Translate.vc / Espanhol → Turco / Yonkers
Yonkers tradutor Turco
172 parallel translation
Por si acaso perdemos el tren. Tenemos una gran casa en Yonkers.
... olur da treni falan kaçırırsak.
- Claro.
Yonkers'da büyük bir yerimiz var.
Hay que ver toda la ciudad Desde Yonkers
Tüm şehri görmeli Aşağıda Yonkers'tan
- En Yonkers.
- Yonkers'ta. Yonkers.
- Yonkers.
- Yonkers.
Entonces se bajan en la pista de carreras de Yonkers
Ama iniverirlerse hipodrom istasyonunda
¡ Yonkers, allá voy!
Yankiler, bekleyin beni!
Pero antes de que...
Yonkers'a. Ama taşınmadan önce...
- A Yonkers.
- Yonkers.
Y no volveremos a Yonkers hasta que hayamos besado a una chica.
İkimiz de birer kız öpmeden geri gelmeyiz.
- Todavía podemos coger el tren de vuelta.
- Hala Yonkers'a dönme şansımız var.
Sí, pero vive en Yonkers.
Ama Yonkers'ta.
Disculpe, Sr. Tucker, ¿ ha dicho Yonkers?
Pardon Bay Tucker, Yonkers mı dediniz?
Sí, señora, somos de Yonkers.
Evet bayan, biz Yonkers'tanız.
Sí, y perdone que se lo diga, pero debería visitar Yonkers.
Evet. Bağışlayın ama oraları görmelisiniz.
Si está libre en el futuro, me... bueno, nos gustaría enseñarle Yonkers de arriba abajo.
Eğer, bu aralar boş zamanınız olursa... size Yonkers'ı göstermek isterdik.
Tengo un amigo que vive en Yonkers.
Yonkers'da bir arkadaşım var.
Sí, hoy Yonkers ha quedado diezmado.
Evet, Yonkers bugün kan ağlıyor.
- ¿ Una nueva sombrerería en Yonkers?
- Yonkers'ta bir şapkacı?
¿ Quién le ha hablado de Yonkers, si puede saberse?
Yonkers'ı size kim anlattı, acaba?
el Sr. Cornelius Hackl de Yonkers.
Bay Cornelius Hackl, Yonkers'tan.
La muy bella y adinerada mujer que le he mencionado esta mañana.
Yonkers'ta bahsettiğim zengin ve güzel kadın.
Y deseábamos tanto tener un día de aventuras, que nos escapamos de Yonkers y hemos contado muchas mentiras.
Maceralı bir gün yaşamayı öyle istemiştik ki, Yonkers'tan kaçıp bir sürü yalan söyledik.
- Rudy, el Sr. Vandergelder, de Yonkers.
- Rudy, bu Yonkers'tan Bay Vandergelder.
De hecho, el ciudadano más influyente de Yonkers.
Yonkers'ın en nüfuzlu kişisidir.
Eres una vergüenza para Yonkers.
Yonkers'ın yüz karasısın.
Sólo trabajaba, recibía órdenes, nunca salía de Yonkers.
Çalıştım, emir aldım, bir yere gitmedim. Yonkers'ta kaldım.
- ¿ Yonkers?
- Yonkers?
- Y hoy... Io más importante que puede sucederle a un hombre, y podría no haber sucedido, me ha pasado a mí por salir de Yonkers, venir a Nueva York y conocer a esta mujer.
- Ve bugün, bir erkeğin başına gelecek en önemli şey, belki de hiç olmayacak bir şey, benim başıma geldi çünkü Yonkers'tan çıkıp New York'a geldim ve bu hanımla buluştum.
Joven, ¿ me está diciendo que tras 28 años en Yonkers... se ha enamorado de esta señorita en un solo día?
Genç adam, Yonkers'ta 28 yıldan sonra, bir günde bu hanıma aşık olduğunu mu söylüyorsun?
Enviad la factura a la tienda de piensos de Vandergelder, en Yonkers.
Faturayı Vandergelder'in Yonkers'taki Saman ve Yem Dükkanına göndersin.
Bueno, sabes tan bien como yo que eres el primer ciudadano de Yonkers, y tu mujer debería ser alguien.
İkimiz de biliyoruz ki, sen Yonkers'ın ilk yurttaşısın, ve senin karın da ona göre biri olmalı.
Latino, Tirones, Hombros.
Yonkers! Shoulders! Bronx Charlie!
¡ Charlie, Hombros, es una doble trampa!
Bitir işini! - Charlie, Yonkers! Bu bir tuzak!
He llegado un poco más allá de Yonkers.
Yonkers'in biraz ötesine kadar gittim.
He vuelto a diez por hora. He tardado casi cuatro horas desde Yonkers.
Yonkers'tan buraya dört saatte dönebildim.
- He tenido miedo. Casi atropello a un niño.
Yonkers'ta, az kalsın bir çocuğu eziyordum.
¡ Hoy no he podido pasar de Yonkers!
Bugün Yonkers'a kadar gidemedim!
- Trotones, como en Yonkers.
- Yonker'dekiler gibi.
Su esposa huyó con uno de los Yonkers.
Karısı evi terketti bir kaç gündür yalnız.
Fue detenido en el exterior de su vivienda, en el 35 de la calle Pine, en Yonkers.
Yankeers'daki 35 pine sokağındaki evinin önünde tutuklandı.
- ¡ Lo atraparon en Yonkers, subnormal!
- O Yonkers'da yakalandı, sizi idiyotlar!
Un testigo vio una multa bajo su parabrisas, y salió corriendo. De las cuatro multas impuestas en esa zona, una llevaba el nombre de David Berkowitz, un vecino de Yonkers, New York.
Tanık haberler park cezalarının onun gibi hızlı kaybolduğunu haber aldı... 4 park cezası şu bölgeye aitti, bir sıkıcı isim David Berkowitz, Yonkers New York'da oturan.
No, esto sonará tonto, pero todos los veranos debíamos visitarla en Yonkers.
Hayır, bu aptalca gelecek ama her yaz Yonkers'a onu ziyarete giderdik.
En el apartamentito de la nona Barone en Yonkers.
Nanny Barone'un Yonkers'daki küçük dairesinde.
Mi barrio era una mezcla de judíos e italianos.
Yonkers'taki mahallemizde Yahudilerle İtalyanlar karışıktı.
El tren de las 23 : 50 hacia Westchester, Bronx y Yonkers... situado en la vía 17...
Westchester, Bronx ve Yonkers'e gidecek olan 1 1 : 50 treni... 17. perondan kalkıyor.
¿ Qué hacía él en Yonkers anoche?
Dün gece Yonkers'da ne yapıyordu?
El 18, Karen te dio un cheque por $ 280.
Ama neden Yonkers'taki uyduruk bir bar?
¿ Qué significa eso para tí?
Çünkü uyduruk ve Yonkers'ı çıkarırsan, geriye ne kalır?
¡ Eres de Yonkers!
Sen Yonkers'dansın!