Translate.vc / Francês → Turco / Arthur
Arthur tradutor Turco
6,864 parallel translation
Honte à toi, Arthur!
Kendine bir bak ve utan, Arthur!
Arthur est dans la salle à manger.
Arthur yemek odasında, efendim.
Sauf votre respect, Arthur, vous êtes un snob.
Tüm saygımla söylüyorum Arthur, sen tam bir züppesin.
Chester King est Arthur.
Chester King, aslında Arthur.
C'est le chef d'une agence d'espions nommée Kingsman.
Arthur, Kingsman denen bir casus organizasyonunun başı.
Arthur, je suis désolé.
Arthur, özür dilerim.
Arthur, s'il vous plaît.
Arthur, lütfen!
Arthur?
Arthur?
Arthur, Harry est mort.
Arthur, Harry öldü.
Arthur reçoit des messages disant de se mettre à l'abri.
Arthur'un telefonuna güvenli bir yere gitmesi gerektiğine dair mesaj geliyor.
Tu entres grâce à l'invitation d'Arthur.
Arthur'un davetiyle giriyoruz. Ortama ayak uydurman gerek.
Tu dois passer inaperçu. Me faire passer pour Arthur?
- Arthur'a mı benzemem lazım yani?
Donne-leur ça. - Donne son vrai nom, Chester King.
Onlara bunu vereceksin, bir de Arthur'un gerçek ismini, Chester King.
Ser Arthur Dayne.
Sör Arthur Dayne.
Mais Cecilia Payne avait assisté à une conférence à Londres donnée par l'astronome Sir Arthur Eddington, le premier scientifique à fournir la preuve de la révolutionnaire théorie générale de la relativité d'Einstein.
Ama Cecilia Payne, Londra'da Einstein'ın Genel Görelilik Kuramı'nın doğru olduğuna dair ilk delili bulan bilim insanı olan astronom Sir Arthur Eddington'ın verdiği bir derse katılmıştı.
Arthur, je te présente Dennis Nash.
Bu delikanlı Dennis Nash.
Arthur Link, le commissaire de comté.
- Bölge Delegesi Arthur Link. - Memnun oldum.
À bientôt, Arthur.
Görüşürüz, Arthur.
Beaucoup de propriétés vont être affectées par la décision du Comité de zonage, Arthur.
Kurulun vereceği kararın mülk sahiplerini etkileyeceğini sen de biliyorsun, Arthur.
Y a autre chose, Arthur?
Söyleyeceğin bir şey var mı, Arthur?
- Arthur.
- Arthur.
C'est très juste, Arthur.
Kesinlikle doğru Arthur.
- Tant mieux.
- Güzel. - Teşekkürler Arthur.
Merci, Arthur. - Super. Inutile de manger.
Yemek yemek zorunda olduğumuzu sanmıyorum.
Arthur est quelqu'un de bien.
Arthur iyi bir adam.
Arthur... J'ai remboursé mon 1er prêt il y a 11 ans.
Arthur, ilk borcumu sana 11 yıl önce ödedim ben.
Arthur, souviens-toi, elle est très versatile.
Arthur, unutma, kız çok değişken karakterli.
Avez-vous trouvé l'artefact, Arthur?
Objeyi bulabildin mi Arthur?
Arthur a encore réussi à trouer sa chaussure.
Arthur yine ayakkabısının ucunu yırtmış.
Arthur...
Arthur...
Arthur, Henry et Edward Connor.
Arthur, Henry ve Edward Connor.
Mais vous n'avez pas trouvé Arthur.
Ama henüz Arthur bulamadınız.
Personne ne veut me dire dans quel camp ils ont mis mon fils Arthur.
Kimse oğlum Arthur'un gittiği kampı söylemiyor.
Arthur, tes frères vivent en toi.
Arthur.. Kardeşlerin seninle yaşıyor.
- Arthur!
- Arthur!
Orhan, viens montrer à Arthur notre deuxième belle chambre.
Orhan... Yardım et de Arthur'a ikinci en iyi odamızı gösterelim.
Dis lui ce qu'Arthur t'as dit en bas.
Arthur'un sana aşağıda söylediği şeyi söyle.
Monsieur Arthur Conan Doyle a dit ça.
Sir Arthur Conan Doyle'un sözü.
- Écoute, mon chou, et même si tu étais Arthur Scargill, on ne parle pas pendant le bingo!
- Bak tatlım. İstersen Arthur Scargill ol. Ama Bingo oynanılırken konuşma.
Dr Arthur Strauss. Il était conseiller au pensionnat où Joe est allé dans le New Hampshire, il a été son mentor pendant ses 13 ans au lycée.
Dr. Arthur Strauss, Joe'nun New Hampshire'da gittigi yatili okulda danismanlik yapiyordu.
Merci Arthur.
Sag ol, Arthur.
Une fourmi moissonneuse en saphir et topaze conçue pour moi par Joel Arthur Rosenthal, le Fabergé de notre époque.
Günümüzün Fabergé'si Joel Arthur Rosenthal tarafından benim için yapılmış, safir ve topazdan bir ekin karıncası.
Je suppose que même le roi Arthur a gagné une bataille ou deux avec la sorcellerie.
Kral Arthur bile büyünün yardımıyla birkaç savaş kazanmıştır.
Arthur avait un magicien à sa disposition.
- Arthur'un emrinde bir büyücü vardı.
Arthur.
- Arthur.
Oui, mais...
Evet ama şunu bilmelisin Arthur.
Nous recherchons l'homme qui a construit cette éolienne. Arthur!
Arthur!
Il peint des icônes dans la vieille église. Arthur!
Arthur!
Arthur.
Arthur.
La ferme, Arthur.
Bi'sus Arthur.
Arthur, ne fais pas ça.
Arthur yapma şunu.