Translate.vc / Espanhol → Turco / Zona
Zona tradutor Turco
19,060 parallel translation
¿ Cómo han entrado en la zona VIP?
Onlar VIP bölümüne nasıl girdi?
Mantened a todo el mundo fuera de la zona de ambulancias.
Kimse ambulans alanına yaklaşmasın.
Zona este, caminando hacia la esquina.
Doğu tarafı, köşeye doğru yürüyor.
Su equipo sigue por la zona.
Adamları hâlâ burada bir yerlerde.
Líder de Equipo, la policía está llegando a la zona.
Takım lideri, polisler bölgeye yaklaşıyor.
Debemos asumir que están controlando la zona.
Bölgeyi izlediklerini göz önünde bulundurmak zorundayız.
La mala es que en cuanto entremos, cualquier cajero puede activar una alarma silenciosa que bloqueará la zona del banco donde el terminal seguro está ubicado.
Kötü haber ise biz bankaya girdiğimiz anda veznedarın biri kaynağın bulunduğu yeri kilitleyen sessiz alarmı devreye sokabilir.
Unidades de respuesta en la zona.
- Ekipler bölgeye ulaştı.
En Zona.
Zona içinde.
- En Zona.
- Zona olarak.
Linus, incrementa la conductividad a cada zona de objetivo sensorial.
Linus? Linus, iletkenliği tüm duyusal hedef bölgelerine gelecek şekilde arttır.
La negación es una zona de comodidad, pero está hecha de vidrio y cuando se hace añicos...
İnkar, rahat bir evdir ama camdan yapılmadır ve parçalandığında...
Deben sacar a las mujeres de esa zona en otro medio de transporte.
Kızları oradan çıkarmak için başka bir ulaşım şekli kullanıyor olmalılar.
Pero he comprobado todos los puertos de tránsito en la zona.
Bölgedeki geçiş noktalarını kontrol ettim.
Debemos de estar en una zona muerta.
Ölü bölgede olmalıyız.
Sí, pero antes tengo que ganar en mi zona, papá.
Evet, ama yine de önce bölge yarışmalarını kazanmam gerek, baba.
Necesito una lista de alumnos de la Universidad de Hudson en esa zona.
İlk önce Hudson Üniversitesinin bölgede bulunan öğrencilerinin bir listesini çıkartarak.
Hades lo sentiría estando tan cerca de su zona.
Hades üssüne bu kadar yakın bir yerde her şeyi hisseder.
- Porque estoy en mi zona.
- Buradaydım.
Me aseguraré de que es una zona desmilitarizada.
Evet, silahsız bölge olmasını sağlayacağım.
ALEXANDRIA. ZONA SEGURA. MISERICORDIA PARA LOS PERDIDOS, VENGANZA PARA LOS SAQUEADORES
"Alexandria Güvenli Bölgesi'ne Hoş Geldiniz Kaybolanlara Merhamet Et Yağmacılardan İntikamını Al"
Aventurarse en una zona de desafío.
"Tehlikeli ve zorlu diyarlara..."
Aventurarse en una zona desconocida.
"Mucizeler diyarına atılır."
Cuando el ejército construyó este lugar en los años 50, pusieron esta zona sobre el río subterráneo.
1950'lerde ordu, burayı yaptığında bu kısmı yer altı nehrinin üstüne inşa etmişler.
El Servicio Geológico ha aconsejado que nos retiremos a una nueva zona segura.
Jeoloji Araştırmaları Kurumu bize yeni bir güvenli bölgeye çekilmemizi tavsiye etti.
Una vez que bajemos más allá del nivel de la calle estamos fuera de la zona segura.
Sokak seviyesinin altına indiğimizde güvenli bölgeden çıkmış olacağız.
Que se marchase sin problemas indica que conocía sus hábitos diarios y que conoce la zona.
Temiz kaçış genelde günlük rutinlerin ve bölgenin bilinmesi anlamına geliyor.
García, necesito una lista de clientes de Michael Clark Thompson en la zona.
Garcia, Michael Clark Thompson'ın bölgedeki müşterilerini istiyorum.
Bueno, hay 163 tiendas de comestibles en la zona de Saint Louis.
St. Louis'de 163 market var.
Hay otros cinco cuerpos más en la zona que se le atribuyen a Heavy.
Bölgede FBI'ın Heavy ile bağlantısı olduğunu düşündüğü beş cinayet daha işlenmiş.
- ¿ Queda algún Tate aún en la zona?
- Bölgede hâlâ olan Tates var mı? - Bildiğim kadarıyla yok.
¡ Quiero que investigues la zona a fondo!
Mahalleyi adam akıllı ara.
Vengan a la Zona de Salpicadura.
Su Sıçrama Bölgesi'nde bize katılın.
Se va a adormecer la zona, así que no sienta nada.
Bölgeyi uyuşturacak. Böylece hiçbir şey hissetmeyeceksin.
Quiero ir a la zona Sur.
Ben güneye gitmek istiyorum.
Nuestra escuela está en el corazón de lo que alguna vez se llamó la Zona de Combate.
Okulumuzun bir zamanlar savaş bölgesi diye adlandırdıkları bir yerin tam kalbinde.
¡ La Zona de Combate!
Savaş bölgesi!
Está encima del Polo Sur, bien adentro de la zona de conectividad.
Güney Kutbu'nun üstünde, bağlanabilirlik alanının tam içinde.
- Estuviste en la zona de bodegas.
Depoların orada ufak bir gezintiye çıkmışsın.
- ¿ Qué hacía su esposa en esa zona?
Eşiniz şehir dışında ne yapıyordu?
¿ Algo sobre que la zona de riesgo de incendio se había reevaluado?
Riski olmayan bölgeleri yeniden değerlendirmek için falanmış.
Y que me alejara de la zona escolar.
"Lütfen okul'dan ayrılın."
Así que surgió la oportunidad de salir de allí y venir a esta zona.
Böylece oradan kurtulup buralara gelme fırsatı doğdu.
Como una... ¿ zona de restauración, señor?
Yemek katı gibi mi efendim?
¿ Qué coño es una zona de restauración?
Yemek katı da ne demek?
Bueno, eso es... una zona de restauración.
Doğru, o zaman... Yemek katı.
¡ Zona de restauración!
Yemek katı!
¡ Zona de restauración!
Yemek katı! Yemek katı!
¿ Cómo crees que Fort Rozz escapó de la Zona Fantasma?
Fort Rozz, Hayalet Bölge'den nasıl çıktı sanıyorsun?
Durante décadas, he buscado la Zona Fantasma con mi mente.
Onlarca yıldır, aklımla Hayalet Bölge'yi aradım.
LA ZONA FANTASMA
Hayalet Bölge 13 Yıl Önce