English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Vió

Vió tradutor Turco

2,186 parallel translation
¿ Fue el 18 de Noviembre cuando la vió?
18 Kasım'da onu gördün mü?
Cuando ella vió lo que me había pasado, dijo que ya no podía volver a sentarse y mirar
Bana olanları gördüğünde, artık seyirci kalamayacağını söyledi.
Usted vió la pistola, Carlton?
Silahı gördün mü, Carlton?
En el 91 usted dijo que vió a un hombre negro corriendo desde la escena del crimen.
91'de cinayet mahallinden kaçan bir adam gördüğünüzü söylemişsiniz.
Esta es la mujer que Miriam vió?
Miriam'ın gördüğü kadın bu muydu?
- Vió a Tully esa noche? - Sí.
- O gece Tully'i gördün mü?
Ya sea que me diga sobre la última vez que usted vió a Jimmy Tully, o le encierro por intentar golpear a un policía
Ya bana Jimmy Tully'i son görüşünü anlatırsın ya da bir polise yumruk salladığın için seni içeri atarım.
Tenemos un arma pero nadie vió a Tully con ella
Ortada bir silah var ama kimse Tully'i o silahla görmemiş.
Pero ella vió algo que ninguno de los otros tipos de allí vieron
Ama o, diğerlerinin göremediği bir şey gördü.
¿ La vió la noche antes?
- O gece kaybolmadan önce gördün mü?
El día del alunizaje, ¿ vió a Danny?
Aya çıkıldığı gün. O gün Danny'i gördün mü?
Suena que lo vió venir.
Bunun olacağını anlamış gibisin.
Tenemos un testigo que te vió ahí.
- Değildim. - Seni orada gören bir tanık var.
que te vió golpear a Dale Kapp hasta morir esta tarde.
Bu akşamüstü Kapp'i döverek öldürdüğünü görmüş.
Entonces Kale lo vió todo desde aqui.
Kale de her şeyi buradan görür.
Nathan vió a una pareja de buceadores furtivos con un arma a cierta distancia de la costa.
Nathan, Denizkestanesi avcılarının avlandığını görmüş.
Si ese tipo vió más de una hora de combate, voy a tener que reestructurar toda mi visión del mundo.
Eğer bu adamda savaş zamanından fazlası varsa, Dünyanın tüm görüşlerini yeniden yapılandırmam gerekecek.
Ariana lo vió todo.
Ariana her şeyi görmüş.
Nadie lo vió
- Kimse görmedi.
Como es que la policía no vió que tenia un locker de almacenamiento?
Polis bir malzeme dolabı olduğunu nasıl gözden kaçırır?
La ATF dice que tienen un testigo ocular que vió a Bobby matar a Hefner.
ATF, Bobby'nin Hefner'ı öldürdüğüne bir görgü tanığının şahit olduğunu söylüyor.
Verás, tenemos un testigo ocular que vió a dos hombres disparar a Brenan Hefner.
Durum şu ki, iki silahlı adamın Brenan Hefner'ı öldürdüğünü gören bir görgü tanığımız var.
¿ Es ella la chica que vió asesinar al comisionado del puerto?
Bobby'nin liman müdürünü öldürdüğünü gören tanık bu mu?
Y por lo que a Sam Crow se refiere, sólo una persona vió a Bobby cometer ese homicidio :
Ve Sam Crow'un bildiği kadarıyla sadece bir kişi Bobby'nin o cinayeti işlediğine tanık oldu.
Lo llevamos bien, mira si alguien vió algo.
Fain'ti de al, Bir şeyler gören var mı bir bakın.
Eso es lo que Floyd vió.
Floyd'un gördüğü buydu.
El viejo vió la sabiduría.
İhtiyar kafayı çalıştırmış.
Sólo nos vió en un coche juntos
Sadece arabada ikimizi beraber gördü.
También vió al payaso.
- O da palyaçoyu gördü.
Clyde vió un payaso.
Clyde bir palyaço gördü.
¡ Despues desaparecen! Clyde lo vió.
Sonra ortalıktan kayboluyorlar.
Aparentemente, anoche la gente vió luces extrañas en el cielo.
Görünüşe göre dün gece insanlar gökyüzünde garip ışıklar görmüşler.
Pero creo que lo que Lucy vió anoche era alguna especie de drones.
Ama dün gece Lucy'nin gördüğü şeyin bir tür radyo bağlantısıyla kontrol edilen uçak olduğuna inanıyorum.
¿ Cuándo fue la última vez que la vió. Sra. Hawkin?
Onu en son ne zaman gördünüz Bayan Hawkin?
Me vió llorando y se rió de mí, se burló de mí.
Beni ağlarken gördü ve bana güldü, alay etti.
Mamá dice que vió ayer las persianas abiertas en la Casa Solariega.
Annem dün köşkün kepenklerini açık gördüğünü söylemişti.
Tal vez el conde no vió... cuán valientemente este hombre luchó en Marston.
Belki Kont, bu adamın Marston'da cesurca savaştığını görmemiş olabilir.
Entonces el establishment se vió forzado a buscar una manera de lidiar con cualquiera que desafíe el sistema.
Böylece bu düzen, sistemle çatışan insanları yeni bir yaşam tarzı oluşturmaya zorlamakta.
Por supuesto yo era la única persona que alguna vez él vió lo que era fácil.
Çünkü şimdiye kadar gördüğü tek insan benim.
"Si es necesario, empezaré una ola de violencia en Francia como jamas se vió antes."
"Gerekiyorsa, Fransa'nın hiç görmediği bir şiddet dalgasını başlatırım."
Alguien vió...
Bazı insanlar görmüş ki...
Robert les vió el mismo día que llegaron.
Robert'in onu gördüğü ilk gün geldi aklıma.
¡ Nos vió!
Bizi gördü.
Ella te vió esa noche.
Sizi silahsız birini vururken görmüş.
Te vió poniéndole el arma en la cabeza y quitándole el dinero.
Ölü birini silahlı gibi gösterip, parasını çaldığınızı söylüyor.
¿ Entró al cuarto y vió la sangre?
Odaya girdiğinizde kan mı görmüştünüz?
- ¿ Y no vió quién lo golpeó?
- Sizi vuran kişiyi de göremediniz.
Nadie de los que escribieron sobre Jesús lo vió nunca.
Isa hakkinda yazan hic kimse onunla tanismadi.
Déjame dejarlo claro, tenemos un testigo que te vió asesinar a todos en ese lugar.
Şimdi sana bomba birşey söyleyeceğim.
Ella te vió a ti y a tu compañero entrar y comenzar un tiroteo.
Senin ve ortağının o binada herkesi öldürdüğünü söyleye bir tanık var.
No le gusta conocer a nadie, cuando lo conozcas sólo... háblale de sus películas, pero de las películas que nadie vió.
- Evet tamamını biliyorum - Pekala, bak şimdi. Yeni tanıştığı insanlara karşı gerçekten soğuktur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]