English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Allié

Allié tradutor Turco

1,698 parallel translation
Le gouvernement est l'allié de la victime.
Devlet, kurbanların yanındadır.
Le président élu du Liban, un allié chrétien, de notre bord, mort.
Bir kardeş, bir müttefik, bir Hristiyan. Öldürülmüş.
Je ne me lance pas là dedans sans un allié.
Bu işe, yanımda tanıdığım biri olmadan girmem.
Vous êtes maintenant notre allié.
- Sen artık müttefikimizsin.
Il n'est pas vraiment ton meilleur allié à cet instant.
O şu an iyi bir dost gibi gözükmüyor.
Savoir qu'un terroriste est en ville, et le cacher à votre meilleur allié.
Şehirde anahtar bir terörist olduğunu bilmeniz ve bunu en yakın müttefikinize söylememeniz.
Et on aurait un des proches de Rahl comme allié.
Böylece Rahl'ın en yakınlarından biri müttefikimiz olur.
Je ne sais pas si vous l'avez remarqué chérie, mais le temps n'est pas l'allié dont je peux rêver.
Fark ettin mi bilmiyorum tatlım ama zaman benden yana değil.
C'est notre meilleur allié dans le combat contre les Wraith.
İsteseniz de istemeseniz de, Wraith'lere karşı en iyi müttefikimiz o.
Ce qui veut dire que j'aurai un allié.
Yani artık bir müttefikim var.
Ton trône est en danger, et tu ne peux pas faire la guerre à Serena sans un allié.
Tahtın tehlikede. Müttefikin olmadan Serena'yla savaşamazsın.
Et je présume que ton allié vert et ses supercopains sont toujours en hiatus, ce qui te laisse...
Sanırım yeşil dostun ve süper arkadaşları hala ayrılar, sen de yalnız kaldın.
- Doit-on se replier en espace allié?
- Geri çekilecek miyiz?
Je suis votre allié, pas votre ennemi.
Ben sizin tarafınızdayım. Düşmanınız değil, dostunuzum.
Nous sommes amis depuis ma plus tendre enfance, quand vous étiez le premier allié de mon père, au sénat.
Çocukluğumdan beridir dostuz, babamın senatodaki en güçlü destekçisiydiniz.
Il s'est allié à Morgana.
Morgana ile işbirliği yapacak.
Nord de la France, Territoire Allié 1916, dix ans plus tard
Kuzey Fransa, Müttefik Bölgesi 1916 10 sene sonra
Territoire Allié, nord de la France Deux semaines plus tard.
Müttefiklerin Bölgesi, Kuzey Fransa 2 Hafta Sonra
Mais ça n'a pas été facile de se rendre en territoire allié.
Müttefiklerin bölgesinde bunu elde etmek, o kadar da kolay değil.
Obadiah Stane, ami et allié d'Howard Stark depuis toujours, a pris la place du fondateur légendaire en attendant qu'à 21 ans, le fils prodigue revienne et soit nommé directeur général de Stark Industries.
Howard Stark'ın kadim dostu ve kan kardeşi Obediah Stane efsanevi kurucudan kalan boşluğu doldurur. Ta ki 21 yaşına gelen müsrif evlat geri dönüp Stark Endüstri'nin başkanı ilan edilene kadar.
je suis votre allié, mais avant tout, votre patron.
Ben sizin müttefiğinizim, ama daha da önemlisi, sizin patronunuzum.
C'est notre allié, il te dira quoi faire.
O, bizim iş birlikçimiz olacak ve sana ne yapacağını söyleyecek.
Elle voulait qu'on s'allie.
Kadın bizi işin içine çekmek istiyordu.
Allie est morte.
Aly öldü.
Épouse-moi, Allie...
Evlen benimle, Allie...
Allie, je ne suis plus cet homme.
Allie. Artık o adam değilim ben. Bunu nasıl ispatlayabilirim?
Unique, comme Allie.
Türünün tek örneği, tıpkı Allie gibi.
- Conduire Allie à l'autel?
- Allie ile geçitte yürümen gibi mi?
C'est le grand jour d'Allie.
Bu Ally için çok önemli bir gün.
C'est le grand jour d'Allie.
Bugün Allie'nin büyük günü.
- Et Allie? Et si vous pouvez pas...
Ya Allie ne olacak?
Faites en sorte qu'il lui revienne et qu'elle sache que j'ai fait ça pour elle.
Allie'nin eline geçmesini ve bunu onun için yaptığımı bilmesini sağla.
Un cadeau de mariage pour Allie.
Ally'ye düğün hediyesi.
Je le fais tout le temps à Allie.
Dostlarıma her zaman yaparım.
Il est notre allié, désormais!
Onunla savaşmayın.
C'est mon métier. J'allie les gens à des choses.
İnsanlarla nesneleri birleştiririm.
Notre fille, Allie.
Bu kızım, Allie.
Allie dit qu'elle te le demandera, alors tu pourrais vouloir avoir une réponse toute prête.
Allie, bunu kendim ona sorarım, dedi. Bu yüzden hazırda bir cevabın olsun isteyebilirsin.
Allie?
Allie mi?
Oui, Allie.
Evet Allie.
Elle aime qu'on l'appelle Allie.
Allie denilmesi kadının hoşuna gidiyormuş.
Allie. - pourrais devenir d'un intérêt exclusif.
Allie, oldukça ilginç biri olacak gibi.
Hé bien, Allie, je ne tue pas les gens pour gagner ma vie.
Allie, geçimimi sağlamak için adam öldürmem.
Hé bien, Allie, je ne me rappelle pas avoir dit à une femme quoi que ce soit.
Allie, bir kadına bir şeyler dediğimi hiç hatırlamıyorum.
Bon sang, Allie, je ne pense pas que c'est un sujet que je devrais aborder avec vous.
Allie, bu seninle tartışacağım bir konu değil sanırım.
- Tout va bien entre toi et Allie?
- Allie ile aran nasıl?
Allie, Je vais devoir parler à ce gars seul à seul une minute.
Allie, bu adamla birkaç dakika yalnız konuşmam gerek.
Je vais aller voir Allie.
Gidip Allie'yi kontrol edeyim.
Surtout sur Allie.
Özellikle de Allie hakkında olursa.
Allie m'a agrippé comme un jeune chien
Allie beni yavru bir köpekmişim gibi azarlayıp duruyor.
Bonjour, Allie.
- İyi günler, Allie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]