Translate.vc / Espanhol → Turco / Torá
Torá tradutor Turco
270 parallel translation
La ley les enseña que "quien honra la Torá... triunfará en los negocios".
Yasa, "Kim Tevrat'ı şereflendirirse işte başarılı olur" der.
El rollo de la Torá, que contiene... los cinco libro de Moisés y la ley, fue tomado de la llamada "Arca de la Alianza".
Musa'nın 5 kitabını ve kurallarını içeren Tevrat parşömeni,... sözde Kutsal Ahit Sandığından alınmıştır.
La Torá se desenrolla hasta el punto de lectura.
Tevrat parşömeni okunabildiği yere kadar sarılır.
- Debes leer la Torá.
Bana ne diyor? Torah'ı sizin okumanız gerektiğini söylüyor.
"Por medio de la presente le informo que pronto, Dios mediante... " tendrá un rabino y una Torá.
Bu mektupla bildiririm ki, inşallah yakında bir hahamınız ve bir Tora'nız olacak.
¡ La Torá no, por favor!
Tora'yı alma. Lütfen.
- La Torá...
Tora.
- La Torá.
- Tora.
La Torá.
Tora.
Torá.
- Tora mı?
¿ Me darías tu caballo por la Torá?
Tora için atını verir misin?
Si te regreso la Torá... ¿ purificarías tu alma a través del fuego?
Sana Tora'yı geri verirsem ruhunu ateşle arındırır mısın?
Si te dejo ir, ¿ puedo quedarme con la Torá?
Seni bırakırsam Tora bende kalabilir mi?
Deja la Torá aquí, estará a salvo.
Tora'yı burada bırak, bir şey olmaz.
Esa Torá ya me trajo suficientes problemas.
Onunla başımız yeterince derde girdi.
Creo que es como una Torá.
Sanırım bir tür Tora.
¿ Una Torá?
Tora mı?
Cuando esos hombres te disparaban... yo corrí a salvar la Torá.
O adamlar sana ateş ederken ben Tora'yı kurtarmaya koştum.
Es la celebración de la Torá.
O gün Tevrat günü.
"Meditarás en la Torá todo el día y toda la noche".
"Torah`ı düşünmelisiniz, tüm gün ve tüm gece boyunca"
Y no me importa si tiene la Torá y a una bola de alborotadores judíos. ¿ Alborotadores?
Ve bunu haklı çıkarmak için elinde Tevrat'ın ve bir avuç Yahudi zırvasının olması da umurumda değil.
¿ Pero quién escribió eso en la Torá?
Ama bu sözleri Tevrat'a kim yazmış?
Como la Torá. ¿ Disparar a vuestros hermanos?
- Kardeşlerine mi ateş açtıracaksın?
Basta, parecen dos rabinos discutiendo por la Torá.
Kesin artık. Eğitimsiz insanlar gibi kavga etmenizi istemiyorum.
Abrí mi corazón a tu amor y permitime santificar tu nombre por la Torá.
Kalbimi senin sevginle doldur ve Tevrat'ta yazanlara göre adını zikredeyim her anımda.
No pongas obstáculos en mi camino hacia tu sagrada Torá.
Tevrat'ına ulaşmada önüme engeller koyma.
Dame la fuerza para concentrarme en tu sagrada Torá.
Tevrat'ın için yolumu açık et, zihnimi berraklaştır.
Los estudiosos de la torá deben ser rigurosos.
Tevrat'ın öğrencilerinin sert olması lazım.
El Mesías vendrá. estudiaremos la Torá
Mesih gelecek ve Tevrat'a göre sınayacak bizleri.
No está tan mal estudiar la Torá
Tevrat'la yaşamak harika bir şeydir.
... estudiar la Torá.
Tevrat'la yaşamak ne güzeldir.
Dios hizo al hombre para estudiar la Torá.
Tanrı insanı kurallarına göre yaşasınlar diye yarattı.
La mujer cumple un rol indirecto en el cumplimiento de la Torá, manteniendo su casa limpia, preparando sus comidas, y especialmente, criando sus hijos.
Tevrat'a göre kadın, en güzel şekilde yaratıldı, evini temiz tutsun, yemeklerini hazırlasın, ama en önemlisi, çocuklarını büyütsün diye yaratıldı.
Su mamá se puso de parto en el año de la vaca, Ushi, pero nació en el año del tigre, Tora. Hablando de dar la bienvenida al nuevo año con una plaga.
Annesinin doğum sancılarına başladığında "inek" yılı imiş ama doğum musibetli yeni yıl, "kaplan" da olmuş.
Tora, te aseguraste de que la entrada trasera estuviera cerrada, ¿ verdad?
Tora, arka kapının kilitli olduğundan eminsin değil mi?
Me llaman mula de carga Tora.
Bana, "Yük beygiri" Tora derler.
Si se cumple, se enviará la clave "Tora, Tora, Tora".
Eğer başarırsak "Tora, Tora, Tora" kod kelimeleri gönderilecektir.
Envíe este mensaje : " ¡ Tora!
Şu mesajı gönderin : " Tora!
¡ Tora!
Tora!
¡ Tora! "
Tora! "
"Kobayashi Tora"
"Kobayashi Tora"
Es mejor renunciar a la Tora que morir dentro de una hora.
Kepini kaybetmek kafatasını kaybetmekten iyidir
Desearía poder transmitirte la simplicidad, la falta de afectación, de esta pareja que había venido al cementerio de los gatos a colocar una placa de madera inscrita para que su gata Tora esté protegida.
Tora isimli kedilerini koruyabilmek için üzerine birseyler kazinmis bir tahta parçasini kedi mezarligina birakmaya gelen çiftin yalinligini yapmacikliktan uzakligini, sana anlatabilmek isterdim.
La contraseña en Pearl Harbor era Tora, Tora, Tora ; el nombre del gato por el que rezaba aquella pareja de Gokokuji.
Pearl Harbor'in kod adi Tora, Tora, Tora'ydi, Gokokuji'deki çiftin dua ettikleri kedinin adi.
Y pensé que de todos los rezos que habían salpicado este viaje, el más justo fue el de la mujer de Gotokuji, quien simplimente dijo a su gato Tora :
Ve düsündüm de, simdiye kadar bu geziyi destekleyen bütün dualar içinde en zarifi, Gotokuji'li kadin tarafindan söylenmis olaniydi ;
"Querido gato, dondequiera que estés, que la paz sea contigo"
kedisi Tora'ya basitçe, "Kedi, her neredeysen, huzur seninle olsun" demisti.
Tora, Tora.
Tora, Tora.
No recuerdo si se menciona en el Tora, así que...
Tevrat'ta treelden bahsedildiğini hatırlamıyorum.
- Odo, le presento a Tora Ziyal.
- Odo, bu Tora Ziyal.
Hablamos de arte, sexo y la Tora.
Sanat, seks ve tevrat hakkında konuştuk.
Después, tu familia, la memoria de nuestro abuelo rabino y su bendita Torá.
Daha sonra...