Translate.vc / Espanhol → Turco / Thompson
Thompson tradutor Turco
2,294 parallel translation
Como se nos ha hecho notar... por la prensa de hecho, y no por el fiscal del estado como habría sido lo apropiado... los cargos contra el señor Thompson ahora incluyen el trasiego de mujeres cruzando las líneas del estado para propósitos inmorales,
Basın tarafından dikkatimize sunulan, başsavcıya itiraz ederek Bay Thompson'a karşı suçlamaların artık eyaletler arası ahlaka aykırı amaçlarla kadın taşınmasını kapsaması münasip olacaktır.
El acusado Sr. Thompson es acusado de pagar a esas mujeres para influir en votantes potenciales mediante engaños femeninos.
Sanık Bay Thompson bu kadınların cinsel cazibeleri ile potansiyel oyverenleri baskı altına almakla suçlanıyor.
De esa forma podríamos juzgar al señor Thompson con toda el rigor de la ley.
Böylece Bay Thompson'a yasanın tüm kapsamıyla dava açabiliriz.
Estaba saliendo del Ritz con Waxey Gordon y Nucky Thompson.
Ritz'den çıkıyordu, Waxey Gordon ve Nucky Thompson'la.
Sr. Thompson, buenos días.
Bayan Thompson, günaydın.
Cuando entró, se dirigió a mí como la Sra. Thompson.
Geldiğinizde bana Bayan Thompson diye hitap etmiştiniz.
Reunirse con Nucky Thompson.
Nucky Thompson'la görüşüyordu.
- El Sr. Thompson desea salir de inmediato.
Bay Thompson derhal gitmenizi istiyor.
- ¿ Para Nucky Thompson?
- Nucky Thompson için mi?
Entonces, si os dejamos marchar, entregáis la carga a Chalky. Nucky Thompson ya no es el más listo.
Bakın, sizi bırakacağız, malları Chalky'e teslim edin Nucky Thompson'ın haberi olmasın.
Sí, estoy seguro que entre ordenar asesinatos y manipular elecciones, Nucky Thompson te hizo pasar un buen momento.
Evet, seçim hileleri ve cinayete azmettirmeler arasında Nucky Thompson seninle de ilgilenmiştir eminim.
Sr. Thompson.
Bay Thompson.
Permítame preguntarle, Sr. Doyle... ¿ Consideraría divertido a Nucky Thompson?
Size bir şey sorayım, Bay Doyle Nucky Thompson'ı eğlenceli bulur musunuz?
Sr. Thompson, espero no molestar.
Bay Thompson, umarım rahatsız etmiyorumdur.
Republicanos, demócratas, todos un maldito sin sentido tan pronto como Nucky Thompson esté...
Cumhuriyetçiler, demokratlar... Hiçbirinin bir anlamı yok Nucky Thompson-... adalete teslim edildiği zaman. - Doğru.
- ¿ Sr. Thompson?
- Bay Thompson?
- Trabajamos para el Sr. Thompson.
- Bay Thompson ile çalışıyoruz.
Estos no son hombres del Sr. Thompson.
Bunlar Bay Thompson'ın adamları değil.
Si, Sr. Thompson.
Peki, Bay Thompson.
En el hombro de Nucky Thompson.
Nucky Thompson'ın omzunda.
¿ Va a desayunar, Sr. Thompson?
Kahvaltı yapacak mısınız, Bay Thompson?
¿ Nucky Thompson al teléfono?
Nucky Thompson telefonda.
"Sr. Thompson."
Bay Thompson.
Sr. Thompson, ¿ a qué debo el placer?
Bay Thompson, bu onuru neye borçluyum?
- El Sr. Thompson hace algunas semanas atrás, llegó una noche- -... bastante alegre.
- Bay Thompson, birkaç hafta önce bir gece gelmişti. Neşeli bir ruh halindeydi.
Estas son sus declaraciones juradas diciendo que Enoch Thompson las trajo a Atlantic City en noviembre con el firme propósito de cumplir favores sexuales a ciertos caballeros, con el objetivo de influenciar en sus votos.
