Translate.vc / Espanhol → Turco / Être
Être tradutor Turco
35 parallel translation
Sin embargo, es mi raison d'être.
Ancak benim varoluş sebebim bu.
Sin embargo es mi raison d'être.
Even so, she is my raison d'être.
Esos cañones simbolizan el poder militar independiente de la Guardia Nacional hoy disidente.
Komün'ün "raison d'être" i olan toplumsal devrime yardım etmek.
- ¿ Cómo que inoportuna? ¿ Y por qué podría ser inoportuna nuestra presencia al lado de nuestros heridos? Son nuestros maridos, nuestros hombres.
Toplumsal adaleti savunan bizler bu sınıf için hiçbir şey yapmazsak, Komün'ün raison d'être'ini yerine getirdiğini görmem mümkün olmaz.
Peut être, mon ami.
Belki de, dostum...
- Peut être.
- Olabilir.
- No, era mi raison d'être.
- Hayır, varlık nedeni oldu.
Esta es mi raison d'être.
Pes etmiyorum. Bu benim olma nedenidir.
Para tu raison d'être.
Sizin varlık nedeni için
Confiad en mí y mi raison d'être.
Bana Güven, ve benim raison d'être
Non seulement elle peut être une femme, Ahora no sólo puede ser una mujer.
O sadece bir kadın olmakla kalmaz.
- Mais surtout, peut-être, - Ambas, ambas cosas son un problema.
İkisi de, ikisi de sorun olmuştu.
Nous sommes tout ce qu'ils ne peuvent jamais être.
Ama biz, onların asla olamayacağı bir şeyiz.
¿ Quiere decir, peut-être, como la caza del zorro?
- Tilki avı falan gibi mi?
Es mi raison d'être.
Hedeflerimi ya da tutkularımı.
Re-L Mayer, la muy querida nieta del Regente, ha muerto. lgual que ese Proxy llamado Monad... que con tanto ahínco ocultaba su paradero. Daedalus ha perdido su "raison d etre".
Naip'in sevgili torunu, Real Mayar, hayatını kaybettiğinden dolayı, ayrıca kasten gizlediği Monad denilen Vekil'in varlığı sebebiyle de raison d'être'sini kaybetti.
Pero Daedalus Yumeno... ha perdido a su Proxy y a Re-L Mayer,... ha perdido a la vez sus dos "razones de ser".
Lakin, Deadalus Yumeno hem Vekili hem de kendi raison d'être'si olan Real Mayar'ı kaybetti.
Ya no tengo "razón de ser".
Benim... Artık yaşamak için bir raison d'être'm kalmadı.
Pero, de todas formas, ella es demasiado realista... como para escapar sin rumbo del "Paraíso". Está arriesgando su vida por su "raison d etre"...
Lakin, ütopyayı terk eden o ikisini bekleyen kaderi bir kenara bırakırsak, onun gibi realist bir kızın böyle riskler almasına izin vermek gerçekten de senin raison d'être ile bağıntılı.
Es mi raison d'être, nena.
Bu benim varoluş nedenim, bebeğim.
Leer las seis es la raison d'être del club y por lo que estoy aquí.
Kitap kulübünün amacı altı kitabı da yapmaktı, ve benim burada olmamın da tek sebebi bu.
"Peut-être", mamá. "Peut-être, oui".
Olabilir, anne, evet.
Pero si es cierto que Eva Kane es una asesina, entonces, peut-être, quizá vuelva a matar.
Ama doğruysa ve katil Eva Kane'se, bir kez daha öldürebilir.
- Chère madame, ¿ sabe si se ha cometido algún asesinato últimamente, en este mismo edificio, peut être?
Bayan, son zamanlarda bu binada bir cinayet işlendi mi?
De hecho, traje una carpeta conmigo... que establece mi "raison d'être".
- Aslında bir dosya getirdim. Ah. - benim logom olan dosya. "
- Peut-être.
- Belki.
C'est un honneur pour moi d'etre nominé.
C'est un honneur pour moi d'être nominé.
Es mi razón de ser.
Bu benim "raison d'être" m ( fr : varoluş nedenim ).
Oui, peut-être...
Evet, olabilir.
Es alguien cuya única "raison d'être" es vengar la pérdida de su madre.
"Raison d'etre" sinin tek nedeni, annesini kaybetmenin intikamını almak.
¿ "Raison d'être"?
- "Raison d'etre" mi?
Français, peut-être?
Français, peut-être?
"Peut-être", "peut-être".
Olabilir.
"Monsieur, je ne sais pas si j'ai l'honneur d'être connu de vous (... )"
Hayır bayım, sizi görmüştüm ama bu kadar iri değildiniz.
"Monsieur, je ne sais pas si j'ai l'honneur d'être connu de vous (... )"
- Bayım, sizi tanıma şerefine erişmiş miydim bilmiyorum.