Translate.vc / Francês → Turco / Armand
Armand tradutor Turco
310 parallel translation
Armand Duval.
Adım Armand Duval.
Armand est triste comme une chanson â boire!
Şarabını içsene Armand. Sarhoş şarkısı gibi hüzünlü. Sorun ne?
Allez donc danser avec l'une de ces jolies filles.
Armand, gidip o güzel kızlardan biriyle dans etsene.
Ainsi, vous êtes bien décidé?
Demek gerçekten gidiyorsun Armand Duval?
Tu n'es pas raisonnable.
- Duygusal olamazsın Armand.
Et si vos créanciers se rabattent sur Armand Duval?
Ya diğer borçluların bunu duyup borçların için Armand Duval'ın kapısını çalınca ne olacak?
S'il en arrive une quand je suis avec M. Armand, mets-la dans ce livre et dis â Jacques de me l'apporter.
Ben Mösyö Armand'layken gelirse mektubu içine koy ve Jacques'la göndert. - Pekâlâ.
M. Armand ne doit rien savoir.
- Armand bunu bilmemeli.
Tu me fais mal, Armand!
Canımı yakıyorsun.
Il est souvent ici, en effet, mais aujourd'hui il est â Paris.
Evet, Armand Duval sık sık buraya gelir. Ama bugün Paris'te.
Armand m'a réclamé sa modeste fortune.
Armand mütevazı servetini derhal almak istediğini kendisi söyledi.
Je peux encore subsister seule.
Armand'dan bir şey almadan da geçinebilirim.
Depuis quand connaissez-vous Armand?
Armand'ı ne zamandır tanıyorsunuz hanımefendi?
J'aimerai toujours Armand et je crois qu'il m'aimera toujours.
Armand'ı daima seveceğim. Bence o da beni daima sevecek. - Demek daima?
Armand est jeune. Il a une carrière qui l'attend.
Önünde uzun bir hayatı, onu bekleyen bir mesleği var.
C'est un homme comme les autres.
- Armand diğer erkeklerden farklı değil. - Yapmayın hanımefendi.
Armand est différent. Tant qu'il vous aimera, il ne sera pas admis lâ où vous ne l'êtes pas.
Görüyorsunuz, Armand sizi sevdikçe sizin giremediğiniz yerlere girmeyecek.
A moins qu'il ne sombre au point de vivre aux crochets d'un tiers.
Birlikteliğinizde faturaları başkasına ödetecek kadar alçalmadığı taktirde. Armand'ı tanımıyorsunuz.
Je veux qu'il profite de la vie, pas qu'il se sacrifie.
Armand hayatını yaşasın istiyorum ; feda etmesini değil.
Moi, je n'ai que lui.
Benim sadece Armand'ım var.
Je ne fais pas cela pour vous, mais uniquement pour Armand.
Ne yaparsam yapayım, hiçbiri sizin için değil. - Hepsi Armand için.
Vous avez obéi â votre devoir de père.
Sadece Armand'ın babası olarak yapmanız gerekeni yaptınız.
Je n'en vaux pas la peine.
- Ben öldürmeye değmem Armand.
Je ne peux pas.
Armand kaybedebilir.
Armand risque de tout perdre par ma faute.
Her şeyi kaybedebilir ve hata benim. Telaşlanma hayatım.
Allez dire â M. Duval que j'aimerais lui parler ici.
Mösyö Armand Duval'a bir mesaj götürür müsünüz? Onunla konuşmak istediğimi söyleyin.
Armand doit quitter le pays.
Yani tutuklanmamak için Armand ülkeden ayrılmalı. Yola çıktı bile.
- On a entendu. Sais-tu qu'elle est malade?
- O hasta, biliyor musun Armand?
Rien ne pourrait me faire du bien, excepté le retour d'Armand.
Armand'ın dönüşü hariç bana hiçbir şey iyi gelemez Gaston.
Sais-tu qu'Armand Duval est â Paris?
Armand Duval'ın Paris'te olduğunu biliyor muydun?
Tu connais Armand Duvalle?
Armand Duvalle'i tanıyorsun hayatım.
La voiture d'Armand est tombée en panne.
Gecenin köründe araba bozuldu, ıssız bir yerde kaldık.
Un élève d'Armand nous avait invités.
Bizi Armand'ın öğrencisi davet etmişti.
Vous êtes toujours si gentil!
Armand, hep böyle güzel şeyler söylersin.
C'est vrai, vous êtes loin d'être un Don Juan.
Doğru Armand, kimse seni iyi bir aşık olmakla suçlayamaz.
Tu étais trop occupée avec Armand Duvalle pour le faire.
Her sabah bir mektup geleceğini biliyordun. Ama Armand Duvalle'le öyle meşguldün ki mektuplara aldırmadın bile.
M. Duvalle est là?
Armand Duvalle içeride mi? - Adınız lütfen?
- Quel idiot! Il croyait me trouver dans les bras d'Armand.
Beni Armand'ın kollarında bulacağını sanıyordu.
Vous m'avez fait appeler?
- Merhaba Armand. - Beni çağırmışsınız.
C'est là où je veux en venir.
Evet Armand, ben de onu demek istiyorum.
- Armand! Va aider Juliette pour les lits.
Juliette'in yatakları toplamasına yardım et.
Cela continuera!
- Armand genç bir adam.
Non.
Armand farklı.
Sans Armand, je suis perdue!
- Armand'sız mahvolurum.
Vous l'entendez, celle-lâ?
- Ne desem boş. - Armand Duval geldi.
Voilâ Armand Duval!
Armand, evladım.
Armand gagne encore!
Armand tekrar kazanıyor.
Il n'est pour rien dans ce qui s'est passé.
Armand, olanlardan o sorumlu değil. Yemin ederim.
Entrez!
- Armand!
Laisse Armand tranquille.
- Armand'a eziyeti kes, Gaston.
Il recommence l'imitation.
Armand!