Bunlar Enoch Thompson'ın sizi geçen Kasım'da Atlantic City'e getirdiğine dair yeminli ifadeleriniz. Bazı önemli şahsiyetlerin partilerinin oylarını etkilemek için seksüel münasebetler yapmak hakkında.
Debido a sus presentes dificultades, he hecho una trato con Nucky Thompson.
Şimdiki sıkıntılarından dolayı Nucky Thompson ile bir anlaşma yaptım.
Pero el señor Thompson me está pagando una compensación.
Ama Bay Thompson bana çok büyük miktarda para ödeyecek.
Los reales logros de Cermak derrotando a Big Bill Thompson y reuniendo a las distintas facciones cosas que requieren tener pelotas.
Cermak'ın gerçek başarısı Büyük Bill Thompson'u mağlup etmesi ve parti içi bölünmelere son vermesi. Gerçek cesaret isteyen işler.
Thompson.
Bayan Thompson.
Sydney Thompson era una consultora de Lunders Global Initiative
Sydney Thompson, Lunders Global Girişimciliğin bir danışmanıydı.
El 31 de marzo de 2010, Sydney Thompson fue grabada sin que se diera cuenta en una conversación telefónica.
31 Mart 2010'da Sydney Thompson haberi olmadan cep telefonuna kaydedildi.
Sólo sé que es una gran oportunidad para él, y no quiero decepcionarlo.
Bu onun için çok önemli biliyorum ve onun yüzünü kara çıkartmak istemiyorum. Sydney Thompson bir partideydi ve bir şaka yaptı.
- Que Sydney Thompson escogió difamar públicamente a su jefa con una imagen que ella sabía que sería dañina, tanto para la reputación de Lena Lunders como para su compañía.
- Sydney Thompson, Lena Lunder'ın itibarı ve ve şirketine zarar vereceğini bildiği için onu halka açık olarak karalamayı seçti.
¿ De qué conoce usted a la defendida Sydney Thompson?
Sanık Sydney Thompson'ı nasıl tanırsınız?
Entonces ¿ por qué piensa que la Señorita Thompson la hizo?
Peki Bayan Thompson'ın neden bunu yaptığını düşünüyorsunuz?
Sra. Thompson, ¿ cual era la intención de de su imitación?
Bayan Thompson, taklidinizdeki niyetiniz ne idi?
Llama a Mike Thompson y pregúntale, y me reuniré con vosotros a la vuelta.
Mike Thompson'ı ara ve ona sor, sizinle arkada buluşuruz.
Alguacil Thompson, esta es una citación para su testimonio conforme a la investigación en curso.
Şerif Thompson, devam eden bir soruşturma uyarınca tanıklığınızı isteyen mahkeme celbi.
Nucky Thompson está con vida, así que hasta que escuchemos lo contrario...
Nucky Thompson hâlâ hayatta. Biz de aksini işitene kadar...
¿ Con Thompson?
Thompson'la alâkalı mı?
Es como una cebolla, Sr. Thompson, mientras más capas pelamos...
Soğan gibisiniz, Bay Thompson. Soydukça daha çok kabuk buluyoruz.
- Los cercanos a usted, sus "amigos" aparentemente intentan matarlo, Sr. Thompson.
Yakınlarınız, dost bildikleriniz, belli ki sizi öldürmeyi deniyorlar, Bay Thompson.
Nucky Thompson.
Nucky Thompson...
¿ Intentaste matar a Nucky Thompson?
Nucky Thompson'ı öldürmeye çalıştın mı?
Sr. Thompson, sus invitados están adentro.
Bay Thompson. Misafirleriniz içeride.
- Sr. Thompson.
- Bay Thompson.
Cuando no tiene movimientos, Sr. Thompson, no hace nada.
- Yapacak bir şeyin yok, Bay Thompson. - Hiçbir şey yapma.
Me he ganado la vida, Sr. Thompson, en gran parte como apostador.
Hayatımın büyük kısmını kumarbazlıkla geçirdim Bay Thompson.
Nucky Thompson.
Nucky Thompson.
- ¿ Alguacil Thompson?
- Şerif Thompson?