English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Vivia

Vivia tradutor Turco

176 parallel translation
- Asi que es aqui donde el vivia.
- Demek burada yaşıyordu.
-? Donde vivia?
- Nerede yasiyor?
Brown por una familia qué vivia en el pueblo...
Bir zamanlar Mimbres'de yaşayan efendilerimin anısına...
Esto se confirió... por boca... de nuestro salvador, Jesucristo, a San Pedro y a los obispos de Roma mientras vivia... y estaba en persona... aqui en la tierra.
Bu yetki... bizzat... kurtarıcımız Isa tarafından... henüz kendisi yaşarken, dünyada şahsen varolduğu sırada... Aziz Petrus'a ve Roma piskoposlarına... verilmişti.
Yo vivia en la 88, esquina octava.
88 ve 8.Cadde'de otururdum.
Ben Buford vivia aqui. ¿ Vive todavia?
Ben Buford burada yaşıyordu. Hala burada mı?
La tocaban en la calle donde vivia los chicos y yo soliamos ver desde el callejon como las chicas salian y bailaban a puerta abierta Era todo un espectaculo Muestrales!
Bu hester strretteki parkta çalardı Ben ve çocuklar kapı açıldığında seyrederdik dans edenleri.
Apestaba a pachulí y vivia en la parte trasera de un camion
Paçuli kokuyordum ve bir posta kamyonunun arkasında yaşıyordum
Hamlet vivia atormentado por el incesto entre su madre y su tio.
Hamlet, annesinin dayısıyla yaşadığı ensest ilişkiden dolayı acı çekiyordu.
No vivia aqui, yo vivia en el area de Parioli.
Burada yaşamıyordum. Parioli tarafında yaşıyordum.
Era la primera vez que vivia en un pueblo Sin irme permanentemente
İlk defa bu kadar uzun bir süre bir kasabadan ayrılmadan orada yaşadım, kalıcı olarak.
No, vivia conmigo.
Hayır, benimle birlikteydi.
En esta calle vivia yo
Bizim eski sokak.
Tanta juventud sonreia y lloraba y vivia distra ¡ da esas horas, mientras sobre el mundo caia una nube que arreciaba y arreciaba hasta que su sombra cayó de alguna forma sobre cada ser humano.
Böylece gençlik güldü, ağladı ve umursamaz şekilde yaşadı... Bu arada dünyanın üzerinde bir kara bulut, bir şekilde.. yaşayan herkesin üzerine gölgesi düşecek hale gelene dek büyüdü.
Ella tenía bastantes problemas mientras vivia.
Yaşarken yeterince cebelleşti.
En la antigua China decian que un dragón vivia en el sur y un Fénix en el norte.
Antik Çin'de, insanlar güneyde bir ejderhanın, kuzeyde de bir Anka kuşunun yaşadığını söylerlerdi.
Entonces vivia aquí.
Burada yaşıyordum.
Hace unos años vivia en Jersey.
Bilirsin yıllar önce Jersey'deydim.
Para mi, fue una niña de dos años que vivia al frente... desarrollo un tumos cerebral igual al de Mickey.
Benim anlamamı sağlayan yolun karşısındaki iki yaşındaki bir çocukta Miki'deki gibi beyin tümörünün oluşması oldu.
" Hace un tiempo, en una madera, allí vivia un pinzón llamado Kiki.
'Bir varmış bir yokmuş, bir ormanda. Kiki adında bir ispinoz yaşarmış.
Mi Señora se puso tan enferma Tuvimos que llevarla a un doctor Un especialista que vivia muy lejos.
Hanımım o kadar hastalandı ki... onu uzakta oturan... uzman bir doktora götürmek zorunda kaldık.
? Es verdad que vivia en italia entre artistas y vagabundos?
ltalya'da sanatçılarla yaşadığın doğru mu?
"Ella vivia en el fondo de un lago inmenso".
Kocaman bir gölün dibinde yaşardı.
" Ella vivia en el fondo de un lago.
Bir gölün dibinde yaşarmış.
He aqui que mi mejor amigo, un chico, estaba peleando con otro chico, que vivia en el siguiente pueblo.
En iyi arkadaşım da burada yaşıyordu, bir oğlan. Karşı köyde yaşayan bir çocukla sürekli kavga ediyorlardı.
Vivia en el orfanato de Chelsea hasta 1991, cuando la escuela lo adopto.
