Translate.vc / Francês → Turco / Aimée
Aimée tradutor Turco
3,000 parallel translation
Pour être un boss qui soit aimée et tirer le meilleur parti de tes employés, tu dois avoir les bases.
Çalışanları tarafından sevilen bir patron olabilmek için, yeteneklerini kullanmalısın.
C'est dans un moment comme celui-ci que le dernier empereur romain a vu approcher les barbares sur sa cité bien-aimée.
Böyle bir sahne ancak barbarlar çok sevdiği şehrinin kapılarına dayandığı zaman son Roma imparatorunun başına gelmiştir.
Vous l'avez aimée.
Bir zamanlar onu sevmiştin.
Quand vous avez été aimée comme ça, vous le savez.
O şekilde sevildiğin olduysa, bilirsin.
Si aimée!
Ne kadar sevgi dolu!
Est-ce que je peux vous aider à organiser un enterrement pour votre amie ou votre bien aimée?
Arkadaşınız ya da sevdiğiniz biri için özel bir tören planlamanızda yardımcı olabilir miyim?
C'est un miracle qu'elle m'ai déjà aimée.
Beni sevmiş olması bile mucize.
Blaire était aimée de tous.
Blaire'i herkes severdi.
"On s'en va avec ma bien-aimée" On a chargé capitaine.
# Kaçıyoruz bize, kaçıyoruz yârimle #
"On s'en va chez nous on s'en va avec ma bien-aimée"
# Kaçıyoruz bize, kaçıyoruz yârimle #
"Que veux-tu de ma bien-aimée"
Senin a * * * a kodumu. Sen ne istiyorsun lan benim sevgilimden?
Olivia l'a aimée.
Olivia, bu fikirden hoşlanmıştı.
Dès que ce brouhaha sera terminé, mon esprit s'élèvera, et je serais à nouveau avec mon Inza bien-aimée.
Bu küçük karmaşa sona erer ermez ruhum yükselecek ve sevgili Inza'mla tekrar bir araya geleceğim.
C'est Malory Archer, votre bien-aimée.
- O, Malory Archer. - Ona âşıksın.
Quelqu'un qui vous a aimée dans votre jeunesse.
Seni küçüklüğünden beri seven birisi.
Il l'a aimée complètement.
Onu eksiksiz seviyordu.
Quand je t'ai vue la première fois dans les bras de ta mère, je t'ai aimée plus que tout au monde.
Bak, seni annenin kollarında ilk gördüğümde, o andan itibaren, hayatımın aşkı oldun.
Le plus important, c'est que vous l'ayez aimée un jour.
Asıl konu, sen onu bir kere sevmiştin.
Ma mère ne m'a jamais vraiment aimée.
Annem yaptıklarımı hiç sevmedi.
Mère et grand-mère bien-aimée.
Bir anne ve büyükkanenin.
Tu es la première, la dernière et la seule femme que j'ai jamais aimée.
Sen şimdiye kadar sevdiğim ilk ve son kadınsın.
Tu finiras par la détester plus que tu l'as jamais aimée.
Sonunda onu sevdiğinden daha çok, nefret edeceksin.
- Aimée de mon père.
Babam tarafından kabul edilmek.
Parce que j'ai pu faire la connaissance de gens tels que toi, Max, qui m'ont aimée pour ce que je suis.
Senin gibi insanları tanıdım, Max, Benden ben olduğum için hoşlanan.
Tu l'aurais aimée.
Onu severdin.
Elle t'aurait aimée.
O da seni.
Mais tu l'aurais quand même aimée.
Fakat yine de onu severdin.
Il part pour New York même si vous êtes séparés. Il t'aime, il t'a toujours aimée.
Tabii sen kendinden eminsen.
Tu aimeras à nouveau quelqu'un comme tu l'as aimée?
Bir daha başkasını o kızı sevdiğin kadar sevebileceğini düşünüyor musun?
Enfin, je l'ai détestée mais aussi aimée pour ça.
Hayır, yani ondan nefret ederim. Ama onu bu yüzden seviyorum.
C'est Aimee Mann.
Aimee Mann bu.
- C'est pas Aimee Mann.
- Ne? Aimee Mann falan değil o.
Aimee...
Aimee.
Aimee?
Aimee?
Aimee, vous pouvez venir une seconde?
Aimee, bir saniye buraya gelebilir misin?
Aimee. Vous savez qui on déteste?
Bil bakalım kimden nefret ediyoruz?
Hey, Aimee...
Selam, Aimee.
- Aimee.
- Aimee.
- Aimee!
- Aimee!
Aimee!
- Aimee.
Aimee! Aimee! Aimee!
Aimee!
Allez-y, Aimee.
Aimee, devam et.
- Aimee!
Aimee!
- Peut-être la porte.
Aimee, hayır!
Dans la salle.
Aimee, git!
Aimee, assis toi!
Aimee, hayır! Hayır!
Aimee, tu peux.
Aimee, bunu yapabilirsin.
Aimee!
Yardım edin!
Prends-la!
Aimee!
Aimee
Bebeğim! Ne oldu? Ne oldu?
Aimee
Aimee!