Translate.vc / Espanhol → Turco / Tipo
Tipo tradutor Turco
154,772 parallel translation
Igual que las ondas de sonido viajan por el aire, las ondas de luz deben viajar por algún tipo de medio en el espacio.
Tıpkı ses dalgalarının havada yolculuk etmesi gibi ışık dalgaları da uzayda bir şey aracılığıyla yolculuk etmelidir.
Un tipo en Corea se tiró de un balcón debido a eso.
Kore'de adamın teki sağlam dalga geçmiş.
Es solo que se trata de un tipo...
Bir arkadaş var... Everett Wright.
Lo que pasa es que él es un muy buen tipo.
Şöyle ki iyi çocuktur. Kendisini çok severim.
- Solo para ver si nos entendemos me refiero al tipo que trabaja enfrente.
Emin olmak için soruyorum, karşı koridorda çalışan adamdan bahsediyoruz değil mi?
 ¿ Quà © tipo de vibracià ³ n te mueve estos dà as?
Hey, bu aralar hangi portatif mucizeler var?
 ¿ Te refieres al tipo de vibrador que uso?
Hangi vibratörü kullandığımı mı soruyorsun?
El tipo divorciado.
Şu boşanmış olan.
Habla el tipo que mira el Instagram de su exesposa como mil veces al dà a.
Günde 1.000 kez eski karısının Instagram'ına bakan bir adamın söylediklerine gel.
 ¿ Quà © tipo de obras les gusta?
Ne tür oyunlar seviyorsunuz?
 ¿ Quà © tipo de obras te gustan?
Sen hangilerini seviyorsun?
Eres un buen tipo.
- Sen çok iyi birisin.
Justo el tipo de hombre
Tam akademide istediğimiz gibi biri.
Como lo hiciste con este tipo.
Bu adama yaptığın gibi.
Fue el tipo espeluznante del desguazadero.
Hurdalıktaki garip adamdı.
Estoy en una casa invisible de brujas con un artista y un tipo que usa botas hasta las rodillas con un arco.
Bir güvenlik uzmanı ve elinde tatar yayıyla diz boyu çizme giyen bir adamla birlikte görünmez bir cadı evindeyim.
Es el tipo de hombre que queremos en la Academia.
Tam akademide istediğimiz türden biri.
Lo que importa es que estás segura de que el tío que te has comido es legítimamente un zen, antimaterialista, el tipo de tío de los de "¿ Qué sonido hace una sola mano al aplaudir?".
Önemli olan yediğin adamın meşru bir Zen ustası anti materyalist ve "bir elin nesi var" türünde bir adam olduğuna emin olman.
El tipo es un psicópata.
Adam psikopat.
El tipo era boxeador o algo así.
Herif eskiden boksör falanmış.
Hablando de miel, los antiguos persas agarraban a un tipo lo colocaban en un tronco hueco y lo dejaban en un pantano.
Baldan söz açılmışken Antik Persliler, adamı alıp eski bir ağacın gövdesini oyup onu içine koyar ve bataklığa dikermiş.
Tipo indio bueno.
Hop, kibar Hintli arkadaş.
Ese tipo de sentimientos.
O tarz kötü hisler.
El tipo es grande como un refrigerador.
Adam buzdolabı kadar.
No podemos premiar a las reclusas por este tipo de comportamiento.
Bu tip davranışlar karşısında mahkumları ödüllendiremeyiz.
Como ese tipo de Attica, ¿ recuerdan?
Attica'daki adam gibi hani?
- Alguien de su tipo.
- Onun gibi biri.
¿ Quién es el tipo que trabaja ahí?
Orada çalışan çocuk kim?
¿ Es un tipo grande?
İri kemikli biri mi?
Ella le disparó al tipo con el arma que él trajo aquí y que empezó a sacudir.
Adamı, içeri sokup millete doğrulttuğu kendi silahıyla vurdu.
¿ Pueden decirme cómo enviar a alguien a un cuarto aislado, sin acceso al sol y sin contacto con otros puede enseñarle algún tipo de lección?
Birini tek başına bir odaya atıp güneş ve insan yüzü göstermeyerek ona nasıl bir ders verebilirsiniz?
No, es como ese tipo en la película de karate donde hay un chico. ¿ Cómo se llama?
Yok, şu çocuğun oynadığı karate filmindeki gibi! Neydi adı?
Cualquier tipo de droga realmente me habría ayudado con el tsunami de mierda que hubo anoche.
Dün geceki felaketler tsunamisini aşmak için her türlü hap iş görürdü.
Cuando fui a visitar a mi familia en Bucaramanga, un tipo le robó la cartera a mi prima, y todo el pueblo se juntó para lincharlo.
Bucaramanga'da akraba ziyaretine gittiğimde adamın biri kuzenimin çantasını çalınca bütün kasaba toplanıp herifi linç etmişti.
A mí ese tipo me parece un fanático religioso.
Adam gibi geliyor Dini fanatik bana.
Este tipo no.
Bu herif değil
¿ Solo se ocupa de seguros de automóvil o de todo tipo?
Sadece kasko mu yapıyorsunuz yoksa her tür sigorta mı?
De todo tipo.
Her tür.
¿ Has leído lo que afirma este tipo Crookes?
Crookes denen adamın iddiasını okudun mu?
No se callará, y el tipo al que bajamos no dice nada.
O susmuyor ve çıkardığımız adam da konuşmuyor.
Un tipo en un contenedor.
Kutuda bir adam.
Nuestro amigo Diego es un tipo malo, muy malo.
Dostumuz Diego kötü mü kötü birisi.
¿ Qué hizo este tipo para entrar en su base de datos?
Bu adam, neden veri tabanınıza girdi?
No creo que esperaran ningún tipo de resistencia...
Direniş olmasını beklediklerini sanmıyorum...
Este tipo es un maldito mentiroso.
Bu adam yalancı.
"Basado en este nuevo fenómeno, es factible, aunque es mucho menos seguro, que una bomba extremadamente peligrosa de un nuevo tipo pueda ser construida".
"Bu yeni olaya bakılırsa, kati olmasa dahi son derece güçlü yeni bir tür bombanın yapılabileceği anlaşılabilir."
Una simple bomba de este tipo llevada por barco y explosionada en un puerto podría muy bien destruir sin problemas la totalidad del puerto junto con el territorio de los alrededores.
– "Böyle tek bir bomba..." – "Böyle tek bir bomba tekneyle taşınıp bir limanda patlatılırsa etrafındaki bölgenin bir kısmıyla birlikte bütün limanı yok edebilir."
Ese tipo es increíble.
Bu çocuk bir başka.
¿ como si fuera un tipo popular?
- Aynen.
Nosotros... nos acostamos hace cinco semanas. Y ahora, ¿ ahora está con este tipo? No importa.
Yüzüğü şans kurabiyesinin içine koymayı denedim ama sığmıyor.
Y ahora está saliendo con ese tipo apuesto. - Sí, estoy enterado. - Sí.
- Buna sonra devam ederiz.