English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / 225

225 tradutor Turco

1,627 parallel translation
{ \ pos ( 192,225 ) } Bien sûr qu'elle peut.
Elbette sır saklayabilir. O bir kız.
{ \ pos ( 192,225 ) } On fait ça, on a le tueur.
Bunu yaparsak, katilimizi buluruz.
D'abord, une femme soldat qui essaye { \ pos ( 192,225 ) } de m'apprendre à enquêter.
Önce ordudan kadının biri, bana soruşturmamı nasıl yapacağımı anlatmaya kalkar.
{ \ pos ( 192,225 ) } Même quand on appelle suicide un meurtre?
Cinayeti ihtihar olarak göstermene ne demeli?
{ \ pos ( 192,225 ) } Je comprends.
Tamam, anladım. Fazla çalıştın.
Trop de boulot. { \ pos ( 192,225 ) } Vous êtes seul pour toute la région.
Muhtemelen bir adam, bu çevreyi idare ediyordur.
{ \ pos ( 192,225 ) }
Bu size bayağı...
- Stress? { \ pos ( 192,225 ) }
- Hiçbir fikrin yok.
{ \ pos ( 192,225 ) } Je pourrais vous arrêter.
Belki sadece seni tutuklayabilirim.
{ \ pos ( 192,225 ) } Cutter en route.
Cutter cevaplıyor.
{ \ pos ( 192,225 ) }
Bunların hiçbirini karıştırdın mı?
{ \ pos ( 192,225 ) }
Eğer bir şeylerin kayıp olduğunu bulursam...
- Je suis à l'hôtel du coin. { \ pos ( 192,225 ) } Je vous enferme.
Kıçını içeri atacağım.
{ \ pos ( 192,225 ) } C'est à l'autre bout du comté, donc on a une heure avant que le shérif ne comprenne que mon appel est faux.
Banka, kasabanın diğer tarafında kalıyor, bu da bize şerifin yanlış raporu anlayana kadar bir saat verir.
{ \ pos ( 192,225 ) } J'ai mis les affaires du sergent sur le capot.
Çavuşun eşyalarını kaputun üzerine koydum.
{ \ pos ( 192,225 ) } Tu devrais pas être là-bas?
Orada olman gerekmiyor mu?
{ \ pos ( 192,225 ) } Je crois que c'est pas prévu.
Planda bu yoktu sanırım.
{ \ pos ( 192,225 ) } Mais je me suis dit... { \ pos ( 192,235 ) } que si je venais pas là, { \ pos ( 192,235 ) } jamais je le ferais.
Ama fark ettim ki, şimdi eve dönmezsem, bir daha asla dönmeyebilirim.
{ \ pos ( 192,225 ) } Tu confonds témoin et meilleur ami.
Sağdıçla en iyi dostu karıştırıyorsun sen.
{ \ pos ( 192,225 ) } L'ami est dans le sentimental.
En iyi dost duygularla ilgilenir.
{ \ pos ( 192,225 ) } Le témoin est là pour l'enterrement de vie de garçon.
Sağdıçsa bekarlığa veda partisiyle ilgilenir.
{ \ pos ( 192,225 ) } Pitié, dis-moi que la débauche sera au rendez-vous.
Lütfen bana bunun ağır şekilde ahlaksız bir şey olacağını söyleyin.
{ \ pos ( 192,225 ) } C'est sûrement ton cousin Ben.
Muhtemelen senin Kuzen Ben arıyor.
Non, c'est... { \ pos ( 192,225 ) } ce n'est pas lui.
Hayır, o... o değil.
- C'est le grand mystère. { \ pos ( 192,225 ) } Il y a 7 ans, il est venu sur l'île et a tué des gens.
Yedi yıl önce adada ortaya çıkıverip, öldürmeye başladı.
{ \ pos ( 192,225 ) } Tu sais...
Hani şu... eee... Henry'nin arkadaşı Abby var ya?
{ \ pos ( 192,225 ) } Abby Mills.
Abby Mills.
{ \ pos ( 192,225 ) } Vos deux cartes ont été débitées à 23 h 30 au restaurant, hier soir.
Dün gece Felix'le yemekteyken, ikinizin kartı da 23 : 30 da çekilmiş.
Il coûte 225 $ sur eBay.
eBay'de 225'e gidiyor.
{ \ pos ( 200,225 ) } Ashley et deux potes sont apparus au labo, { \ pos ( 200,225 ) } et les détecteurs en indiquent trois autres au niveau résidentiel.
Ashley ve iki dostu demin ana laboratuarda belirdi ve sensörler üçünün daha yerleşim seviyesinde olduğunu gösteriyor.
{ \ pos ( 192,225 ) } Je devrais aider Henry et Will.
Henry ve Will'e yardım ediyor olmalıydım. Onlar iyiler.
{ \ pos ( 192,225 ) } Ils vont bien. { \ pos ( 192,225 ) } Tout va comme sur des roulettes.
Her şey tam tıkırında gidiyor.
{ \ pos ( 192,225 ) } Mais un meurtrier ne se demande pas si sa victime est innocente.
Katiller genellikle kurbanları masum mu değil mi diye bakmazlar.
Il fait 225 kilos, ça va aller? Quelque chose est coincé dessous?
225 kilo kadar, senin için fazla değil, değil mi?
Je t'ai fait économiser 225 calories... 25 minutes de vélo.
Seni biraz önce 225 kaloriden kurtardım. Pedal aletinde 25 dakika egzersizden ya da.
{ \ pos ( 192,225 ) } Que puis-je pour le Bureau Fédéral d'Intimidation?
Federal Göz Korkutma Bürosu için ne yapabilirim?
Et pourquoi pas un espion { \ pos ( 192,225 ) } ayant avalé une puce top secrète, { \ pos ( 192,230 ) } et que l'ennemi a dû tuer avant que la CIA ne s'en empare?
Peki gizli şeyler içeren bir mikroçipi yutmuş ve CIA yakalayamadan düşman güçlerince öldürülmüş bir ajana ne dersiniz?
{ \ pos ( 192,225 ) } Bien qu'on apprécie tous vos théories farfelues,
Bu bilgilendirici ve olağanüstü inanılası teorilerini her ne kadar takdir etsek de Cosmopolitan Kızı gitti.
{ \ pos ( 192,225 ) } Prochaine étape, la famille de la victime?
Sıradaki adım nedir? Kurbanın ailesi mi?
{ \ pos ( 192,225 ) } Salut, Sarah.
Selam, Sarah.
{ \ pos ( 192,225 ) }
Ve sonra sen cesedi karıştırırsın.
{ \ pos ( 192,225 ) }
Sadece kendime ait olana baktım.
{ \ pos ( 192,225 ) }
Peki ne buldun?
{ \ pos ( 192,225 ) } Allez.
Yapmayın.
{ \ pos ( 192,225 ) }
- Wakefield nereden çıktı?
{ \ pos ( 215,225 ) }
Emin değilim, senin yanındaydım.
- Je dois savoir ce qui se passe, Chloé. { \ pos ( 215,225 ) }
Bu önemli.
{ \ pos ( 192,225 ) } Mangez maintenant.
Şimdi ye.
{ \ pos ( 192,225 ) } Big Guy, si tu veux que je le fasse...
Koca adam, eğer bunu benim yapmamı istersen...
{ \ pos ( 192,225 ) } Du calme...
Şimdi sakin ol...
{ \ pos ( 192,225 ) }
Bayan Allen?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]