Translate.vc / Espanhol → Turco / Trábajo
Trábajo tradutor Turco
202,287 parallel translation
Estaba en Nuevo México por trabajo, caminaba por esa tienda de regalos Navajo.
New Mexico'da çalışıyordum, Bu Navajo hediyelik dükkânında dolaşıyordum.
Bueno, las buenas noticias son que, después de esta espectacular mentira, casualmente trabajo con una detective de homicidios.
İyi haber şu ki, görkemli beceriksizlğinden sonra, Dediktifle beraber çalışabileceğim.
Bueno, mi trabajo aquí ha terminado.
Pekala, burada ki işim bitti.
Así que, buen trabajo.
Güzel oyun.
Trabajo aquí. ¡ Ava!
- Ava!
Así que sé que es un trago amargo, ya que en nuestro trabajo, la traición requiere una represalia contundente y expeditiva.
Yani tadının ne kadar acı olduğunu bilirim. Özellikle de bu iş kolunda ihanet süratli ve kati bir ceza gerektirir.
¿ y tú estás hablando del próximo trabajo?
Ve sen sıradaki işten mi bahsediyorsun?
Escuchad, les oímos hablar sobre hacer otro trabajo, pero no sabemos dónde y no sabemos cuándo.
Bakın, başka bir iş hakkında konuştuklarını duyduk. Ama nerede ve ne zaman olacağını bilmiyoruz.
- Con el trabajo de niños.
Çocukların sırtından.
Un trabajo diurno.
Gündüz işiniz mi var?
Está preocupado por mí porque mi madre falleció hace poco, y está preocupado porque no pueda superar mi dolor personal para hacer el trabajo.
Annem kısa süre önce öldüğü için endişeleniyor. Özel hayatım yüzünden çektiğim acının işimi yapmama engel olabileceğini düşünüyor.
Me trata como si fuera su niña a la que ha conseguido un trabajo de verano, luego me vigila y espera a que la fastidie para asentir y asumir que aún sigo aprendiendo.
Yaz için işe aldığın küçük bir çocukmuşum gibi davranıyorsun. Beni izleyip işleri batırmamı bekliyorsun. Sonra da başını sallayıp hala öğrenme sürecinde olduğumu söylüyorsun.
Buen trabajo, Dra. Brody.
İyi iş çıkardın Dr. Brody.
Estoy haciendo mi trabajo.
İşimi yapıyorum.
Pero... estoy haciendo mi trabajo mientras todo el mundo me está vigilando y diciéndome que no estoy preparada para hacerlo.
Fakat işimi yapıyorum. Hem de herkes karşıma geçmiş buna hazır olmadığımı söylerken.
Estoy haciendo mi trabajo porque es lo que todos hacemos, ¿ verdad?
İşimi yapıyorum çünkü biz hep böyle yaparız.
Entonces, ¿ por qué no pudiste hacer tu trabajo?
Neden işini yapmadın?
Ese es el trabajo.
Çünkü işimiz bu.
Porque Maggie ha vuelto a casa pronto del trabajo, y está muy triste.
Maggie işten eve erken geldi ve çok üzgün.
Mire, ha recuperado a su mujer del trabajo... ahora recupere a su verdadera mujer.
İşteki karına geri döndün. Şimdi de gerçek karına dönmelisin.
Esto es un trabajo de dos.
Bu iki kişilik bir iş.
No estaría haciendo mi trabajo si no os dijera a todos que os sentarais ahora mismo.
Hemen yerinize geçmenizi söylemezsem işimi yapmamış olurum.
Yo no estaría haciendo mi trabajo si te hiciera caso, pero tú deberías hacer lo más seguro.
Seni dinlersem ben işimi yapmamış olurum ama siz güvenli bir yere geçin.
- Trabajo. Tengo una llamada de trabajo.
- İş arkadaşlarına.
Es decir, tengo que llamar a tu trabajo y familia.
Aileni ve iş yerini arayacağım.
Jer, es tu trabajo.
Jer, bu senin işin.
- Ahora vuelve al trabajo.
- İşine dön.
Escucha, estoy cerca de conseguir subvención para investigar el SII, y tu trabajo...
IBS araştırması için burs almak üzereyim ve çalışmalarınız çok yardımcı oluyor.
Ahí está. Buen trabajo.
İşte oldu.
El trabajo del Dr. Stadler combina el mundo de la fibra óptica con el de la cirugía abdominal... forjando el camino de casi una especialidad nueva.
Dr. Stadler'ın çalışması fiber optik dünyası ile abdominal ameliyatları birleştirdi. Yeni bir uzmanlık alanı geliştirdi.
Yo... trabajo con Owen Hunt. Sí.
Ben Owen Hunt'la çalışıyorum.
Entonces quizá deberíamos dejar hacer a la policía su trabajo y centrarnos en los pacientes.
O zaman bu işi polislere bırakıp hastalarımızla ilgilenmeliyiz.
Vale, volvamos al trabajo.
- İşimize dönelim.
Me entretuve tratando pacientes, que es mi trabajo.
Ben hastaları tedavi ediyordum. Çünkü benim işim bu.
- Estaba haciendo mi trabajo.
- İşimi yapıyordum.
Es mi trabajo el protegerte.
Seni korumak benim görevim.
Lo que más nos gusta es fumar marihuana en el trabajo.
Çalışırken ot içmek en sevdiğimiz şeylerdendir.
- Si fumas, no te quieren en el trabajo.
- İş hayatı, ota sıcak bakmaz.
No me imagino en otro trabajo, porque siempre nos echan de todas partes.
Kendimi başka bir işte göremiyorum çünkü her şeyden kovuluyoruz.
- Los compañeros de trabajo.
- İş arkadaşları. - Kesinlikle.
Trabajábamos mucho, unas 15 horas por día, y decía : " Ya no soporto más este trabajo.
Uzun bir gün geçirmiştik, 15 saat falan. Adam da şöyle diyordu : " Bu işi artık yapamam.
Quisimos hacer trabajo voluntario, ¿ saben?
Gönüllü olarak yardım edelim dedik işte.
Decía : " Perdí mi casa, mi familia y mi trabajo.
"Yo." falan demedi. " Evimi kaybettim, ailemi, işimi kaybettim.
Lo que creó más trabajo para los trabajadores pobres.
Böylece fakir işçi sınıfı için istihdam fırsatı doğdu.
¿ Trabajo?
- Her seferinde bir adım atmalıyız.
Jules, no es eso, es que... Es del trabajo.
Meghan'ın Langdon Psikiyatri'deki kayıtları.
Pero siempre pareces mantenerlas para el trabajo.
Bunlardan belki önceki adreslere ve bilgilere ulaşabiliriz.
Cuando me gradué de la universidad, conseguí este trabajo bombeando gasolina en la vieja ruta.
Bu bir kazaydı. Polis memuru Joe'nun arkadaşı idi. Robbie için istasyonda yaptıklarından daha çok üzülmüştü.
- Hola, sé que estás en el trabajo, no queremos molestarte, pero Raims quiere decirte buenas noches.
Neden pencerenin oraya gitmiyorsun?
Sí, escucha Satch, tengo trabajo que hacer, ¿ bien?
Evet, dinle Satch, yapmam gereken işler var tamam mı?
¿ Frank habla mucho sobre el trabajo?
Frank hiç işi hakkında konuşur mu?