arriba!

Üç çay getir.

El dueño me dijo que hiciera una investigación sobre los tés de hierba.

Derginin sahibi onun yerine bitki çayları üzerine bir araştırma yapmamı istedi.

Me encantan los tés ingleses en hoteles.

İngiltere'de otellerde verilen çaylara bayılıyorum.

Murari, ve y trae dos tés, no!

Murai iki çay getir bize!

Gr-gr-gracias, S-S-Sr Vendetti.

Te-Teş-Teşekkürler, B-B-Bay Vendetti.

Merci bien...

Çok teş...

¿ Y el sentimiento? ¿ Es individualista o hay un sentimiento de equipo?

Teş başına mısınız yoksa bir takım ruhu oluştu mu?

Tengo tés de hierbas :

Bitki çaylarım var :

Existen 400 tipos de té sin contar todos los tés de frutas.

400 çeşit çay olduğunu ve bunların o sözde meyve çaylarını içermediğini biliyor muydunuz?

Y cuatro tés.

Dört çay.

Gracias por escu... charme.

Dinlediğin için teş... ekkürler.

Tengo unos maravillosos tés medicinales.

Çok mükemmel, iyileştirici çaylarım var.

¿ Cuál es la tontería de diagnóstico?

Koyduğu "teş-pis" ne?

Dime Dr. Val. ¿ Cuál es tu diagnóstico?

Söylesene, Dr. Val. "Teş-pis" in ne?

Es diferente. Cambió los certámenes por una vida de sándwiches de pepino, tés y ligas juveniles.

Mayo yarışmasında derece alıp salatalıklı sandviç, çay ziyafetleri ve ikinci lig hayatına girdi.

Supongo que "sorbe-tés" sería otra.

- Diğeri de "çay-seven" olabilir.

Los tés ya están en el camión.

Çayları kamyona yüklemiştik.