Translate.vc / Francês → Turco / Arc
Arc tradutor Turco
2,143 parallel translation
- Mais pas celle avec l'arc-en-ciel. Parce que c'est à moi.
Ama benim kullandığımı koymayalım.
Quelquefois, mes intuitions m'indiquent que dans une autre vie tu as peut-être été Cléopâtre ou Jeanne d'Arc.
Sezgilerim bazen diyor ki, belki de sen daha önceleri Kleopatra ya da Jan Dark olarak yaşamıştın.
Alors je dirais que tu as peut-être raison pour Jeanne d'Arc.
O yüzden Jan Dark konusunda haklı olabilirsin diye düşünüyorum.
La fée de la lumière fait les arc-en-ciel. On sera heureuses à jamais
Sonsuza dek mutlu yaşayacağız
Non, Howard disait que le réacteur ARC n'était qu'un pas vers de nouveau progrès.
Howard, ark reaktörünün daha büyük bir şeye basamak olduğunu söylerdi.
Je prends l'arc et les flèches?
- Ne var? - Ok ve yayı da getirebilir miyim?
Il a dit qu'on ne peut pas tirer la corde de l'arc sans avoir une cible à viser.
"Önünde bir hedefin olmadan, okun yayını geremezsin" demiş.
Le tir à l'arc.
Okçuluk.
"son épée, son arc et son ceinturon."
"ve kuşağıyla birlikte Davut'a verdi."
Je suis arrivé au point où j'étais soudainement dans l'univers, dans ce grand vide êtres avec ceux de l'autre côté, et j'ai mis mes mains sur cet arc en ciel rose pâle incroyable, qui était entre moi et ces entités.
Benimle bu varlıklar arasında uzanan pembe ışıklı gökkuşağına dokundum Ve onu beyaz ışığa döndürmek istiyordum.
Je suis un paon qui vole vers un arc-en ciel.
Ben gökkuşağına doğru uçan bir tavuskuşuyum!
Ji et Gongshan tiennent un tournoi de tir à l'arc à Biyi.
Bakanım. Başbakan ve General Gong'un Biyi şehrinde bir okçuluk yarışması düzenlediğini duydum.
- Quelle discipline? - Tir à l'arc.
- Yarışma konusu?
D'où vient cette maîtrise de l'arc?
Kim sana bu atış becerisini öğretti?
Le péché appartient au vocabulaire du tir à l'arc.
Günah, bir okçuluk terimidir.
On est loin des coussins roses en forme de cœur et des chérubins avec un arc. On parle de meurtres.
Hayır, pembe tüylü yastıklar, yaylarından ok fırlatan küçük tombul melekler falan yok.
Et voici l'école de danse "Arc-en-ciel".
Hazırlanıyorlar. İşte karşınızda yaz gösterisindeki performanslarıyla Gökkuşağı Bale Okulu.
Ce type fait passer Guillaume Tell pour un prof de tir à l'arc de centre aéré.
Hayır. Bu adamın yanında William Tell yaz kampı okçuluk koçu gibi kalır.
Green Arrow a un arc et des flèches. Ok.
- Green Arrow'un oku ve yayı var.
Si vous songez sérieusement à quitter Schuester, la tente arc-en-ciel de Sue Sylvester sera ravie de vous protéger de sa tempête de racisme.
* Dans edebiliriz, dans edebiliriz, herkes vurabilir duvardan duvara * * Dans edebiliriz, dans edebiliriz, herkes baksın ellerine * * Dans edebiliriz, dans edebiliriz, herkes cesaret göstersin *
On a fini les croquis de la nouvelle collection, qui pourrait s'appeler la collection Arc-en-ciel.
Yeni koleksiyonun taslaklarını bitirdik ismi gökkuşağı koleksiyonu olabilir.
Cela va arc-bouter le haut de l'église et maintenir les murs rigides quand le vent souffle.
Böylece kilisenin üst kısmını desteklemiş olacağız bu sayede rüzgar estiğinde bu duvarlar sağlam kalacak.
Comme un arc-en-ciel.... Il m'a choisi.
Sanki siyah bir gökkuşağı gibi ve beni seçti.
