Translate.vc / Francês → Turco / Abigaïl
Abigaïl tradutor Turco
1,246 parallel translation
Abigail Stock?
Abigail Stock mu?
Au fait, je suis Josh, son frère.
Bu arada ben Josh, Abigail'in abisi.
Il m'a envoyé des photos d'Abigail.
Bana Abigail'in fotoğraflarını yolladı.
J'ai mis des photos d'Abigail à poil dans son téléphone.
Telefonuna Abigail'in çıplak fotoğraflarını koydum.
Épisode 9 ABIGAIL
# Daha fazla burada kalmak istemiyorum # İstemiyorum
Abigail n'est pas assez grande pour surveiller ses soeurs?
Abigail geceyi geçirmek için yeterince büyük değil mi?
- Nom? - Abigail Montgomery.
- Abigail Montgomery.
D'après mes notes, je comprends que... - Luka et Abigail...
Notlarımdan anladığım kadarıyla Luka ve Abigail'in...
Abigail.
Abigail.
- Abigail.
- Abigail.
N'entraîne pas Abigail dans ta chute.
Düşerken Abigal'i çekme.
- J'ai laissé un message.
Abigail'e söylemiştim. Çok güzel geçti.
- Robinson Crusoe, je suis venu traiter avec Abigail Furnham, la dentellière.
Robinson Crusoe, buraya dantel yapıcısı Abigail Furnham ile iş yapmak için geldim.
Il a fait brûler Abigail Furnham.
Abigail Furnham'ı diri diri yaktılar.
J'irai en taule pour personne, et surtout pas pour me faire appeler Abigail, la pute de tout le monde.
Kimse için hapise girip milletin kuklası olduğumu duymayacağım.
Mec, tu ne m'as pas dit qu'Abigail Lytar venait.
Ahbap, bana Abigail Lytar'ın Geleceğini söylemedin.
Abigail Lytar.
Abigail Lytar.
- Salut, Abigail.
Selam Abigail.
Abigail pourra peut-être t'aider.
Belkide Abigail sana yardımcı olabilir.
Je vais t'expliquer, Abigail.
Esas şey şu ki Abigail.
- Et moi?
Bana ne dersin ki? Abigail.
Tu veux la vérité, Abigail, je pense que je t'aimais de trop.
Ama gerçek şu ki Abigail, Sanırım senden çok fazla hoşlandım.
Abigail!
Abigail!
Oui, merci Abigail.
Teşekkür ederim Abigail.
Charlotte Abigail Lux.
Charlotte Abigail Lux.
Vous pouvez aller voir Abigail à la fabrique de bougies ou aller à l'épicerie.
Şimdi bazılarınız mum yapım evindeki Abigail'i görmek isteyebilir. Yada bakkala doğru gidebilirsiniz.
- Frances Abigail.
- Frances Abigail.
Abigail, pose-le.
Abigail, bırak şunu.
Il avait tout pour lui, Abigail, plus que les autres.
Her türlü imkana sahipti, Abigail. Diğerlerinden daha fazlasına.
Il est inutile de spéculer sur ce qu'il aurait pu arriver, Abigail.
Neler olabileceğine dair tahmin yürütmek beyhude, Abigail.
Abigail, le Dr Pryor est un psychiatre.
Doktor Pryor psikiyatrdır. Bana yardım etmek için geldi.
Et Abigail est réveillée.
Ve Abigail de uyandı.
- Abigail dort.
- Abigail uyudu.
Abigail... tu dois le savoir.
Abigail... Bunu bilmelisin.
C'est à 4 800 km, Abigail, en plein hiver.
3,000 mil, Abigail... Kışın.
- Abigail...
- Abigail... Tanrı yardımcınız olsun!
Abigail, Abigail.
Abigail. Abigail.
Abigail. Abigail.
Abigail.
Je ne sais pas quoi dire, Abigail.
Bunun için söyleyecek söz bulamıyorum, Abigail.
L'avocat est la dernière chose dont un accusé devrait manquer dans un pays libre, Abigail.
Özgür bir ülkede, suçlanan birinin mahrum olması gereken en son şey avukattır, Abigail.
Ma chère. Tu es en train de me charmer.
Tanrım.Beni etkilemeye çalışıyorsun, Abigail.
Pardonne-moi, Abigail.
Bağışla beni, Abigail.
Si tu les avais vus.
Onları bir görseydin, Abigail.
J'ai peur aussi.
Ben de korkuyorum, Abigail.
Je ne peux justifier un retour à la maison, mais que devrais-je faire par manque de mon Abigail?
Eve dönemem, fakat Abigail'im için ne yapmam gerekir?
Peux-tu me pardonner?
Beni affedebilecek misin, Abigail?
Abigail, allons-y?
Abigail, gidelim mi?
J'ai vu ce que l'avenir nous réserve, Abigail.
Şimdi gelecekte bizi nelerin beklediğini görmüş bulunuyorum, Abigail.
Abigail, Benjamin est arrivé.
Abigail, Benjamin geldi.
Abigail?
Abigail?
- Abigail...
- Abigail...