Translate.vc / Francês → Turco / Act
Act tradutor Turco
14,456 parallel translation
Au cours de l'extraction, j'ai introduit par inadvertance mon ADN dans l'échantillon de contrôle.
Ayrıştırma işlemi sırasında yanlışlıkla kendi DNA'mın negatif kontol tüpüne girmesine yol açtım.
Aurais-tu faire un 69 grâce au Patriot Act? Fais-lui un 69!
- Vatanseverlik kanunuyla 69 yapacağın aklına gelmemiştir. - 69 yaptın abi!
Il est entré en bourse à 8 $ l'action.
Şirketi hissesi 8 dolardan halka açtı.
Le Volstead Act n'est pas éternel.
İçki yasağı sonsuza dek sürmeyecek değil mi?
Le Président Roosevelt promit de signer le Cullen-Harrison Act dès qu'il fut élu, mettant ainsi fin à la prohibition.
Başkan Roosevelt seçildiği an Cullen-Harrison yasasını imzalamaya söz verdi. İçki yasağına son verdi.
L'accusation sait-elle qui a eu accès à ces messages vocaux?
Savcılık mesajları kimin açtığını biliyor mu?
Avant de mettre la chambre de Steven Avery sens dessus dessous, une fois, deux fois, trois fois, pendant des heures, n'aurait-il pas été plus juste envers Steven Avery de demander à une personne non impliquée dans son procès
Peki Steven Avery'nin yatak odasına girip saatlerce arama yapmadan önce... Bir, iki, üç defa ya da neyse artık... Steven Avery'nin evinde kendisinin açtığı davada ifadesi alınmamış birisi arama yapmış olsaydı daha doğru olmaz mıydı sizce?
Le 3 novembre 2005, vous avez appris la disparition de Teresa Halbach trois semaines après votre déposition dans l'affaire de Steven Avery?
3 Kasım 2005 günü Teresa Halbach'in kayıp olduğunu öğrendiğinizde Steven Avery'nin açtığı davada ifade vermenizin üstünden sadece 3 hafta geçmişti.
Vous dirigiez et étiez les affaires non résolues.
Gizli dosyaları siz açtınız. Gizli dosyalar sizdiniz.
Et quand j'ai ouvert les yeux, j'ai vu Jésus.
Hiçbir şey göremiyordum. Ve en sonunda gözümü açtığım zaman, İsa'yı gördüm.
- Je te surdéfie.
- Ben daha çok ediyorum. - İlk bahsi sen açtın.
Il convoite la Terre plus que tout.
En çok da Dünya'ya açtır.
C'est toi qui a ouvert la porte de la cave.
Bodrumdaki kapıyı siz açtınız.
Tu l'as ouverte?
Sen mi açtın?
C'est mon ami et il ouvre un nouveau restaurant à l'Encore.
Hepimiz arkadaşız, şimdi de yeni bir köşe açtı.
Il... a navigué autour de l'Antarctique.
Antarktika'ya yelken açtı.
Elle a ouvert un truc qu'elle n'aurait pas dû...
Açmaması gereken bir şeyi açtı.
Pourquoi est-ce qu'il y a toujours un combat au couteau à chaque fois que tu ouvres la bouche?
Niye her ağzını açtığında sivri dilli oluyorsun?
Après avoir divorcé.
Boşanma davasını açtıktan sonra.
... où l'assassinat du dictateur sanglant Charles NGochi a déclenché - une guerre civile. - Super.
Zalim diktatör Charles NGochi'nin cinayeti burada iç savaşa yol açtı.
Cette obsession le rend instable. Son partenaire, Phil, nous l'a signalé il y a trois semaines.
Bu saplantı onun dengesiz biri olmasına yol açtı bunu ilk rapor eden üç hafta önce onun partneri Phil'di.
Je vous l'ai ouverte.
Senin için açtım.
Mme Kennedy, merci de nous convier à la visite de votre maison officielle.
Bayan Kennedy, bize evinizin kapılarını açtığınız için çok teşekkür ederim.
