English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / André

André tradutor Turco

2,166 parallel translation
- Le père d'André dit... qu'ils mentent, et que son fils n'a jamais possédé d'armes.
Andre'nin babası, bu ikisinin yalan söylediğini, ve oğlunun asla bir silaha bile sahip olmadığını söylüyor.
- Oui. Dans l'allée à quelques mètres de l'endroit où André est tombé.
Evet, Andre'nin düştüğü yerden birkaç metre ötedeki bir ara sokakta.
Mais quand je lui ai demandé à quelle distance il était d'André Ricks... pas de pause.
Ama, Andre Ricks'ten ne kadar uzakta olduğunu sorduğumda, duraksamadı.
- Vous avez placé l'arme sur André?
- Silahı Andre Ricks'in üzerine siz mi koydunuz?
D'accord, que faisait André sur le toit?
Andre çatıda ne yapıyordu?
- Non, l'idée qu'André... ait pointé une arme sur quelqu'un, c'est ridicule!
- Hayır. Andre'nin birisine silah doğrultmuş olması fikri, bu çok saçma.
C'est pas parce qu'André avait une arme qu'il l'a pointée sur Kuransky et Duke.
Andre'nin silahının olması, onu Kuransky ve Duke'a doğrultacağı anlamına gelmez.
Il faut parler à André.
Andre'yle konuşmamız gerek.
- Alors, on n'a plus rien. - Si André Ricks se remet - si... il peut aller en prison pour un crime qu'il pourrait ne pas avoir commis.
Eğer Andre Ricks iyileşirse - eğer-... işlememiş olduğu bir suç için hapse girebilir.
André Ricks... avait-il une arme à la main... - quand Adam Duke l'a abattu?
Adam Duke onu vurduğunda Andre Ricks'in elinde silah var mıydı?
Je raconterai ça à André Ricks.
Peki, bunu Andre Ricks'e de söyleyeceğim.
- André a dévalisé un magasin?
Andre bir dükkan mı soymuş?
Les policiers ont mis le visage d'André sur un autre corps? Ils le piègent?
Polislerin Andre'nin yüzünü başka birinin vücuduna fotoşopladığını mı söylüyorsun?
Écoute, je dois te poser une ou deux questions, d'accord? - André?
Bak, sana bir kaç soru sormam gerekiyor, tamam mı Andre?
Une image Photoshop d'André Ricks a été donnée à la police.
Yardım almayı deneyebilirdiniz. Andre Ricks'in fotoşoplu bir fotoğrafı polise verildi.
Mais la photo d'André que vous avez envoyée à la police... C'était simpliste.
Yani, o fotoğraf, polise gönderdiğin Andre'nin fotoğrafı çok acemiceydi.
Et quand vous avez tiré sur André Ricks, il savait que vous pourriez être arrêté.
Ve sen Andre Ricks'i vurduğunda, senin tutuklanacağını biliyordu.
Quand Kuransky est descendu dans la rue... il a vu qu'André n'était pas armé, alors il a mis une arme sur lui.
Kuransky sokağa çıktığında, Andre'nin silahsız olduğunu gördü. Ve üzerine silah yerleştirdi.
André l'a fait pendant notre absence.
Onlar biz miyiz? Kanatlı.
Tu peux appeler André pour qu'il peigne un truc un peu moins... gay?
Andre isimli arkadaşlar edinmekten vazgeçmeliyiz.
Et puis, faut arrêter d'avoir des amis avec des noms comme "André".
- Kızıl saçlı olan baba, kızgın olan.
Docteur André Zamacona?
"Dr. Andre zamacona"?
J'ai enquêté, André. Il a vérifié.
İnsanlara sordum, Andre, ve bir sorun çıkmadı.
André.
Andre.
Pareil, André.
Ben de memnun oldum, Andre.
Il s'avère qu'André est chirurgien orthopédiste... très bon bricoleur et sympathique à côtoyer.
Andre ortopedistmiş. Elinden her iş geliyormuş ve çok kafa herifmiş.
- Chuck, Andre, on ne taquine pas.
Hayır, etmeyeceğim. Chuck, Andre, alay etmek yok.
C'est quoi, ce truc?
Biz yokken Andre yaptı.
Tes pères sont des fées qui volent.
Andre'yi arayıp, daha az gay bir şey çizdirir misin?
Andre, le centre.
Andre, çok açılma.
Si vous voulez tout savoir, Andre Hughes adore la flanelle.
İlgini çekerse, Andre Hughes da fanila giymekten hoşlanırmış.
- Andre Hughes, vous vous rappelez?
- Andre Hughes demiştim ya.
Ne culpabilisez pas, c'était la volonté de Dieu.
Andre, kendini suçlama. Tanrı böyle istedi.
Le corps de Hughes doit être emmené au labo de Walter Bishop - dès que possible.
Andre Hughes'un cesedini derhal Walter'ın laboratuarına götürmeliyiz.
Et testée. C'est du 77 %.
Analiz de ettim, Andre, yüzde 77.
Andre adore, Darius aime tellement qu'il vomit tellement il est nerveux avant un match.
Andre de futbolu seviyor. Darius da çok seviyor, ve kusuyor. Çünkü her maçtan önce çok gergin oluyor.
André.
- Ben de Andre.
La sélection se fera dans le nouveau loft de frimeur d'Andre.
Sonunda bulmuşsun. Süper.
Andre, on se fout de combien de thunes tu ramasses.
Babana gel.
Pour nous, tu seras toujours le gentil petit nigaud qui s'est fait entraîner là-dedans.
Zihnimde sertleştim. Bir de son olarak, draft Andre'nin şehir merkezindeki fiyakalı çatı katında olacak.
- Un aigle, c'est bien, non? - Ça fait super.
Andre, ne kadar para kazandığın umrumuzda bile değil.
- T'aimes pas? - Andre de la dernière saison est parti.
Komik olması gerekiyor ama iğrenç bu.
L'année prochaine, c'est moi qui vais me foutre de vos gueules.
Geçen dönemki Andre yok artık.
Ah oui?
Andre'nin draftta seçeceği son kişi her ne kadar eleştirmen olsa da Tiki Barber olacak.
Bienvenue chez Andre.
Benim evim demek, sizin eviniz demek. Beyler, etrafınıza bir bakın.
À la défense. C'était nécessaire, ça?
Hepimiz Andre'den bir ders alabiliriz.
Par contre, on peut tous s'inspirer d'Andre.
Lütfen kendi seçimlerinizi kendiniz yapıştırım.
Quelqu'un a pris Keyshawn Johnson?
Andre, sıra sende.
- Voilà l'erreur. - L'erreur annuelle d'Andre.
Keyshawn Johnson emekli olalı 3 sene falan oldu.
Merci de nous recevoir, Andre. Super soirée.
- Benim bidemde yapmayın bari.
- Je suis bluffé. Content que tu sois venu.
Misafirperverliğin için teşekkürler, Andre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]