Translate.vc / Espanhol → Turco / Venir
Venir tradutor Turco
68,930 parallel translation
Gracias por venir, Sra. Viola.
Geldiğiniz için teşekkürler Bayan Viola.
Wally, tienes que venir.
Wally, bize katılman gerek.
A ver, intelectualmente no tiene ningún sentido que intente venir a por nosotros ahora.
Düşününce ikimizden birini öldürmeye çalışması hiç mantıklı olmaz.
Gracias por venir.
Gelmenize sevindim.
Gracias por venir.
Geldiğiniz için teşekkür ederim.
Hay una buena razón por la que elegí formar una familia aquí, y me honra que todos hayáis podido venir y compartirlo conmigo.
Ailemi burada büyütmeye boş yere karar vermedim kısacası. Gelip benimle ortak olursanız onur duyarım.
¿ Va a venir papá?
Babam geliyor mu?
Venir aquí.
Buraya gelmek.
Aceptar que tengo que venir aquí.
Yani, buraya gelmem gerektiğini kabul etmek.
Yo tardo más en venir aquí en auto que ella en avión desde Phoenix.
Phoenix'ten buraya benim Vadi'den geldiğimden daha çabuk geleceğini söyledim.
Sabías que iba a venir.
- Geleceğimi biliyordun.
Quinn me avisó de que eras un traidor. Pero yo creo que eres un superviviente. Y yo soy el único modo de sobrevivir a lo que está por venir.
Quinn senin hain olduğunu söyledi ama bence sağ kalabilme kabiliyetindesin ve yaklaşmakta olandan sağ kalmanın da yolu benim.
Por lo que está por venir.
Bizi bekleyen şeyler için.
Bueno, sin duda esto le va a venir muy bien a mi presentación del jueves.
Perşembe günkü sunumuma çok yardımı dokunacak.
Ernesto, ¿ puedes venir, por favor?
Ernesto, bir bakabilir misin lütfen?
Gracias por venir a verme.
- Geldiğin için teşekkürler.
¿ Cómo sabéis que ella no hizo esto o que va a venir después a por alguno de nosotros?
Onun yapmadığını ya da sıradakinin bizden biri olmadığını nasıl biliyorsun?
Gracias a todos por venir.
Ziyaretiniz için hepinize teşekkürler.
Puedo decirte lo que va a venir.
Sana sırada ne olduğunu söyleyebilirim.
¿ De qué os ha servido venir aquí?
Peki buranın size ne faydası oldu?
Los policías van a venir aquí. No abras la puerta.
Polisler buraya gelecek.
Decidiste venir.
Gelmişsin.
Gracias por venir, soy el inspector Kennan.
Geldiginiz icin sag olun. Ben Dedektif Kennan.
¿ Mamá va a venir a recogerme?
- Annem beni almaya gelecek mi?
Es el puñetazo que no ves venir y te noquea.
- İnsanı görmediği yumruk nakavt eder.
Deberías haberme secuestrado en vez de engañarme para venir aquí.
Beni kandırıp da buraya getirmek yerine kaçırmalıydın.
Y deberías venir a quedarte con Liz y conmigo.
Gelip Liz ve benimle kalmalısın.
No puede venir así de improviso.
Böyle istediğin an buraya uğrayamazsın.
Trataré de venir a visitarte.
Seni ziyaret etmeye çalışacağım.
¿ Le gustaría venir para una consulta?
Danışmanlık için gelmek ister misiniz?
¿ Cuándo le gustaría venir a reunirse con el señor McGill?
Ne zaman gelip Bay McGill ile tanışmak istersiniz?
No creí que fueras a venir.
Geleceğini düşünmüyordum.
Si no puede soportarlo, no debió venir.
Kaldıramayacaksa gelmemeliydi.
Tomé dos antes de venir.
Gelmeden iki hap aldım.
Es increíble, deberías venir.
Harika. Ağzın açık kalır.
Puedes venir conmigo si quieres.
İstersen benimle toplantıya gelebilirsin.
Podría venir a por Clary después.
- Sıradaki hedefi Clary olabilir.
¿ Papá? No sabía que ibas a venir a la ciudad.
Geleceğini bilmiyordum.
Va a matarme por venir antes aquí.
Önce buraya geldiğim için beni öldürecek.
Hola. Gracias por venir.
Merhaba, geldiğin için sağol.
Felicity puede venir y ayudarte.
Felicity gelip yardım edebilir.
Me alegra que hayan podido venir.
Gelebilmenize çok sevindim!
Vamos al centro comercial. ¿ Quieres venir?
Alışveriş merkezine gidiyoruz. Takılmak ister misin?
Tú puedes venir conmigo para Liberty, y tú para Lowlands.
Sen Liberty sırasında yanımda olursun, sen de Lowlands sırasında.
Y Gus puede venir a las dos para enseñarme estupideces que no necesito saber.
Gus ikisine de gelip bilmem gerekmeyen saçmalıkları öğretir.
Deberías venir.
Sen de gelmelisin.
¿ Quieres venir a mi casa?
Bana gidelim mi?
¿ No quieres venir a ver dónde vivo?
Yani... Nerede yaşadığımı görmek istemez misin?
Mickey, ¿ puedes venir aquí?
Mickey, gelebilir misin?
Gracias por venir hoy.
Bu gece geldiğiniz için teşekkürler.
Acabamos de venir de allí.
Oradan yeni geldik.