Vous disiez : "Je suis l'homme arc-en-ciel."
"Bana bak, ben gökkuşağıyım." diyordun.
On vient aider l'homme arc-en-ciel à boucher les trous d'hier soir.
Biz aslında dün geceki boşlukları doldurması için gökkuşağına yardım etmeye geldik. Hatırlamakta zorlanıyor da.
Je chasse à l'arc. Le cerf de Virginie.
Bir avcıyım ak kuyruklu geyik avlıyorum.
Cet arc dans son camion engendrerait une vélocité suffisante... pour que cette pointe de flèche produise le trauma sur le sternum de la victime.
Arabasındaki yay, bu ok ucuna kurbanın göğüs kemiğinde travmaya yol açabilecek yeterlilikte sürat kazandırabilir.
Mais ou il n'a pas utilisé un arc de chasse... ou il a réussi un coup étonnant à la limite absolue de la portée de l'arc... qui serait... De très loin.
Fakat avcı yayı kullanmamış ya da ok menzilinin dışından inanılmaz bir atış yapmış olabilir ki bu da çok uzak oluyor.
Vous avez déjà goûté à un arc-en-ciel?
Daha önce gökkuşağının tadına baktınız mı?
C'est bien un arc? Montre...
Yayına bakabilir miyim?
Ils sont allés au bout de l'arc-en-ciel et ils sont ici avec les marmites d'or.
Gökkuşağının sonuna kadar gittiler ve altın küpleriyle döndüler.
L'arc-en-ciel des gelées.
Jöle gökkuşağı!
- et pour toi? - rien.Juste, heu... ha oui, j'ai un nouvel arc. quoi de neuf?
- Peki ya sen, yeni bir şey var mı?
Le seul arc-en-ciel.
Bir ümit ışığı gördüm.
"Chaque couleur est importante, unis, nous formons un arc-en-ciel."
"Tüm renkler önemlidir çünkü birlikte gökkuşağını oluştururuz."
Je vais te gifler à coup d'arc-en-ciel.
Evet. Tokadımı yersen gökkuşağını görürsün.
En parlant d'arc-en-ciel, Oscar... tu es une double minorité.
Gökkuşağı demişken... Oscar... Bir bakıma çift azınlıklısın.
Où est-ce qu'on est, au pied de l'arc en ciel?
St. Patrick gününden hemen önce... Gökkuşağının bittiği yeri de bulursak her şey tam olacak.
Elle a plusieurs cordes à son arc.
- Muhteşem elleri olmalı.
Elle est retenue en otage par un anti-IVG avec un arc et des flèches.
Bir kürtaj karşıtı elinde ok ve yayla onu rehin aldı.
" Quelque part au-delà de l'arc-en-ciel
# Somewhere over the rainbow
"Des sentiments si forts ne mentent pas" "Comme un papillon et une colombe sur l'arc-en-ciel de l'amour"
"Duygularım kabardı, yanılıyor olamazlar sanki bir kelebek ve aşkın yağmurunda uçan bir kumru gibi."
Tu avais raison, la constellation dans le journal de Veritas se recoupe avec les notes de Carter sur l'Arc d'Orion...
Hislerinde hakliydin. Veritas günlügündeki bilgiler ve Carter'in notlari isiginda Orion'un Oku'nu buldum.
CLUB DE TIR À L'ARC
Okçuluk Kulübü.
C'était un arc de six mois.
Altı ay gösterimde kaldı.
C'est un double arc-en-ciel!
Çifte gökkuşağı!
Une vidéo "double arc-en-ciel" avec un doublage de Glenn Jr.
Genç Gleen Childs'ın sesini taklit eden birinden "Çifte Gökkuşağı" videosu.
Google "double arc-en-ciel" et "Glenn Childs, Jr."
Google'da "çifte gökkuşağı" ve "genç Glenn Childs" arat.
Plusieurs cordes à son arc, mais pas très futée.
Bir çok alanda oldukça yetenekli ama Sol beynini kullanan hazır cevap biri olarak değil.
Un couteau ou un arc?
Bıçak yada yay?
OK, Je complète l'arc.
Kavisi tamamlayalım.