Translate.vc / Espanhol → Turco / Ven
Ven tradutor Turco
99,624 parallel translation
Por favor, ven y sálvame.
Lütfen beni kurtar.
Venga a un lado. Ven.
Kenara geçelim.
¡ Ven aquí, gatito, gatito!
Pisi pisi pisi pisi!
- Donny, ven aquí.
- Donny, gel burada dur. - 10'dan geriye doğru sayıyoruz.
Ven conmigo, y arreglaremos esto. Abby.
Bunu düzeltebiliriz.
¡ Ven aquí!
- Buraya gel!
Ven aquí.
Gel.
¿ Vale? Ven a quitarme estas esposas.
- Gel çöz beni hadi.
¿ Acaso ven la realidad virtual?
Yoksa Sanal Gerçeklik mi izliyorlar?
¿ Por qué no me ven como me veo a mí mismo?
Neden beni kendimin gördüğü gibi göremiyorlar?
Si tienes alguna idea, ven y dinos.
Fikirlerin varsa bizimle gelip izleyebilirsin.
Ven al auto y te las doy
arabada buluşalım, sana vereyim
¡ Ven aquí!
Gel buraya!
- Ven aquí, carajo.
- Gel lan buraya.
Si lo quieres, ven por él.
İstiyorsan gel de al.
¿ Ven una palanca de su lado?
O tarafta kol var mı?
Esto es diferente. ¿ No lo ven?
Bu farklı. Görmüyor musunuz?
Ven aquí.
Sarıl bana.
Lo ven todo el tiempo.
Böyle şeylerle hep karşılaşıyorlar.
El 70 % es cómo la ven.
% 70 de giyiminden ötürü.
Pacientes como el Sr. Costley, se hacen el héroe de su propia historia, casi como si estuvieran en una película, o un libro, y se ven como el actor principal.
Bay Costley gibi hastalar, kendilerini, kendi hikayelerinin kahramanı yaparlar, sanki bir filmdelermiş, ya da bir kitaptalarmış gibi, ve kendilerini baş karakter olarak seyrederler.
Ven aquí.
- Tabii, evet. Gel bakayım.
- Ven aquí.
- Gel.
Ven aquí, amor.
Bebeğim, buraya gel.
Tyler Hansen, ven conmigo.
Tyler Hansen, benimle gel.
Bueno, definitivamente voy a hacer un desastre con toda esta comida, así que si quieres ayudar... ven a cenar esta noche.
Tüm bu yiyeceklerle ortalığı epey bir dağıtacağım gibi duruyor. Yani eğer o konuda yardım etmek istersen bu akşam yemeğe gel.
Ven aquí. Oye.
Gel şöyle.
¡ Se ven maravillosas, Judy!
İKİNİZ DE HARİKA GÖRÜNÜYORSUNUZ JUDY!
- Tú, capitán de las animadoras, ven.
- Sen, tezahürat kaptanı gel bakalım.
¡ Ven aquí!
Al işte!
Ven con nosotros.
- Bizimle gel.
Ven conmigo.
Bende.
Eh, Nick, ven aquí.
Nick, buraya gel.
Whip, ven acá.
Whip, gel buraya.
Wes, ven a la casa inmediatamente.
Wes derhal eve gelmen gerek.
Ven aquí.
Buraya gel.
Por favor, ven a casa.
Lütfen, eve gel.
No habría forma en la que pudiera vivir conmigo mismo, así que... por favor, ven a casa.
Kendime tutunabileceğim başka bir yol kalmadı bu yüzden... Lütfen, eve gel.
No habría forma en la que pudiera vivir conmigo mismo, así que... por favor, ven a casa.
Yaptığım şeyin cezasını sen çekemezsin. Kendime tutunabileceğim başka bir yol kalmadı bu yüzden...
¡ Ven aquí!
Buraya gel!
Sara, ven con nosotros.
Sara, sadece bizimle gel.
Ven a visitarme, cariño.
Arayı açma şekerim.
Ven, está en mi barco.
- Gelin, teknede var.
Ven ya hacia aquí.
Git oraya hemen.
Ven aquí.
Gel buraya.
Ven aquí, ven.
Gel buraya, gel buraya.
Oye, Doc, agarra un soplete y ven abajo a ayudarme.
Doktor bir hamlaç alıp buraya gel ve bana yardım et.
Ven.
Gel.
Ven conmigo.
Benimle gelsene.
Ven aquí, cariño.
Tamam, geçti.
* Y unos cuantos graves errores * Ven aquí.
Buraya gel.