Translate.vc / Francês → Turco / 190
190 tradutor Turco
925 parallel translation
189, 190, 191 marches.
189, 190, 191 basamak.
210.
190.
Je suis malade. Malade? A peine descendu du bateau, tu gagnes 190 dollars.
Gemiden kaçıp şehirdeki ilk gecende 190 papel kazandığın zaman çok hasta değildin, değil mi, Blackie?
186, 187, 188, 189, 190... Ça fait 200.
188, 187, 188, 189, 190... 200'dü.
190 dollars et 30 cents par mois.
Ayda 190 dolar 30 sent.
Il faisait bien 40 ° à l'ombre. Je suis tout moite.
Gölgede 190 derece olmalı sıcaklık.
oui, la 404... A Varsovie j'ai vu une 190 SL et deux Jaguar.
Varşova'da bir Mersedes 190, iki de Jaguar gördüm.
Trois 190 ennemis, à deux heures.
Korsanlar, 2 : 00 yönünde 3 tane 190.
- Un kilo et 20 grammes. 190 lires.
- Bir kilo 20 gram, 190 liret. - O yirmi gramı da ödemek zorunda mıyım?
Vos gains, milord. 190 livres
190 pound kazandınız, lordum.
Distance : 190 mètres.
Menzil, 190 metre.
190.
190.
Quand la voilure se déploie, vous foncez vers le sol à une vitesse de 190 à 300 km à l'heure selon l'angle de votre corps.
Kanopi açıldığında, vücudunuzun açısına bağlı olarak yeryüzüne doğru saatte 125 ila 200 kilometre hızla seyahat edersiniz.
Quand on m'a retrouvé, j'avais encore une pépite dans la poche.
Birileri beni bulduğunda... cebimde hala küçük bir külçe duruyordu. Küçücük bir tane. Değeri 190 dolardı.
"190..."
"190.."
ON A DÉCOLLÉ DE RECHLIN SERRÉS DANS UN FOCKE WULF 190 MONOPLACE. DIRECTION BERLIN-GATOW.
Tek kişilik bir Volkvob 190'a sıkışarak Reschling havaalanından havalandık.
J'ai un Qi de 190.
Benim zeka derecem 190.
Maintenez à 190...
190... tut.
On était à plus de 200m.
190 metre ötedeydik. Çok rahat bir şekilde anlaşılabiliyordu.
Barrage installé au garage Mazda de Torrance, 910e Rue et Hawthorne Bld. Prudence!
Hawthorne Bulvarı 190 numaradaki Torrance Mazda galerisi önünde yolu kapatın.
Il a quitté le garage Cadillac vers l'ouest, par la 190e Rue.
Şüpheli araç, Moran Cadillac'ı terketti ve 190'ncı Caddeden batıya gidiyor.
Les pompiers signalent des blessés sur la 190e Rue.
Redondo ekibinden bildirildiğine göre, 190'ncı Cadde ve Flagler Sokağında geniş çapta trafik kazası var. Kazaların, takiple alâkası yok.
Ici, 1-Adam-9. Tenons un suspect conforme à la description au Lavage Rosecrans, angle 190e Rue et Anza.
Şüpheli, araçla birlikte, 190'ncı ve Anza Caddeleri üzerindeki Rosecrans Oto Yıkamada ele geçirildi.
Des barils de 190 litres, de couleur verte et avec une bande jaune sur la partie supérieure.
185 litrelik yeşile boyanmış ve üst kısımlarında sarı bir bant çizgi olan variller.
Vitesse maximale de la balle lorsqu'un patineur la réceptionne. 190 km / h.
Bir patenci tarafından atıldığında topun ulaştığı en fazla hız - 120mph.
190 mètres.
190 metre.
Vous roulez à 190, les gars.
180'le gidiyordunuz.
- Diable, je ne sais pas... mais ça faisait quand même du 200.
- Bilmiyorum ama her neyse o şey 190 yapıyordu.
180, 190.
180, 1 90.
- Sur la tuerie du champ pétrolifère.
- Dün geceki petrol sahasındaki çatışmayla ilgili. - Konuş bakalım 575 01 : 17 : 25,920 - - 01 : 17 : 33,190
86?
190 mı?
L'usine se compose de 16 bâtiments sur 190 hectares.
Bir kere... 16 binayı içeren 475 dönümü kaplıyor.
L'aube d'une ère nouvelle en astrophysique..... repoussée de quelques 190 ans... .. à cause d'un grain de sable.
Astrofizik'te yepyeni bir çağ... 196 yıl süreyle... yağmur yüzünden ertelendi.
Ils sont partis avec environ $ 190 000.
Yaklaşık 190.000 dolar çalmışlar.
C'est une importante usine d'assemblage de chasseurs 190.
Flugzeugbauer fabrikası, 190 model savaş uçağı üreten önemli bir kompleks.
Deux 190, Midi-ciel.
Tam önümüzde iki 190 var.
On dirait un 190.
Galiba bir 190.
Midi-ciel!
Tam karşımızda bir 190!
Température à moins 190 degrés.
Sıcaklık şimdi eksi 190 derece.
Jacques loue un appartement. Pourquoi acheter 200 litres de fuel? Oui, c'est bon.
Jacques gibi bir apartman sakini neden 190 litre ısıtma yağı alsın ki?
190 km / h.
Saatte 120 mil.
C'est une mécanique de 190000 $.
Bu, 190.000 dolarlik bir araba.
Je dirais 53 ans et 210 kilos.
Diyorum ki... 53 yaşında ve 190 kilosun.
La gendarmerie s'est unie à la police municipale, filant à plus de 190 km / h.
Bir düzine otoyol devriye arabası saatte 193 km'nin üzerinde bir hızda Metro bölümünde takibe katıldı.
Dr Ross, le peak flow est passé de 190 à 300.
Dr. Ross, veriler 190'dan 300'e yükseldi.
{ \ pos ( 192,190 ) } J'en crois pas mes oreilles
# Duyduğuma inanamıyorum bunu #
- J'ai dit... { \ pos ( 192,190 ) } Tu peux arrêter?
Ben dedim ki... # Keser misin şunu?
{ \ pos ( 192,190 ) } - Je le refaisais?
- Yine mi yapıyordum?
Elle fait du 190, comme rien. Elle a été lustrée ce matin.
Mükemmel bir araba, göreceksin.
C'est ma Bisana. C'est une chemise à 190 dollars.
190 dolarlık bir gömlek.
On bloquait le compteur à 200.
190'a kadar köklerdik gazı.