Translate.vc / Espanhol → Turco / Wakefield
Wakefield tradutor Turco
394 parallel translation
Caminamos como hombres normales.
Wakefield'lar hiç kimseden kaçmaz.
Elias Wakefield.
Elias Wakefield.
Un Wakefield ha matado a Mose Fromes en el este.
Siz Wakefield'ların batıda adam öldürdüklerini duydum.
Y llorad, viudas solitarias, cuando un Wakefield mate a un Fromes.
Birazdan onu göreceksiniz ve bana teşekkür edeceksiniz. Çünkü elimde bir Wakefield var.
- A un Wakefield.
- Bir Wakefield için.
Quedas arrestado y, esta vez, con motivos.
Yine tutuklandın, Wakefield, bu sefer boş yere değil.
Te creías muy listo, Wakefield.
Çok zeki olduğunu sandın, Wakefield.
Eres un buen hombre, Eli Wakefield.
Sen iyi birisisin, Eli Wakefield.
Perdone usted, pero ¿ sabe dónde vive Zack Wakefield?
Tekrar özür dilerim, Zack Wakefield'in oturduğu yeri söyleyebilir misiniz?
Wakefield no contrata a mujeres.
Wakefield, kadınları işe almaz.
¿ Va a decirme dónde vive Zack Wakefield?
Zack Wakefield'in yaşadığı yeri söyleyecek misiniz?
Wakefield es un bicho raro.
Wakefield titiz biridir.
¿ Le suena el nombre de Wakefield?
- Orada Wakefield'ı duydunuz mu? - Wakefield mı?
Sí, me viene a la mente un verso sobre las familias enemistadas :
Wakefield... Şimdi hatırladım. İki aile arasında anlaşmazlık çıkmıştı.
"Llorad, viudas solitarias, cuando un Wakefield vea a un Fromes".
Ah. "Anlaşmazlık öyle bir boyuta gelmiş ki, bir Wakefield, bir Fromes'ı öldürmüş."
Yo soy un Wakefield.
Ben bir Wakefield'ım.
Le enseñaré cuánto pagan los Wakefield por las perlas.
Sana Wakefield'ların nasıl öç aldıklarını göstereceğim.
Aprende y culturízate, Wakefield.
Akıllı ol! O senin dişine göre biri değil, Wakefield!
Yo la cojo.
Zack Wakefield. - Ben alacağım.
"Estimado Sr. Wakefield : El presidente lamenta comunicarle que no colecciona perlas".
"Sevgili Bay Wakefield, başkan size bir inci koleksiyoncusu olmadığından dolayı üzüntü duyuyor."
¿ invita usted, Sr. Wakefield?
Ismarlıyor musunuz, Bay Wakefield?
- Un tipo listo, ese Eli Wakefield.
Eli, çok akıllı biri!
Ése de ahí es un Wakefield.
Şuradaki Wakefield'le.
Y llorad, viudas solitarias, cuando un Wakefield vea a un...
Kasabadaki pisliklerden kurtulacağız. Hiç kimse onları burada görmek istemiyor. Bir Wakefield, şeyle karşılaşınca...
Wakefield, no quieres pegarle, ¿ verdad?
Wakefield, bu çocuğu dövmek istiyorsun, öyle değil mi?
Será mejor que vengas.
Wakefield! Gelsen iyi olur!
- Me paso de donde quiera, Wakefield.
- İstediğim yere giderim, Wakefield.
¿ Suficiente o te despellejo la espalda?
Yeter mi, Wakefield, yoksa derini mi yüzeyim?
La próxima vez, te sacaré los ojos.
Dikkat et, Wakefield, gözlerine geliyor.
Llámeme entrometido, pero ¿ qué opina su hijo?
Wakefield. Belki seni ilgilendirmez, diyeceksin. Söyle bakayım, oğlun neyi his ediyor?
- ¿ A qué distancia? - Bastante cerca.
- Wakefield, yanında birde adam var.
Queremos a Wakefield.
- Onu duydun, biz Wakefield için geldik.
Muy bien, Wakefield.
Olduğun yerde kal, Wakefield!
Él era un Wakefield, ¿ comprende?
O bir Wakefield'dı.
La verdad es que él era un Wakefield.
Kendisinin bir Wakefield olduğu gerçek.
Espero que mamá no se haya mojado demasiado en Wakefield.
İnşallah annem Wakefield'ta çok ıslanmamıştır.
Ella llegará en el próximo tren que viene de Wakefield.
Wakefield treninde. Gelmek üzere.
No sólo aquí, sino en Leeds, Doncaster, Wakefield y otras ciudades de mayor importancia en los alrededores.
Burayla kısıtlı kalmadan Leeds, Doncaster, Wakefield ve diğer şehirlerin saygın bölgelerinde de yardımım dokunur.
- Presos de Wakefield, como nosotros.
Wakefield mahkumları bebeğim. Bizim gibi.
Últimamente no viene nadie de Wakefield a ayudarme.
Wakefield'dan hiç kimse son zamanlarda bana yardım etmiyor.
Llegué a Wakefield antes de la Segunda Guerra Mundial.
Wakefield'e 2. Dünya Savaşı'ndan önce geldim.
Simplemente tenemos que aceptar que la cosecha en Wakefield ha disminuido casi un 40 % este trimestre, desde...
Wakefield'deki ürün miktarı son çeyrekte % 40 aşağıya düştü...
Porque, aunque se sabe que Wakefield es una institución imperfecta es un gran experimento.
Çünkü aynı zamanda Wakefield herkesin... kabul edeceği gibi mükemmel olmayan bir enstitü... tıpkı Amerika gibi... mamafih mükemmel bir deneyim.
Iba a sugerir que la mejor forma de evitar problemas, confusión o la pérdida del tiempo y el dinero de los contribuyentes sería que la próxima vez que condenen a alguien a Wakefield lo saquen y le disparen.
Problemlerden, karmaşalardan... Kurtulmanın en iyi yolu olarak... ya da vergi ödeyenlerin paralarının boşa gitmemesi için en iyi yolun... Wakefield'e gönderilen bütün mahkumların vurulması olacağını önerecektim.
Ya no habrá más alcaldes con favoritismos en Wakefield.
Wakefield'da oyun oynayan... bir cezaevi müdürü olmayacak.
De la base aérea de Wakefield. Y seria un objetivo primordial.
Wakefield hava üssüne sadece 4.5 mil uzaklıkta.
Big Eli Wakefield.
Oh, Eli. Eli, seni seviyorum.
- Tengo que irme.
- Wakefield. - Acele bir işim var.
Es su vida.
Sonuçta bu senin hayatın, Wakefield.
¡ Señor Wakefield!
- Bay Wakefield.
Harry... Han pasado años desde El trágico accidente...
Hazır olun, kamera çalışıyor. Wakefield hava üssündeki kazanın üzerinden 1 sene geçti.