Translate.vc / Francês → Turco / Ala
Ala tradutor Turco
743 parallel translation
Três, très bien.
- Pek ala, pek güzel.
Ça pourrait être une ambiance morbide.
Bir ölüm atmosferi olabilir pek ala.
- Jamais vu une cible aussi voyante.
- Senden ala hedef bulamazlar.
Il me donne un badge et je monte dans le train.
O bana rozet verir. Ben de trene binerim. Ala.
- Parfait.
- Ala.
Vois-tu... aprés Ia guerre, n'oublie pas qu'elle a duré cent ans... des milliers d'entre nous ont cherché un travail honnête... et mendier nous valait des coups de fouet.
Pek ala da oluyor. Görüyorsun savaştan sonra, hiç unutmam, 100 yıl sürmüştü aramızdan bin kişi, kapı kapı dolaşıp namuslu işler istedik ve dilenmek için kırbaçlandık.
- C'est un étranger.
- Yabancı birisi. İçeri ala...
Vous devriez me faire la cour
Hünerlerin pek ala
En voilà un personnage droit, honnête!
Ne ala, karakterinde namusluymuş!
Si vous avez la chance d'en avoir un.
Eğer elinizin altında bir tane varsa, ne ala.
- De même. - Allons-y.
Pek ala, haydi içeri girelim.
- Très bien.
Pek ala.
- Très bien. Un instant.
Pek ala, bir dakika.
D'accord. Payez-moi 600 $.
Pek ala, 600 doları ödeyin, anlaştık sayalım.
C'est beau, les promesses.
Çocuğa umut vermek, ne ala!
Faites venir Mara. Surveillez-la bien.
Mara'yı buraya getir, onu pek ala koruyabilirler.
Nous accélérerons autant que nous pourrons, et si nous parvenons à le sortir vivant, parfait.
İşleri olabildiğince hızlandırırız ve eğer onu hala sağken çıkarabilirsek ne ala.
Exprimez ma profonde sympathie au Baron.
En derin taziyelerimizi Baron Gruda'ya iletmeliyiz. - Pek ala, Vali.
Ala carte?
Yemek mi?
Bien sûr, un avocat est toujours utile.
Pek ala, avukatlar her zaman işe yarayabilirler.
Comme vous voulez.
Pek ala, efendim.
Puisque tu savais, il n'y a pas de mal.
Pek ala, bidiğine sevindim. Kimsenin canı yanmadı o zaman.
Vous parliez d'un plan.
- Pek ala, planından bahset bana.
Que faut-il pour ton plaisir?
- Pek ala, isteğin nedir?
Obligez-le à monter sur le ring.
Onu ringe çıkar. Canı yanmadan yaparsan ne ala.
S'il peut se joindre a nous, tant mieux!
Bize yetişebilirse ne ala!
Quel pique-nique!
Oh ne ala bir piknik.
Des années. Je ne jouerai plus jamais à Broadway.
Ne kadar çabuk geçiyor yıllar Bir daha ala sahneye çıkamayacağım.
Je tâcherai d'en trouver.
- Ne ala.
Punta Ala, Cecina, Livourne, Viareggio, Forte dei Marmi.
Punta Ala, Cecina, Livorno, Viareggio, Forte dei Marmi.
Le premier tee est libre.
- Şimdi gidebilirsiniz. İlk T açık. - Ala.
" Avec un grand fauteuil aussi
" Bi de kocaman bi koltuk, oh ne ala
" Et puis un bon fauteuil aussi
" Bi de kocaman bi koltuk, oh ne ala
Très bien.
Pek ala.
S'ils nous aident, tant mieux. Sinon, je me débrouillerai seul.
Yardım ederlerse ne ala, yoksa kendim hallederim.
Si ta vertu est plus importante que la vie d'Indolore, tant pis.
Namusun Ağrısız'ın hayatından daha önemliyse, ne ala.
- On peut les regarder?
- Biraz vaktinizi ala...
Prenez ma carrière, par exemple.
Pek ala, siz değerlendirirken, benim kariyerimi göz önüne alın.
Ne crie pas.
Peki ala, başardın.
La cigarette de l'espace est invisible.
Uzay sigarası görünmezmiş... pek ala.
Tu parles de vacances!
Oh be ne ala tatil...
Je prends l'appel et faites patienter le capitaine.
Pek ala. 23. hattaki telefonu alıyorum, Yüzbaşı Loomis'i beklet.
Et cette chanson pourrait très bien être le "leitmotiv" de ces crimes.
Ve bu şarkı, pek ala işlediği suçların tekrar eden teması olabilir.
Génial!
Ne ala!
Vous le savez bien. Vous m'avez vu lui parler hier.
Ve siz benim onu tanıdığımı pek ala biliyorsunuz çünkü dün gece kulüpte onunla konuştuğumu gördünüz.
Ça pourrait bien être du pétrole!
Bu pek ala petrol olabilir.
D'accord.
Pak ala.
Et alors?
Pek ala!
S'il m'accompagne, tant mieux.
Benimle gelmek isterse ne ala.
Hé, toi!
Ne ala iş?
Si vous vous entendez avec un autre solo, tant mieux.
Bu süre içinde sizin gibi tek kalmış birini bulursanız ne ala.