Translate.vc / Espanhol → Turco / Trip
Trip tradutor Turco
932 parallel translation
En el aeropuerto Kenyon Field de Lethbridge aseguran que un hombre parecido al buscado teniente Hirth llegó en el Vuelo 22, procedente de Edmonton, Calgary.
"Lethbridge Havaalanı, Kenyon Sahası'nda... " aranan kişi "Lieutenant Hirth" e benzeyen birisi, dün... Edmonton ve Calgary'da Trip 22 uçağına binerken görüldü "
Dale al chico algo de las sobras que guardamos para Trip.
Çocuğa Trip'e ayırdıklarından, yiyecek bir şeyler ver.
- Did you have a good trip?
- Merhaba! Yolculuğun nasıl geçti?
- Trip, viaje...
- Nasıl yolculuk oldu?
THE TRIP
TRİP
Es un viaje fuerte.
Bu ağır bir trip.
Es un viaje fuerte. Dormí 36 horas, man.
Bu ağır bir trip.36 saat uyudum, dostum
No te preocupés, es por si pegás un mal viaje.
Endişelenme sadece "bad trip" e tutulursan kullanacağız.
No ibas a esperar que te deje viajando en un lugar desarreglado, ¿ o sí?
Benden seni berbat bi yerde trip yaşatmamı bekleyemezdin değil mi?
Pasaremos suavemente En nuestro auto
# # We'll glide on our motor trip
Vamos a dar una vuelta con Kip.
Hadi Kip'le tribe girin, gerçek trip neymiş, olayı çözün.
Los Angeles, el hip trip...
Los Angeles, müthiş yer...
Trip Across.
Yol Boyunca'ya.
En la 7º carrera el número 6 Trip Across, no correrá.
Dikkat! 7. ayaktaki 6 numaralı at'Yol Boyunca'koşmayacaktır.
- Hola, Trip. ¿ Tienes las reglas?
- Selam, Trip. Kuralları aldın mı?
Gracias, Trip.
Teşekkürler, Trip.
Por favor, Trip.
Haydi ama, Trip.
Tú y Trip jugarán de defensores.
Sen ve Trip defansta oynayacaksınız. T-shirtlerini çıkartın bakalım.
¿ Otra incursión a la despensa, Trip?
Yoksa başka bir külot avı mı, Trip?
No pasará por ahí, Trip.
Kapıdan geçmez, Trip.
No sé, Trip.
Bilemiyorum, Trip.
¿ Qué vamos a hacer, Trip?
Ne yapacağız, Trip?
Por favor, Trip.
Yapma, Trip.
¿ Tienes algún consejo de último momento, Trip?
Son dakika tavsiyen var mı, Trip?
Hola, Trip.
Selam, Trip.
¿ Dónde está el ácido que estaba en esta caja pequeña?
Benim "trip" lerim nerde, şu ufak kutu yani?
Mejor, me estaba cansando.
Her zaman olduğu gibi, bana trip yapıyordu.
¿ Trip?
Trip?
- Cállate, Trip.
- Kapa çeneni, Trip.
Basta, Trip.
Olduğun yerde dur, Trip.
Trip, ¿ verdad?
Trip, değil mi?
Ayer luchó Vd. muy bien, Trip.
Dün çok iyi çarpıştın, Trip.
Eso es mejor que un viaje a Lourdes.
- Şarkı mı? - "A trip to Lourdes" dışında.
It's a nice trip to a candy shop...
Şekerci dükkanına hoş bir gezinti bu
Hey, Trip, viejo, tienes que decirme que está pasando, viejo.
Trip, adamım belki neler olduğunu bana söylersin.
No quiero un viaje malo.
Kötü bir trip istemiyorum.
¿ El viaje a los acantilados de Bole?
That trip to the cliffs of Bole?
Cuando por fin sucede, te atacan y te insultan.
Sonunda yaptık ve elimize ne geçti? Trip ve hakaret.
Me estaba tomando un trip con mi niñera.
Bebek bakıcımla takılıyordum.
Él intenta ser amable y tú vas de chulo.
Nazik olmaya çalışıyor, sen ise trip yapıyorsun.
O de fantasías creadas por Isabel Trip.
- Isabel Tripp'in uydurduğu bir kuruntu!
Un dedo sale volando y todos pierden la cabeza.
Bir serçe parmak uçtu ve herkes trip atıyor.
Este sí que es un viaje, hombre.
Bu kahrolası bir trip mi oğlum?
Trip McNealy.
Trip McNeely!
Está bien.
Trip McNeely!
No creía que fueras a venir.
Trip yapacağını düşünmüştüm yanılmışım.
Pero el único muchacho que en verdad llegó a conocer a Lux fue Trip Fontaine quien tan sólo ocho meses antes de los suicidios pasó de ser niño a ser la delicia de muchachas y madres por igual.
Ama Lux'u gerçekten tanıyan tek güvenilir erkek Trip Fontaine idi. İntiharlardan yalnızca sekiz ay önce hiç yoktan ortaya çıkmıştı. Kızlar, hatta anneleri bile bayılırdı ona.
Sabe que es lo mejor para mí.
Çünkü ona göre böylesi tek geçerli yoldu. İlk trip'ine 4 yaşında başlamış.
¿ Que pasa, Trip?
Nasıl gidiyor, Trip?
¿ Que pasa, Trip?
Ne var ne yok, Trip?
Tranquilo, Trip.
Görüşürüz Trip.