Translate.vc / Espanhol → Turco / Tour
Tour tradutor Turco
1,731 parallel translation
Nathan, el menor de los Meyerwitz había disfrutado cada instante del tour de su libro salvo hoy porque era la primera vez que enfrentaría a su familia desde que se publicó Peep World.
Nathan, Meyerwitz'lerin en küçüğü kitap turnesinin her anının tadını çıkartmıştı, bugün hariç. Bunun sebebi Peep World çıktığından beri ilk kez ailesiyle yüzleşecek olmasıydı.
La parte favorita de su tour era poder trabajar con asistentes atractivas.
Nathan'ın kitap turnesinin en sevdiği yanı çekici asistanlarla beraber çalışmaktı.
Me gustaría un pequeño tour por el teatro, si no le importa.
Bu eski mekânda ufak bir tur atabilirsem, çok müteşekkir olurum, eğer mahzuru yoksa.
El polémico tour Healapalooza está ganando un "momemtum" de verdaderas proporciones bíblicas.
Tartışmalı "Healapalooza" turnesi,... devasa oranlarda ivme kazanıyor.
Me encantaría darte un tour alguna vez.
- Seni gezdirmekten memnuniyet duyarım.
Sólo es un tour, Bob.
Sadece bir gezi Bob.
Viajábamos con un tour en bicicleta pero lo abandonamos tras el primer día.
Bir bisiklet turuyla geldik ama ilk günden sonra gruptan kaçtık.
. ¿ Quiere un tour?
Dolaşmak ister misiniz?
- ¿ Un tour de un día a Hangzhou?
Bir günlük Hangzhou turu?
Quizá pueda darte un tour de Mumbai con la cámara
Belki sana Bombay'da bu kamerayla bir tur ayarlarım.
¿ Es un tour guiado?
Tur mu düzenleniyor?
Quién sabe, quizás este tour europeo sea finalmente el inicio de algo y quiero seguir haciéndolo hasta que ocurra, ¿ sí?
- Kim bilir, belki de bu Avrupa turu birşeylerin başlangıcı olur. Ve başlayana kadar böyle devam edeceğim.
Aún más todavía cuando se entere que el campeón de Capua en persona te ha dado un tour por el Ludus.
Ayrıca bizzat Capua Şampiyonu sana okulu gezdirecek.
Ese año, el llevo a nuestra madre en un tour por San Francisco
O sene, annemi de alıp San Francisco'ya turneye gitmişti.
Deja que te dé el tour completo.
Sana etrafı gezdirsin.
Toma el tour gratuito.
Ücretsiz tura tıkla.
¿ Sabes por qué comparto mi oficina con el puto Tour de Francia?
Ofisimi bu bisikletlerle paylaşmamın nedeni nedir?
Tomé el tour al Muro del Llanto ayer.
Dün Weeping Wall gezisine katıldım.
¿ Qué clase de docente ofrece un tour a su hogar a completos extraños?
Nasıl bir insan evini yabancılara gezdirmek ister ki?
Ya hice el tour.
Geziye katıldım.
Podría darte el tour de la galaxia de Clark Kent.
Sana Clark Kent'in galaksi turunu attırabilirim.
Eso no es nada gracioso comparado con este tour de comedia.
Bu komik gösteriye kıyasla o ancak Carrot Top kadar komik olabilir.
Max debe tener dado un tour especial!
Max sana özel bir tur yaptırmıştır!
Empecemos el tour.
5 centlik tur ile baslayalim.
En realidad sólo he hecho un mini tour, un tiempo atrás.
Aslıda uzun zaman önce küçük bir turda oynamıştım.
Sénior tour.
Üst Tur.
Bueno, estamos haciendo un tour de su nueva casa presentada a ustedes en asociación con la letra C de : "¡ Carajo, qué bonito está esto!"
Pekala, bu dostumun yeni pad'i ile sunduğu bir gösteriydi, katkılarından dolayı "S.ktir" kelimesindeki S harfine teşekkürlerimizi sunarız!
Les haré el tour.
Size rehberlik edeyim.
No, no, no, no. Solo estoy dándote un tour. para despejar tu mente de tu problema, ¿ de acuerdo?
Sadece kafanı dağıtman için evi gezdiriyorum.
La última vez tuvimos un tour privado y cocteles en el acuario de Indianapolis.
Geçen sefer, Indianapolis Akvaryumu'nda kişisel bir tur yaptık ve kokteyllerimizi yudumladık.
"Cualquiera que pensara que Los Beatles no podían equivocarse " deberían ser obligados a ver La Gira Mágica Misteriosa "y verlos fracasar en un lapso de 100 minutos."
"Her kim ki Beatles'ın yanlış yapamayacağını düşünüyorsa'Magical Mystery Tour'u izlemeye zorlanmalı ve 100 dakikadan fazla suratları üzerine düşüşleri gösterilmeli."
Déjame hacerte un tour por tus cosas.
İzin ver, seni eşyaların için bir tura çıkarayım.
Fui el mánager de, eh, el tour del medio oeste del 2005.
2005 festivalinin orta batı ayağında sahne yöneticiliği yaptım da.
- Hagamos un tour por Italia.
- Hadi İtalya'yı turlayalım.
¿ Una madre estaría planeando un tour de sexo a Vietnam esta primavera?
Bir anne bu bahar Vietnam'a seks turuna gitmeyi planlar mı?
- Vamos, hazme un tour.
- Hadi. Bana etrafı dolaştır.
Ahora, ¿ Quien quiere unirse a mi tour para levantar los ánimos del recorrido histórico de Boston?
Şimdi, benimle moral yükseltici bir Boston tarihi özgürlük yolu gezisine gelen var mı?
¿ Porqué no te vienes conmigo al tour de la libertad?
Niye benimle özgürlük yoluna gelmiyorsun?
Es un tour educativo
Eğitici bir yürüyüş. Mükemmel!
¿ Cómo podría meterme en líos en un tour a pie?
Yürürken başımı nasıl belaya sokabilirim ki?
Ya sabe, por lo menos una vez por tour no es un gran problema.
En azından her turnede bir kere! Büyütülecek bir şey değil.
Te voy a dar un tour. Es un hotel magnífico,
Bu mükemmel ötesi otelde bir tur atacağım.
- Un humano escapó del tour mató uno de nuestro guardias.
Bir insan, gezi gurubunun arasından gizlice kaçmış. Nöbetçilerimizden birini öldürdü.
- De hecho, te hare un tour.
- Hatta sana tur rehberliği yapayım.
- Cuando estabamos en el tour pense que te gustaba.
Küçük fotoğraf turumuzda benden hoşlandığını...
Cogeré ese tour a Italia.
Ben salatalı İtalyan tabağı istiyorum.
Tengo un guante de Miachel Jackson de la gira de bad del 87.
87'deki Bad Tour'dan kalma Micheal Jackson eldivenim var.
No es difícil descubrir los pasos en el tour de despedida.
Veda turunu nerede bitireceğini anlamak zor değil.
¿ Alguna oprtunidad de obtener un tour?
Bir tur atma şansım var mı?
Mm-hmm. Voy a darte el tour completo.
Sana her tarafını göstereceğim.
Eh, veamos, probablemente quieres un tour, ¿ si?
bakalım, Muhtemelen etrafı gezdirmemi isteyeceksin, değil mi?