Translate.vc / Espanhol → Turco / Weber
Weber tradutor Turco
389 parallel translation
Weber, el viejo quiere hablar con Usted.
Weber, ihtiyar seninle konuşmak istiyor.
Aquí Weber.
Ben Weber.
- Ya no están los mismos ocho, Weber. - ¿ No?
- Aynı sekiz kişi burada yok, Weber.
- Hola, Sra. Weber
- Merhaba bayan Weber.
- La Sra. Weber vendrá desde las 6
- Bayan Weber 6 civarı gelecek.
- Hasta luego, Sra. Weber.
- Görüşürüz bayan Weber.
- La hay, si le gusta al Sr. Weber.
- Bu Bay Weber'in sizden hoşlanmasına bağlı.
Buenos días.
Günaydın, Bay Weber.
Podríamos hablar de la teoría de Max Weber sobre la dominación y relacionarla con el problema de la soberanía del pueblo.
Max Weber'in otorite üzerine olan öğretileriyle, halk egemenliği problemlerinin bir bağlantısını kurabiliriz.
Marc Albouis. ¿ Y Paul Weber?
Marc Albouis....
¿ Crees en la inmortalidad del alma, Weber?
Ruhun ölümsüzlüğüne inanr mısın, Weber?
Billy Weber.
Billy Weber.
No dirás ni en cuatro, ni en ocho ni en doce folios lo que sabes, lo que piensas, lo que sabes que hay que pensar acerca de la alienación, de los obreros, del modernismo y de los recreos, de los ejecutivos o de la automación. Del conocimiento del prójimo.
Yabancılaşma, işçiler, modernlik ve boş vakit üzerine, beyaz yakalılar ya da otomasyon üzerine başkaları hakkındaki bilgilerimiz üzerine, Tocqueville'in rakibi Marx üzerine Lukacs'ın muhalifi Weber üzerine bildiklerini, düşündüklerini düşünmek zorunda olduğunu bildiklerini dört, sekiz ya da on iki sayfaya yazmayacaksın.
¿ Y bien? Pasado mañana en el Hotel Weber.
Yarından sonraki gün, Weber otelindeyiz.
En el Hotel Weber pasado mañana.
Yarından sonraki gün Weber otelde görüşmek üzere.
Sí, una llamada a Frankfurt, al Hotel Weber.
Evet, Frankfurt'u aramak istiyorum, Weber otelini.
- Weber ha hecho bancarrota.
- Weber iflas etti.
¿ Sabes? El de la floristería en la plaza.
Biliyorsun, Max-Weber-Plaza'daki çiçekçi.
Firmado, Weber.
İmza, "Weber."
Weber.
Weber.
Sam Weber, este es Richard.
Sam Weber, bu Richard.
Soy Sam Weber.
Ben Sam Weber'im.
Sr. Weber.
Bay Weber.
Majestad, ella es Frau Weber.
- Wolfgang! - Majeste, işte Frau Weber.
Dr. Jones, soy Weber.
Dr Jones, ben Weber.
Soy Joe Weber, sobrino de Clara.
Ben Joe Weber, Clara'nın yeğeni.
No tendrás al hijo de Joe Weber.
Asla Joe'nun oğluna sahip olamayacaksın.
Allá están los Webers.
Weber'lere bak.
- Weber, tira la púa.
Silahını yere bırak!
¿ Crees que Chink Weber hizo esto?
Ayrıca bunu Chink Weber yapmadı.
- Weber le pagó para atacar a Melissa.
Chink, mahkumlardan birini Melissa'ya gönderiyor!
- ¡ Hablo de Chink Weber!
- Chink Weber'den bahsediyorum.
Un hombre repugnante llamado Buddy DeVries... alias Buddy Weber, o Wallace.
O yaşlı adamın adı Buddy Devries. Ya da Buddy Weber, Buddy Wallace.
La Sra. Webber canceló, Dra. Dijo que Ud. iba a entender.
Bayan Weber randevuyu erteledi. Anlayacağınızı söyledi.
Gracias, Weber.
Teşekkürler Weber.
¡ Weber!
- Weber!
Es sólo un isótopo radioactivo ordinario que Weber está sacando de la unidad de contención de plomo.
Sıradan bir radyoaktif izotop şimdi de Weber onu kurşun haznesinden çıkaracak.
Muy bien, Weber.
Çok güzel Weber.
¿ Aplicaste flubber a cada tachuela antes de que Weber las pintara?
Weber boyamadan önce her raptiyeye % 15 oranında Uçastik karışımı sürdün mü? - Evet, olumlu.
- Nada de llamadas a Rusia otra vez.
- Yine Rusya'yı aramak yok ama. - Bence o aramayı Weber yapmıştı.
- Eso lo hizo Weber. - Que el flubber siga en el tanque.
Uçastik'i sakın haznesinden çıkarma.
Buenas noches, Weber.
İyi geceler Weber.
Hay un chico increíble cantando obras de Weber.
Andrew Floyd Webber bile oynuyorlar.
Detective usted estaba de servicio cuando la Srta. Weber dijo que el Dr. Ott había abusado de ella. - ¿ Verdad?
Dedektif, Bayan Weber'in, Doktor Ott tarafından taciz edildiğini iddia ederek karakola geldiği gün, siz görevdeydiniz değil mi?
Que se desnudase, se tumbase y se imaginase a David Hasselhoff en "Los vigilantes de la playa".
Bayan Weber'e soyunmasını ve ayaklarını ayaklığa koymasını ve Sahil Güvenlik dizindeki David Hasselhoff'u hayal etmesini söylemiş.
Seis cilindros alineados... tres carburadores Weber... montados uno sobre el otro.
- Dur. Altılı düz, üçlü Weber karbüratörü ana gövdeye oturtulmuş halde.
Este Weber es una joya.
Bu Weber gerçekten çok özel biri.
Weber se empeñó. Cuestión de seguros.
Weber'in fikriydi, sigorta konusundan ötürü.
Señor Weber...
- Güle güle, teşekkür ederim.
Seis cilindros alineados... tres carburadores Weber... montados uno sobre el otro.
Altıncı çizgide düzgün... üç kaldıraçlı karbüratörler birbirlerinin vücuduna bağlanmış.
No.
-... ya Paul Weber? - Hayır