Translate.vc / Espanhol → Turco / Trade
Trade tradutor Turco
289 parallel translation
Delante del Trade Union Bureau.
Sendika Bürosu önünde.
Este otro, escribió para un sindicato ( Trade Union )... para propagar la idea de la igualdad entre razas y nacionalidades.
Bu film sendika için yazılmıştır... ırklar ve milliyetler arasındaki eşitliği teşvik etmek amacıyla.
Fue a buscar pruebas a casa de Kakuzaki, el jefe de Central Trade.
Birkaç delil bulmak için Kakuzaki'nin bodrumuna girmişti.
¿ Que tal si te doy uno de mis póster? Yo subiendo por el World Trade Centre.
Trans-Am içinde Dünya Ticaret Merkezi'ne tırmanırken.
Bonjour, politécnico.
Merhaba Trade Tech.
Me impresionó la inauguración del World Trade Center, pero tú le ganas.
Dünyanın en yüksek binasının açılışı etkileyiciydi ama bu çok çarpıcı.
Es el World Trade Center.
.. onlar Dünya Ticaret Merkezi binaları!
Soy el Capitán Jacob Hilliard, a cargo del Trade Wind.
Ben Kaptan Jacob Hilliard, Tradewind gemisinin sahibi.
¿ Sabías que terminaron el World Trade Center?
Dünya Ticaret Merkezini bitirdiklerini biliyor muydun?
Le cayó en suerte lo de la bomba del World Trade Center.
Dünya Ticaret Merkezi Bombalama olayı sayesinde şansı döndü.
Trade o temprano, vendrán a preguntarme.
Bilgi almak için eninde sonunda kapımı çalarlar.
Dennis es un Oficial Supervisor de Pesos y Medidas en la Bolsa de Valores, muchas gracias.
Dennis, Board Of Trade için çalışan bir Ağırlık Denetçisi ve Ölçüm Müdürü tamam mı!
Vendía remeras cerca del World Trade Center.
Dünya Ticaret Merkezinin yanında tişört satıyor.
Además hay asuntos comerciales pendientes, lo que le asegura una oportunidad más justa.
And certain trade issues are pending which ensure you a fairer shot than usual.
"Su vehículo está estacionado ilegalmente en World Trade Plaza 1".
"Arabanız usulsüz bir şekilde park edilmiş Dünya Ticaret Merkezi'ne."
En lo que se califica como el peor acto de destrucción desde la bomba en el "World Trade Center" cientos de miles de personas se han lanzado a las calles en la evacuación más grande que la ciudad ha visto.
Yetkililer bunun, Dünya Ticaret Merkezi'nin bombalanmasından beri, en büyük yıkım olduğunu söylüyor yüzlerce, hatta binlerce kişi, belki de bu şehrin tarihi boyunca ilk defa bu kadar büyük bir tahliye yüzünden yollarda kalmış durumda...
Estoy en el World Trade Center.
Dünya Ticaret Merkezi'ndeyim.
And you can't trade sick days with other people.
Ve diğer insanlarla mazeret izni takas edemezsin.
Vive encima del Trade Building.
Ticaret Binasının üstünde oturuyor.
Mira lo que les pasó a los egipcios del World Trade Center.
Bak, Mısırlılara ne oldu. Dünya Ticaret Merkezi'ndekiler.
Se alcanza a ver el World Trade Center.
Dünya Ticaret Merkezi'ni görüyor.
¡ Sólo hay que recordar Irlanda del Norte, Oriente Medio, Cachemira, la inquisición, las cruzadas y el "World Trade Center"...!
Tek yapmanız gereken Kuzey İrlanda'ya, Ortadoğu'ya, Kashmir'e, Engizisyon'a, Haçlı seferlerine, ve Dünya Ticaret Merkezine bakmak dindar insanların ne kadar
Trade o temprano, conocerás al hombre, con el que quieras tener hijos.
Sanırım bir yerde, bir adama rastlayacaksın ve ondan çocuğun olmasını isteyeceksin.
Waco, el Trade Center, son historia.
Dünya Ticaret Merkezi'nden bir parça gibi. Tarihî değeri var.
Bien, debajo de nosotros está Wall Street. El World Trade Center, Tribeca, Lower East Side Soho, Washington Square Park, Flat Iron, Union Square y a lo lejos Midtown, el Rockefeller Center el distrito teatral, el Radio City y el Empire State.
Aşağıda Wall Street, Dünya ticaret Merkezi, Tribeca, Aşağı Doğu Bölgesi, SoHo, Washington Meydanı Parkı, Flatiron, Union Square var.
Como vimos en el pergamino titulado "Adventures In The Sin Trade II" luego de buscar a Gabrielle en la tierra amazónica de los muertos Xena recibió una visión de su enemiga, Alti que convenció a Xena de que Gabrielle aún estaba viva.
"Günah Ticaretindeki Maceralar II" adlı tomarda gördüğümüz gibi... Gabrielle'in ölüsünü Amazon topraklarında aramaya gitmişti Alti Zeyna'ya geleceği hakkında bir görüntü gösterdi...