Les Johnson ont été très généreux avec moi.
Johnsonlar bana gönüllerini açtılar.
Et quand elle fleurira, la lavande... Va te couper le souffle.
Tamamen açtığında ise lavanta kokusu resmen nefesini kesecek.
et si vous le voulez dans votre âme ouvrez simplement votre coeur Laissez la musique prendre le contrôle
Açtığımda, elektrik gibi dalgalanıyor ve ruhunda bunu istiyorsan sadece kalbini aç ve müziğin kontrolü ele almasına izin ver
C'est l'air conditionné, Josh.
Klimayı açtın Josh.
La bouche grande ouverte et votre main à l'intérieur... leur pudeur diminue.
Ağızlarını açtıklarında ve elinizi içlerine soktuğunuzda utanma duyguları birden yok oluyor.
La dernière carte que vous retournez c'est la seule qui importe.
Pokerde en son açtığınız kart en önemli karttır
Je viens d'ouvrir un foutu pet shop.
Sokuk bir hayvan dükkânı açtım.
Alors, elle ouvre la porte et moi :
Evet, kapıyı açtı. Ben de, " Sakin ol.
Bush a ouvert les vannes en Irak.
Bush, Irak'ta para musluklarını açtı.
J'ai tout débranché.
Hepsini açtım.
C'est en arrachant, en donnant des coups de pied, qu'on a atteint les sommets.
Hırsla koştuk, tekmeledik ve zirveye giden yolumuzu mücadeleyle açtık. Varlığımızın yarısından fazlasını yaşadığımız büyük, şişman, aptal, anlamsız dünyaya hoş geldin.
- Merci d'avoir ouvert la porte.
Kapıyı açtığın için teşekkürler.
Goodloe m'a appelé dès que j'ai été joignable.
Telefonumu açtığım saniye Goodloe beni aramaya başladı.
Je repars de zéro avec les ailes de poulet.
Bu arada, tavuk kanadı projesinde beyaz bir sayfa açtım.
Je peux à peine faire éclore une fleur.
Ben mi? Bir çiçeği bile zar zor açtırabiliyorum.
Très bien, fleur. Je vais te faire éclore.
Pekâlâ çiçek, seni bir güzel açtıracağım.
Il s'est fait trouer la peau l'autre jour.
Ormino'ya geçen gün birkaç delik açtılar.
Après le vol, il a sonné et j'ai décroché.
Çantayı çaldıktan sonra çaldı, ben de açtım.
Alors que le défilé de la Fête nationale se mettait en route ce matin... les manifestants ont ouvert un nouveau front.
Bastille Günü geçit töreni başladığı sırada protestocular saldırıda yeni bir cephe açtılar.
Vous m'avez emmerdé toute la journée, Jeff.
Sabahtan beri başıma çok dert açtın Jeff.
Dans les années 70, des scientifiques ont creusé un trou de 10 km de long, pour tenter de rejoindre le centre de la Terre.
70'lerde bazı bilim insanları dünyanın merkezine ulaşmak için on kilometrelik bir delik açtı.
J'ai ouvert un compte mexicain et voici ce à quoi je m'attends.
Meksika bankasında hesap açtım. Parayı buraya istiyorum.
J'ai riposté et j'ai aidé le sergent Breem.
Çoğunlukla, Çavuş Breem'e yardım edebilmek için ateş açtım,
- Si leur atmosphère est différente de celle de la terre, cela prendrait des heures pour équilibrer la concentration de l'air et la pression à notre niveau à chaque fois que nous ouvrons leur porte.
- Atmosferleri dünyadakinden farklıysa kapıyı her açtıklarında bizim için oksijen ve basıncı yeniden dengelemek onların saatlerini alabilir.
J'ai tué ton clone.
Başıma çok bela açtınız.
Et vous avez commis un crime de guerre contre...
Sen de Federasyon'a karşı savaş açtın!
C'est vous, la lumière?
Işıkları sen mi açtın?
Puisque t'en parles, passe-moi 10 $.
Madem bahsini açtın, bir on dolar veriver o zaman.