English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Webb

Webb tradutor Turco

678 parallel translation
Querida, te presento a Spider Webb.
Hayatım bu Örümcek Webb.
Contratamos a Prescott y Webb como sus diseñadores asociados.
Bay Prescott ve Bay Webb'i ortak tasarımcılarınız olarak atadık.
¿ Sabes quién se subió a mi taxi?
Tahmin et, arabama kim bindi? Yemin ederim, zavallı Bay Webb'i öldüren adamın ta kendisiydi.
El mismo tipo que mató al pobre Sr. Webb. ¿ Te acuerdas cuando Angela y yo vimos el asesinato?
Angela'yla beraber gördüğümüz olayı hatırladın mı?
¿ Ha oído hablar de un infeliz llamado John Webb?
John Webb diye bir zavallının adını duydun mu hiç?
Echa un vistazo, Webb. Puede haber huellas.
- Arazide ayak izi araştırması yapsak iyi olacak.
Yo me llamó Webb.
Benim adım Webb.
¿ Webb Garwood?
Webb Garwood.
¿ No serás ese Webb...?
Sen? Sen o Webb değilsin değil mi?
De verdad, Webb, por favor, no.
Ciddiyim, Webb. Lütfen yapma.
¿ Bud, no crees que es suficiente por esta noche?
- Charles, sence Webb bu gecelik yeterince şey görmedi mi?
Pero Bud, Webb tiene una cita, mira como va vestido.
- Ama Charles, Webb'in bir randevusu var. - Baksana nasılda giyinmiş.
A mí no me engañas, Webb Garwood.
Beni kandıramazsın, Webb Garwood.
¿ En qué piensas, Webb?
- Ne düşünüyorsun?
Webb, esto tiene que acabar.
Webb, artık görüşmeyi kesmeliyiz.
Sabes que no puedo, Webb.
Gelmemin imkânı yok, Webb.
A las 7 hay un vuelo para Las Vegas...
- Her gece saat 19 : 00'da Las Vegas'a giden bir uçak var. - Dinle, Webb.
¡ Todo sería por mi culpa, Webb!
Webb, bu benim suçum.
¡ Es capaz de hacerlo, lo sé!
Webb, yapar biliyorum bunu yapar.
- ¡ Se ha despertado!
- Hayır, Webb.
Webb, mi vida, necesito verte.
- Webb, sevgilim seni görmeliyim.
Es una locura, lo sé. Pero te quiero, Webb...
Bu çılgınca biliyorum ama seni seviyorum Webb.
¡ Llévame contigo, Webb!
- Var, Webb. Var. Götür beni hemen.
No importa como vivamos, Webb. Seré feliz contigo.
- Webb, buradan uzak olduğumuz sürece nerede ya da nasıl yaşadığımızın önemi yok.
Esperaba que lo dijeras, Webb. Me alegra oirlo.
Bunu söyleyeceğini bekliyordum, Webb ve ciddi olacağını da.
¡ Aléjate de mí, Webb!
Benden uzak dur, Webb.
Webb, mírame.
Webb, bana bak.
Webb es un chico estupendo.
- Harika bir çocuk, senin şu Webb.
¡ Espera, Webb!
- Bence de öyle. Hey Webb, bekle bir dakika.
Webb vino a mi tienda a ofrecerme sus ahorros para que se los diera a Susan.
O olaydan sonra, bir gün dükkanıma geldi ve tüm birikimini, elinde avucunda ne kadar varsa Susan'a vermek istedi.
Webb es el hombre más honrado que conozco.
- Tanıdığım en ince adamdır. Görüşürüz, Webb. Görüşürüz, Bud.
Webb, recuerda que cerca de Las Vegas se encuentran las mejores piedras.
- Webb. Unutmayın Las Vegas'ın etrafındaki alanlar ülkedeki en iyi taş bölgeleridir.
Después recordarán tu declaración...
- Webb. Ve herkes beni daha önce hayatında hiç görmediğini söylediğin ifadeni hatırlayacak.
¿ Nos iremos de aquí antes de que se den cuenta?
Webb, kimse fark etmeden önce buradan gidebiliriz.
¡ Iremos a algún lugar abandonado! ¡ Estaremos completamente solos!
Webb, yalnızca ikimizin olacağı başka kimsenin olmadığı bir yere gideriz.
¡ Tú serás mi médico, Webb!
Benim doktorum sen olursun, Webb.
¿ Está Webb Garwood? No.
- Webb Garwood burada mı?
Seguro que han ido a una de mis ciudades fantasmas.
Eminim Webb benim hayalet kasabalarımdan birine gitmiştir.
¡ No, Webb!
Hayır, Webb. Hayır.
¿ Y si nos ha reconocido, Webb?
- Bizi tanırsa ne olacak, Webb?
Antes tenías tanto miedo y ahora no...
Webb? Önceden çok korkuyordun.
¡ Budd, es Webb!
Charles, bu Webb.
¡ Webb, viejo sabueso, por fin...
- Webb, seni eski çayır köpeği.
El de un tal John Webb.
John Webb diye bir adam. 25.
Tony Vetto, el tipo que le vio matar a Webb.
Tony Vetto. Webb'i öldürürken onu gören adam.
Webb Garwood.
Webb Garwood.
¡ No, Webb, tengo que oirlo!
Olmaz, Webb. Ben dinlemeliyim çünkü bana her zaman nasıl olduğunu sorar.
Por favor, Webb, por favor...
- Lütfen, Webb.
¡ Webb, llévame contigo, por favor!
Susan, bunu yapmamalı... Webb. Webb, nereye istersen beni de götür.
Tengo que contarlo.
Şu Webb, şu Webb var ya.
Sí.
- Webb. - Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]