Había muchas cosas que no sabía después del atentado al World Trade Center... pero algo es muy claro, antes o después del 11 de Setiembre... una población tan fuera de control por el miedo, no debería tener armas a mano.
Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan saldırıdan sonra anlamadığım birçok şey oldu ama bir şey açıktı : 11 Eylül'den önce veya sonra korku yüzünden bu kadar kontrolden çıkmış bir toplum bu kadar kolay silah ve mermi edinememeli.
Debo mostrar el World Trade Center a un grupo.
- Bir gruba şehrin aşağı kısmıyla Dünya Ticaret Merkezi'ni gezdireceğim.
Aún no se conoce el número exacto de personas que se hallaban en el interior del World Trade Center pero se cree que son miles.
"Kulelerde çalışan kişilerin gerçek sayısı.." ".. şimdilik bilinmiyor. "
El Pentágono y el célebre World Trade Center recibieron el impacto de dos aviones que se estrellaron contra su estructura.
".. amacına ulaşamadan çakıldığı gelen haberler arasında. " Dünya Ticaret Merkezi moloz yığını haline geldi... ve Pentagon çok kötü hasar gördü..
¡ Oh, diablos! Estamos en el World Trade Center, algo sucedió aquí.
- Dünya Ticaret Merkezi'ndeyim..
Socorristas siguen trabajando en el World Trade Center.
Dünya Ticaret Merkezi'nde araştırmalar sürüyor.
Para conmemorar el 11 de septiembre se llenó el vacío en el cielo de Manhattan con dos haces de luz espectrales la imagen de las torres gemelas se eleva sobre las ruinas del World Trade Center.
11 Eylül'ün anısına.. Manhattan'da oluşan boşluğu doldurmak için.. .. iki mavi ışık..
En la disco de los gays sensuales, Trade.
Hepsi seksi eşcinseller kulübü Trade'deydi.
Fui a Trade para conocer a alguien con quien acostarme porque tengo un novio en Sidney.
Trade'e yeni biriyle tanışmak için gitmiştim, sırf seks için çünkü Sidney'de bir erkek arkadaşım var. Ve sadece seninle tanıştım.
Mamá empeoró mucho después de lo del World Trade Center.
Dünya Ticaret Merkezi'nden sonra annem çok kötüleşti.
Después del incidente del World Trade Center, el gobierno indio está en alerta también
WTC olayından sonra, hükümet alarma geçti.
Oí que nuestro World Trade Centre está diseñado por los Americanos.
Bizim Dünya Ticaret Merkezi'ni Amerikalılar tasarlamış diye duydum.
La agencia edita una revista mensual de viajes llamada "Trade Roads".
Teşkilat "Ticaret Yolları" diye aylık bir seyahat dergisi çıkarır.
¿ Puedo acceder a mis archivos desde aquí?
Trade Roads dergisindeki dosyalarıma buradan girebilir miyim?
Una chica se quiso hacer el World Trade Center, una torre en cada nalga.
Bir bayan Dünya Ticaret Merkezini istemişti. Her yanağa bir tanesini!
Nuestra oficina estaba en el World Trade Center.
Eski ofisimiz Dünya Ticaret Merkezi'ndeydi.
Tenemos, algo que ha ocurrido aquí en el World Trade Center, podemos ver fuego y una gran cantidad de humo...
Dünya Ticaret Merkezi'nde bir şeyler oldu. Bir uçak gördük ve çok fazla duman var.
Cuando se informó del primer avión chocando contra el World Trade Center donde los terroristas habían atacado ocho años antes el Sr. Bush decidió seguir adelante con su oportunidad de fotografía.
Sekiz yıl önce teröristlerin saldırdığı Dünya Ticaret Merkezi'ne ilk uçağın çarptığı söylendiğinde Bay Bush, fotoğraf çektirme fırsatını kaçırmadı.
A veces desearía que pudieran ponerse en nuestro lugar... así sabrían cómo se siente.
Sometimes l just wish that they could trade places with us... so that they would know how it feels.
Es algo que creo que causó mucho daño al mundo, que perjudicó a las mujeres... perjudicó a los pueblos oprimidos, causó daño al World Trade Center.
Kadınlara zarar vermiştir. Ezilen insanlara zarar vermiştir. Dünya Ticaret Merkezi'ne zarar vermiştir.
Bueno, sabes, voy a trabajar en Trade Tech Los Ángeles.
Bilirsin, Los Angeles tekniğe gideceğim.
Mirando por la ventana ves el World Trade Center.
Pencereden dışarı bakarsanız tam o zaman Dünya Ticaret Merkezi'ni görürsünüz.
Otro avión, como observamos... El World Trade Center fue atacado por un avión...
.. daha sonra diğer kuleye çarpan bir başka..... İnsanlar pencerelerden dışarı atlıyor..
Son restos del Trade Center.
Neden güçlü kişiliğin kazanmasına izin vermiyoruz? Şu arkadaki insanlar var ya?
Lo conocí en Trade.
Ona Trade'de rastladım.