1991 yılında, okul onu evlatlık verene kadar Chelsea Yetimhanesinde yaşadı.
Yo vivia en Londres y me pasaba más tiempo alli asi que puede que produjese más que Ringo.
Londra'daydım. Zamanımın çoğu orada geçiyordu. Yani muhtemelen Ringo'dan daha fazla yapımcılık işiyle uğraşıyordum.
y en este gran inmueble, vivia una pequeña niña.
Ve bu büyük malikanede küçük bir kız yaşıyordu.
¿ He mencionado que cuando, yo era ya mayor y vivia en Londres tenia como vecinos una pareja...?
Londra'da yan dairemizde yaşayan çiftten bahsetmiş miydim?
No lo se, supongo que mi numero estaba en su cartera me las arreglé para encontrar a su madre, recorde que me dijo que vivia en Umbria...
Neden bilmiyorum, sanırım numaram cüzdanındaydı. Annesini bulmanın bir yolunu bulmaya çalıştım, Marina'nın bana Umbria'da yaşadığını söylediğini hatırladım, vee...
¿ Quien habria pensado que el Rey del Volcan vivia aqui?
Kim volkan Kralı'nın böyle bir yerde yaşadığını düşünür ki?
Había una vez, en una tierra lejana Vivia una niña con su madre y su padre
Bir zamanlar, uzak bir diyarda annesi ve babasıyla bir kız yaşıyormuş.
Cuando presenté mi informe dijo que no hablara, ya que finalmente vivia.
Son raporumu verdikten sonra kendisi hayatta olduğu sürece bu konuda hiçbir şey yapmamamı istedi.
Vi a Delenn cuando Dukhat vivia.
Delenn'le Dukhat hayattayken tanışmıştım.
Ahi es en donde vivia.
Orası benim yaşadığım yer.
¿ Que? ¿ Vivia qui?
Burada mı yaşıyor?
Una mujer llamada Shizuko vivia ali.
Shizuko adındaki kadın yaşıyormuş.
Cuando vivia en casa, no tenia que responder a nadie.
Ben kendi evimde yaşarken, kimseye cevap vermek zorunda değildim.
No, cuando yo tenía ocho años, Vivia con una anciana Y me prometió que tendriamos uno auténtico
hayır. ben sekiz yaşındayken, şu yaşlı hanımla beraber yaşıyorken... bir tane Noel ağacımız olacağına söz vermişti.
El tipo vivia alli.
Adam o evde yaşıyormuş.
Cuando mi tio era joven... conocia a una chica que vivia en la casa de enfrente... y el estaba enamorado de ella. Pero jamas le hablo.
Amcam gençken sokağın karşısında oturan bir kız varmış ve ona sırılsıklam aşıkmış.
John conocio a Yoko un nueve de Noviembre. Si, y su madre vivia... en el numero 9 de Newcastle en Liverpool.
Ve annesi Newcastle, Liverpool'da 9 numarada oturuyormuş.
Ella vivia en la ciudad.
O şehirde yaşıyordu.
¿ Me dijiste que vivia en la ciudad durante la semana?
Bana hafta boyunca kasabada kaldığını söylemiştin.
Y cuando dije que quería ver donde vivia... Me dio una bofetada.
Ve onun nerde yaşadığını görmek istediğimi söyleyince.... bana şamar attı.
Estamos tratando de aprender acerca de cómo funciona su sonar acerca de las funciones de su lenguaje,... acerca de cómo hacen para maniobrar con tal velocidad y destreza, más que nada nos gustaría saber por qué después de millones de años de ser un animal que vivia en la tierra... esta especie se vio obligado, o... decidió volver al mar.
Sonar sisteminin nasıl işlediğini anlamaya çalışıyoruz. Lisanının fonksiyonlarını... Yüksek hızlarda nasıl beceriyle manevra yapabildiğini.
Fue él quien me conté que usted vivia aqui.
Buraya taşındığını söyleyen oydu.
Dios se apiade de su alma oh, ella era su confidente, una chica brillante claro que el vivia para sus investigaciones dormia aqui, este era su segundo hogar espere un minuto, Paul dormia aqui?
Huzur içinde yatsın. O, Paul'un sırdaşıydı. Parlak zihinli adam.
Alli vivia yo.
Burası benim yerim.
Donde vivia el brujo Baba Yaga
Orada cadı Babi Yaga yaşıyordu.
Vivia una mentira.
Hiç önemli değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]