English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Annapolis

Annapolis tradutor Turco

161 parallel translation
Crewson, je te nommerai élève officier à Annapolis.
Crewson seni Annapolis'e tayin ederim.
Quand il sera grand, il ira à Annapolis.
Annapolis'e gitmeyi düşünüyor.
cela confirme votre formule fétiche à AnnapoIis :
Annapolis'te öğrettikleriniz şimdi gerçekleşiyor :
Je vais faire une chose que je n'ai plus faite depuis AnnapoIis.
Şimdi Annapolis'te olduğumuz zamandan beri yapmadığım bir şeyi yapacağım.
ANNAPOLIS, MARYLAND - 1765 ( QUINZE ANS PLUS TARD ) Vous avez été 3 ans capitaine du Mary Rose.
ANNAPOLİS, MARYLAND 1765 ( ON BEŞ YIL SONRA ) 3 yıl Mary Rose'un dümenindeymişsiniz.
ANNAPOLIS, MARYLAND 29 septembre 1767
ANNAPOLİS, MARYLAND EYLÜL 29, 1767
Vient d'arriver, à bord du Légonier, Capitaine Davies, du fleuve Gambie... pour être vendu à Annapolis... contre argent comptant ou lettre de change... le mercredi 7 octobre prochain... une cargaison de 1er choix d'esclaves sains.
"Kaptan Davies'in Lord Ligonier gemisinden yeni çıkan Gambiya Nehri'nden gelen, Annapolis'te, 7 Ekim Çarşamba günü satılacak olan bir kargo dolusu, sağlıklı köle."
Un tas de sucre volé à la table des Blancs à Annapolis.
Annapolis'ten bir somun şeker çaldım.
- Ça t'a plu, le voyage à Annapolis?
- Annapolis yolculuğunu beğendin mi?
C'est le prénom d'une fille qui a été achetée à la vente d'Annapolis.
Kafesinde bir kız vardı.
J'ai entendu dire que tu volais... depuis la maison jusqu'à Annapolis.
Duydum ki, buradan ta Annapolis'e uçup geri geliyormuşsun.
Dans un endroit appelé Annapolis.
Annapolis denilen bir yere.
J'avais fait Annapolis avec lui.
O adamla Annapolis'te beraberdim.
- Annapolis, Classe 71.
Annapolis, 71. dönem.
Nous en avons trouve un d'un poste d'essence a AnnapoIis.
Annapolis'te bir benzin istasyonunda bir tane bulduk.
Un chasseur d'un hotel d'annapolis.
Annapolis'teki bir otelden bir oda hizmetlisi.
Je suis diplômé d'Annapolis, oui ou merde?
Annapolis'e Christ'in hatırı için gitmiştim.
Écrivain, enseignant à l'École Navale d'Annapolis, Maryland, USA, Ryan a servi comme lieutenant dans les Marines.
ABD Deniz Akademisinde profesörlük yapan Ryan, eski bir piyade teğmeni.
ÉCOLE NAVALE
ABD Deniz Akademisi Annapolis, Maryland
"Krusty rendant visite à des parents à Annapolis."
"Krusty Annapolis, Maryland'de Akrabalarını Ziyaret Ediyor."
Une semaine avant le premier braquage de la banque d'Annapolis.
Annapolis Kredi Bankası'ndaki ilk soygundan bir hafta önce.
Pour lui, tu es un ex d'Annapolis, d'Harvard, un théoricien, expert des affaires mondiales.
Ona göre sen dünya işlerinde uzman. Mektepli bir teorisyensin.
Je passerai quelques coups de fils, tu passeras des entretiens et tu seras engagé.
Annapolis'deki tanıdıklarımı ararım. Görüşme ayarlar, seni bizim programa sokarım.
On s'est rencontrés quand tu pensais aller à Annapolis.
Son sınıftayken tanışmıştık. Annapolis'e gitmeyi düşünüyordun.
Mon père voulait Annapolis.
Babam Annapolis'i düşünüyordu.
Nous habitions Annapolis.
Annapolis'te yaşıyorduk.
Annapolis...
Annapolis...
Nous étions ensemble à Annapolis.
Akademiye birlikte gittik.
- Annapolis. Import-export.
- "Annapolis Zeytinyağı İthalat İhracat."
Annapolis.
Annapolis.
Annapolis?
Annapolis`te değil mi?
Annapolis regarde ces notes de près.
- Annapolis sınavı değerlendirecektir.
Les partiels, les diplômes, Annapolis, ton père.
Vizeler, notlar, Annapolis, baban...
Annapolis pourra être fière de t'avoir.
Annapolis senin gibi bir öğrencisi olacağı için çok şanslı.
- EtAnnapolis?
- Ya Annapolis?
- Je n'ai pas postulé àAnnapolis.
- Annapolis'e başvurmadım.
Une famille de marins exemplaires. Il a fait Annapolis.
Annapolis'e gitti.
- Tu te souviens d'Annapolis? - Oui.
- Annapolis'i hatırladın mı?
Les gentils garçons étaient officiers de réserve, et rêvaient d'aller à Annapolis.
İyi çocukların hepsi Annapolis'e girme umuduyla genç yedek kuvvetlere üyeydi.
- Pour l'envoyer à Annapolis.
- Annapolis'e gitti.
- Qui? - Quelqu'un d'Annapolis, d'après ses papiers, en tout cas.
- Annapolis'ten ona benzeyen birinin, her neyse.
L'l.B.S. a engagé Bruce DiBiago pour traiter avec Annapolis.
Sendika, Annapolis'teki lobi çalışmaları için Bruce DiBiago'yu işe almış.
Combien de voix on a récolté à Annapolis, ce soir, Frankie?
Annapolis'te ne kadar oy eksiğimiz var Frankie?
Oui, j'en ai à la mairie. À Annapolis, j'en ai aussi.
Şehir Meclisinde etkiliyim, Annapolis'de de etkiliyim.
Il y a six mois, l'I.B.S. a engagé l'équipe de Bruce Dibiago pour qu'elle intervienne à Annapolis.
Geçen altı ayda sendika, lobi yapmaları için Annapolis'teki... Bruce Dibiago'nun adamlarını tuttu.
Si tu vas à Annapolis demander ce putain de canal, tu reviendras la queue entre les jambes.
Kanal için Annapolis'e kadar gittin elinde verdikleri s.kten başka bir şey almadan geri döndün.
La ville a des problèmes financiers et pas de soutien du gouvernement de l'État. On a fait tout ce qu'on pouvait pour ce programme.
Annapolis'teki az sayıda arkadaşımızla şu an ki şehrin mali yapısı sanıyorum bu konuda çok bile konuştuk.
J'ignore comment ça se passe en ville, mais à Annapolis, on essaie d'éviter les ennuis.
Siz şehirli çocuklar bu işi nasıl yapıyorsunuz bilmiyorum. Ama biz Annapolis'te, bazı davaları çözmeye çalışırız.
Retranchez aussi 200 millions de votre budget d'exploitation. Et 75 millions de plus de dépenses d'investissement, plus quelques millions fédéraux qui ne viendront plus d'Annapolis.
Bütçenize aktarılacak 200 milyon doları şehir harcamaları için verilecek 75 milyonu ve buna ilave olarak da Annapolis'ten aktarılacak milyonlarca adı konmamış parayı.
Prenez des mesures d'urgence si nécessaire.
Annapolis'ten misin?
Annapolis...
Annapolis.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]